ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
VINNER
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Mar.2008 Pzt 19:19:08 |
| fiogf49gjkf0d SEN SEVMEYİ BİLİRMİSİN?
Sen sevmek nedir bilirmisin ki? Bir çocucuğun ilk adımlarındaki O ürkek coşku dolu saflığıyla İlk duyguları yüreğinde saklamadın ki? Kilitlere vurulmuş bir sandık gibi!
Sen bakmayı bilir misin ki! Bir ömür boyu bir çift göze esir olup, Işığın etrafında dönen kelebekler gibi, O bakışların derinliğinde kaybolup, Başka güzellikleri göremeyecek kadar Kör olmadın ki!
Sen hasret nedir bilirmisin ki! Her gece bir zindan olurken yüreğinde, Rüyalarında sevdalara koşarken,dolu dizgin Uyandığında yitip gitmesin diye hayallerin, Umutla telefona sarıldığında, Ellerin çaresiz kalmadı ki!
Sen ölüm nedir bilirmisin ki? Hasretinle geçen hergün cehennem olup, Bir kor gibi dağlasada yüreğini, Bir an bile olsa tekrar görebilme umudu Pamuk ipliği ile bağlarken yaşama seni, Hergece canını alsın diye, Tanrıya yalvarmadın ki!
Sen ne sevmeyi, Ne de sevdan için ölmeyi Bilemezsin benim gibi. Ölüm kapını çaldığında, Çok geç olsada herşey için! Birgün anlayacaksın belki
Sevginin sonsuz olduğunu.
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Mar.2008 Sal 16:11:18 |
| fiogf49gjkf0d
HER SEYINLE HER SEYDE SEVILIYORSUN |
|
|
Gözyaşlarınla tezat tadın
Bir şeyler oldu bana bir değişim… Büyük değişiklikler zinciri… Daha bir güzel bakıyorum kendime. Ellerimi kremliyorum sürekli. Uyurken bile çıkarmıyorum aşk gözlüğümü. Bir şeyleri bile özlemek uykuda… Hiç ayrılamıyorum senden, uykumda bile yanı başımda… Montsuz sokaklara çıkıyorum sabahları. Soğuğa zırh oluyor sevdam. Ayaklarımda yay varmış gibi yürüyorum parklarda. Daha hızlı ve kuvvetli atıyorum adımlarımı. Daha bir dayanıklıyım acılara. Sevgiye kas yaptı pazılarım. Her saniye sesini özlemek sonra… Sesini özlemek çığlıklar içinde. Herkese güler yüzlüyüm, herkese samimi… Gözlüğüm yetmiyor başka güzelleri görmek için. Dinmek bilmeyen bir volkan gibi umut doluyum. Şehrin karbondioksitli havasını çekebildiğim kadar içime çekiyorum. Mis geliyor bana dumanlar. Boşuna akan çeşmeleri kapatıyorum. Duygularım gibi israf etmek istemiyorum suları. Bitmek bilmeyen kışa sinirleniyorum. Yaz gelmeli artık kavuşmalı iki kalp. Sımsıkı sarılmalı duygularıma. “Ne! kış daha gelmedi mi?” diyorum. “Yoksa bütün suç açmayan ayva çiçeklerinin mi?” Bilmiyor bende her zamana yaz olduğunu. Evlerin bacalarını içiyor şehir. Her kokuyu seviyorum artık. Nemli şehrindeki zambakların yapraklarındaki su tanecikleri oluyor yar. Ben denizsiz şehrin topraktaki çatlakları oluyorum. Suya hasret gibi hasretim gülüşüne. İhtiyacın vardır sarılmalara. Yatağın enine sığıp, karnıma yatmanı, Geç yapılan kahvaltıları, Vaktin geldiğini belirten 1-2-3 diye saymaları, Gözlerine sürdüğün laciverdi seviyorum! Yırtıp atıyorum ihanetlerle örülmüş geçmişi. Uyumalı dizlerimde, gözlerine kurban olduğum. Balkona çıkıp yıldızları izliyorum huzurlu huzurlu… Senli rüyaların saatlerce sürmemesine kızıyorum. Senin kokunla buluşuyor ciğerlerim. Nemli bir şehrin havası gibi, Yapış yapış oluyor kalbim. Bir şeylerle ılık ılık oluyor içim. Hayatıma uyum sağlamış gibi… Çarpıntısı rahatsız etmiyor kalbimin. Mosmor görüyorum her şeyi “Dayaktan değil sevdadan” biliyorum.. Umurumda olmuyor dünyanın kahpelikleri. Hiç çekinmiyorum karanlık sokaklardan. Yüzesi bir denize hasret bedenim. Nefesimi tutuyorum boşluklarda. Şiir gibi geliyor sevgi sözcükleri. Sana yazılmış şiirleri seviyorum gecelerde okuduğum, Geceleri seviyorum çıkmaz sokak ıssızı. Ezberimde tutuyorum her sözünü. Şarkıları daha içli dinliyorum. Her şarkıda bir iz saplanmış senden. Kalbime büyük harflerle yazmışım adını. Kalın, italik ve çizmişim altını… İçime sığdıramıyorum aşkımı. Mola vermeden yaşıyorum hayatı. Yaşamaya dair hep bir istek var tüm hücrelerimde. Daha az aklıma geliyor ölüm. Daha bir duygusal oldum. En varoş yerinden en kalabalık yerine kadar senden bir şeyler buluyorum bu şehirde. Bu şehirde yalnız gezen bir yıldız oluyorum sensiz. Kötü tepkilere sessiz kalıyorum. Kafama takmıyorum sıkıntıları. İçimde bir boş vermişlik… Polyanalaşıyor içimdeki karamsar bebek. Yüzüme, dudaklarıma kazıdım her öpüşünü. Esprilere en derinden kahkahalar atıyorum. Gülmediğin zamanlarda girmeliyim gamzelerine. Nefessiz kalmalıyım her kahkahanda. Sesli sesli konuşuyorum insanlarla. Sürekli şakalar yapıyorum arkadaşlara. İlk gezilen müze tadındaki ellerini arıyorum. Nefes aldığın şehri seviyorum çılgınca. Depremler yaşamak beraber. Dalga geçmek artçı olanlarıyla… Razı olamıyorum buruk uyanmalarına. Gelecek için bir dua hep sana hasret dudaklarımda. Ateşli bir aşkın içinde buluyorum kendimi. Kalbimden başka bir yerimi yakmıyor aşkın ateşi Şiirler dinliyorum içli içli Şiirler hep aynı değişen sadece kelimeleri. Bağıra çağıra şiirlere eşlik ediyorum! Bir şeyler karalıyorum bazen sevgiliye. Derin derin nefes alıyorum her mısrasında. Ellerime laf geçmiyor, parmaklarım ünlü şairlerle yarışırken yakalıyorum. Sevdam kafa tutuyor beynime. Nazlanıyor isteksiz hallerim. Sinir krizlerim korkuyor neşemden. Kendime zambaklar alıyorum sen kokan. Sevdiğin çiçekleri seviyorum. Kokuları karışıyor sevilesi şeylerin. Tenim… Okşamalarını özlüyor sürekli. Durup dururken ağlamaklı oluyorum. Uzun uzun yüzüğüne bakıp kayboluyorum. Bir yudumda içiyorum ağzına kadar dolu sevdamı. Yağmurları bambaşka izliyorum. Her damla içimi ıslatıyor. İçime almak geliyor sokak kedilerini. Bir çocukla çocuklaşmak için can atıyor gönlüm. İyi dileklerde bulunuyorum insanlara. Hep bir sevgi sözcükleri dilimde… Dilimde zamansız bir “Seni seviyorum” Dualarla uyanıyorum sabahlara. Besmeleyle açıyorum yorganımı. Selam veriyorum sadece ışık veren güneşe. Bulutlar önüne geçerek o da selam veriyor bana. Razı oluyorum her gece uykusuz kalmalara. Gözlerim sensizliğe dalıyor. Kaybolasım geliyor piramit gözlerinde. İsminin baş harfiyle başlayan sokaklarda yavaş adım ilerliyorum. Yağmurları beklemeden ıslanmak… Göğe ağzımı açmak geliyor her yağmurda. İsmindeki harflerin yerini değiştirerek yeni isimler buluyorum sana. “Bu kadar hasret kalınır mı bir çift gamzeye?” diyor insanlar. “Bu nasıl bir sevgi…” diyor kuzenim. “Bu nasıl bir kalp” diyor, içinde dilenen kalbim. Kimsesiz oluyorum aniden. Kendimle yine bulunduğum yerde karşılaşıyorum. Kayboldum ıssız bir adada. Yanıma alacağım üç kelime “Seni Çok Seviyorum” Yanıma alacağım tek şeyim… Neredesin sevgilim? Seni Çok seviyorum… | | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Mar.2008 Sal 16:12:06 |
| fiogf49gjkf0d
GÖR İŞTE BENİ |
Odamın duvarına yaptığım
Resmine bakıyorum yaşlı gözlerle
Ayak izlerini arıyorum salonda
Yüzümde ellerinin sıcaklığını...
Gecenin karanlığında gözlerini arıyorum
Seni soruyorum sana aşık aynalara
Adını katıyorum aşk dolu şarkılara
Senin adınla başlıyorum
Sana yazdığım ama
Sana gönderemediğim mektuplara
Saçlarına taktığın çiçekleri soruyorum baharlara
Kokunu rüzgarlara...
Gözyaşımı katıyorum gülüm
Seni düşündüğümde yağan yağmurlara
Adını yazıyorum buğulu camlara
Seni sevdiğimi haykırıyorum dağlara
Her güne seninle başlayıp
Yalnızlığımı kırıyorum
Seni unutmak için
Bir bir deviriyorum kadehleri
Kurutuyor bağırışlarım denizleri
Her an sen gelecekmişsin gibi
Bekliyorum gündüzleri
Gör işte beni
Unutmadım hala seviyorum seni | | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Mar.2008 Sal 16:12:59 |
| fiogf49gjkf0d
Hücremde Ayışığı |
Sesimi sesinin üstüne koyma
kara gecede, karanlıkta, acılı
yüreğimde yeşerdiyse de alevi ölümün
kan boğmadı daha korkuyu
kırılmadı kin ve öfkenin fidanı
Sesini sesimin üstüne koyma
ağzımda prangası tutuklu rüzgâr
Yanlış arama ölümden başka
kurşuna dizilen resimlerde
acıyla örülmüşse cesetler
ve ağlıyorsa hücremde ayışığı
üzgün değilim, hüzünlü asla
Yanlış arama ölümden başka
sırtımda falakası tutuklu rüzgâr
Yüreğimde mezarlar açma artık
kazıdım hücremin duvarına çünkü
zamanı kucaklayan öfkemi
acıdan üretilen sesimi
gençliği damıtılmış günlerimi
Yüreğimde mezarlar açma artık
elimde kırbaçları tutuklu rüzgâr
Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
korkuyu mu bekliyor o nöbetçi
niçin hiç konuşmuyor yıldızlar
şafak söktüyse nerde kar filizleri
uyusam uyansam her yerde bahar
Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
sesimde zincirleri tutuklu rüzgâr
Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
deli rüzgâr, çıplak suyun rahminde
artık ne hücrem, ne yalnızlık
eskisi gibi düşmanım
ama hâlâ yanıyor yüreğimde işkence
Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
yüzümde kelepçesi tutuklu rüzgâr
-Söyle kim hak kazandı ölüme
| | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Mar.2008 Sal 16:14:18 |
| fiogf49gjkf0d
Güneşe Köprüm Rüzgarlara Türküm |
zerre kadar
yalanım yok sevdiğim.
nasıl anlatayım
kendimi sana.
ben öyle,
allahıma,kitabıma
dinime,imanıma
diye yeminler bilmem
diyeni de sevmem.
tek bildiğim,
sözüm özümden gelir
özümü de sen bilirsin.
karanlık gecelerimde
yıldızlara bakarak deyil,
düşlerimin derinliğinde bile
seni düşündüğümü,
senin aşkının aşkı için
yürek yangınımı,
onursuza,ite kopuğa
şerefsize, namussuza
boyun bükmeden
bendeki öze,
özde ki çeliğe
su vererek,
iki ağzı keskin
bir bıçak olup,
sana kavuşacağım
a na kadar,
beni tutkundan deyil
sevginden,
aşkının inanancından deyil
varlığından,
yoksun etme diyen
yürek tutuşmamı da
en iyi sen bilirsin.
aldığım nefesin
içtiğim suyun aşkına,
sana ihanetim yok.
tek doğrularımdan kaynaklanan
yanlışım var.
ben demedim hiç,
biz dedim hep.lakin,
bir tel akort tutmazsa
ezgiye makam olmaz.
makam tutturamadım.
fırtına öncesi sessizliğinde,
pusuda bekleyen
acı hayata
hazırlıksız yakalandım.
ne idim ne oldum demedim
ne olacağımı bilemedim.
pusu karşısında
arkaya saklanmadım.
ayışığı kadar çıplak,
güneş kadar gerçek,
tek başıma tek yürek,
korkmadan kaçmadan
tek sana güvenerek,
varlığını düşünerek
aşkına inanarak,
dik kafamla acı hayata,
hayatın bir zenginliğidir,
dediğimi de sen bilirsin.
işte bu nedenle aşkım,
ilk gözağrım sevdiğim,
bilerek ihanetim,
güneşe köprüm
rüzgarlara türküm,
seni düşünerek ölmek bile
yetiyor bana, dediğimi de,
bir tek SEN BİLİRSİN...
| | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Mar.2008 Sal 16:15:13 |
| fiogf49gjkf0d
|
Keşke Dememiş Olsaydım
Keşke, yaşadığımı yaşayanım olsaydın Kuşların kanatlarını uçurup Sana gönderdiğim mektupları alsaydın Ve yağmur ıslatırken saçlarını Yağmurun üzerine yağan ben olsaydım
Keşke, hislerimi hissedenim olsaydın Kışın soğuk günlerinde Yaktığım güneşlerde ısınsaydın Kâğıtlarla kalemlerin üstüne Yazdığım şiirleri okusaydın
Keşke, ışığımı aydınlatan olsaydın Doğudan alçalıp, batıdan yükselirken Akşam doğup, sabah batan Ve Işığını aydan alan güneşime Işık olsaydın
Keşke, ağırlığıma yük olsaydın Ben onları değil Onlar beni aşmak isterken Omzunu verip, atsaydın dağları omzumdan Seninle bile paylaşamadığım seni Bana getirseydin
Keşke gözlerime göz olsaydın Saçlarımla ağarttığım karları Sen görseydin Martıların kanatlarında asılı gözyaşlarımı Sen silseydin Rüyalarımda ıslattığım suları Sen içseydin Uykuyu bile misafir almayan gözlerimin önünde Bir serap gibi kalsaydın Gözlerimde yüzen denizlerde Yüzen sen olsaydın
Keşke, Keşke dememiş olsaydım Aşkına aşık bu yüreği Koparıp alsaydın benden Sadece kalsaydı beden İnan üzülmezdim buna Madem ki sen yoksun Bu yürek, bu beden fazladır bana Keşke, sen de bir örümcek ağıyla bağlansaydın Ben delicesine bağlıyken sana.... | | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Mar.2008 Çar 09:34:17 |
| fiogf49gjkf0d
yol mu sana çıkmayan.. |
|
|
Bazı duyguları ifade edebilmek; Seni sevmek gibi güzel! ..
Yani ben, kanatları zamklanmış bir kelebek gibiyim; parmaklarım bulamadığında seni, kağıdın-klavyenin üstünde... Ve zihnim soyulmadığında sana.. Zihnim, soyunmuş bir elma gibi; Dişlediğin..!
Esiri "eseri" dir efendinin..!
Efendim, merhamet edin
Niyetim, denizlerinizi çalmak değil; yakamozları seyretmek, ve kapattığınızda gözkapaklarınızı, kirpiklerinizi düzeltmekti... Niyetim; nefesinizin serinliğinde yıldızlarla dertleşmekti.
Esirinizim efendim; Size hediye ettiğim göğüs kafesimin içindeki bir kuş gibi..!
Esirinizim efendim;
Parmak izlerimin kordan birer mühür olduğunu biliyorum. Tenine dokunmaktan korkuşum bundan; kutusuna sürtündüğü an tutuşacak bir kibrit çöpü gibi!..
Ben artık, güneşte kurumuş çıra gibiyim, yahut esmer çalgıcının ısıtarak gerdiği bir deri gibi!..
Bazı duyguları ifade etmek, seni sevebilmek gibi güzelse de; seni sevebilmek, sevmekten öte bir şey...
"Attığın taşın vurduğu nokta" değildir, birini sevmek.. Atacağın noktayı bilmek... Oraya bakmak, orayı görmek... Ve atışını yapıp, "tam o noktaya" vurmaktır... Ve de; Vurduğun noktada durmaktır, sevmek! Üstelik, sevmek; tercihini yapmaktır... Ve, sözünde durmaktır!..
Şimdi...Sen...Tutuştuğu zaman... Kavak çırpısından yapılmış bir kibrit çöpü gibi;yandıkça sana doğru kıvrılan bir bedenden,başka ne istersin ki ?..
Zihnimde yol yok;
Sana çıkmayan...
Ve senden gelmeyen!
| | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Mar.2008 Çar 09:36:01 |
| fiogf49gjkf0d | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Mar.2008 Per 17:46:35 |
| fiogf49gjkf0d Her gece düşünür dururum seni Hayalini kurar avuturum kalbimi Avunur mu avunmaz mı bilinmez Düşünür dururum seni..
Bilsen sana olan sevgimi Severdin beni deli gibi Ellerim bir başına ve buz kesmiş Düşünür dururum seni..
Aşkım kolay kolay bitmez Acım hiç bir zaman dinmez Bu yara geçer mi bilinmez Düşünür dururum seni..
Keşke anlasaydın halimi Sarıp kollarına öpseydin beni Ama napim sevmiyorsun ya beni Düşünür dururum seni... | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Mar.2008 Per 17:48:15 |
| fiogf49gjkf0d
SÖYLEYİN SEVGİYİ NEREYE SAKLADINIZ
Hep sevgiyi arayıp durduk bu güne kadar Sevgi yürekte saklı, ama çok geç buldular... Sevgilerle...
Bazen düşünüyorum, bu dünyanın kini niye? Her yer nefret dolu, sevgi nerede? Herkesin içinde bir yalnızlık, bir bezginlik Daha yolun başında tüm ümitler tükenmiş Herkes bir şeylere aç, kimsenin doyduğu yok Tabaklar nefret dolu, sevgiden eser yok Hesaplar öyle kabarık ki, kimse ödeyemiyor Bunun ceremesini hep masumlar çekiyor Bir tutam sevgi için, bin çiçek eziliyor... Bütün renkler kirlenmiş, yıkasanda çıkmıyor Bir tek siyah ve bayaz kimseye karışmıyor Şöyle bir bak etrafa, siyahlar ne kadar çok Siyahlar arasında, beyazları gören yok Artık sevgisizlikten güneş bile kararmış Her taraf sis içinde, bütün yollar kapanmış Yürekler karaborsa da, kimse alamıyor Gri caddelerde ruhsuz insanlar geziyor Sabra mahal verilmiyor, herkes kahır içinde, Herkes hissiz, gözler suskun ve çaresiz Hey insanlık!!! Ayağa kalkın artık... Sadece nefretle yaşanırmı sandınız? Söyleyin sevgiyi nereye sakladınız?...
|
| | |
| |