ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Mar.2008 Pzt 08:58:10 |
| fiogf49gjkf0d
Dokunamazsınız yoktur göz yaşları, Duyamazsınız sessizdir feryatları Solar yüreğinde gülden umutları Dayanamaz!...Aşk ağlarsa... Keskindir sevdanın kılıcı Gönülde bırakır derin bir acı Tabiplerde bulunmaz ki ilacı Korkuyorum! Ya...Aşk ağlarsa... Yakışır umuda sevda hırkası Hep aşk içindir gülle kavgası..
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Mar.2008 Pzt 08:59:05 |
| fiogf49gjkf0d
Sevmekten utanma yüreğim! Sevgiyi karalayan utansın!
Bana yüreğimi sığdıramadığım farklı bir hayatı bıraktın isteyerek ya da istemeyerek, oysa ben hiçbir zaman çizmedim aramızdaki mesafelerin sınırını sen hep ulaşılmayacak kadar uzaklardaydın yanı başımda dururken vakitsiz saatlerin yelkovan değirmeninde.
Sana hep ıslak gözlerle baktım o bitmeyen yolculukların ardından.Üzümün üzüme bakarak kararmasını hatırlatıyorsun durmadan bana, çünkü beni görmeyen gözlerine baka baka kendimi göremez oldum.
Dalgaların savurduğu kum taneciklerinden başka bir şey değildim ben hayatında, dilediğince savurdun beni bir o kıyıya bir bu kıyıya, ellerinden küçük bir oyuncak olmaktan kurtaramadım bir türlü kendimi, nasıl ki her dilde çocuğun ağlaması aynıysa benimde hala duygularım değişmedi aslında.
Gerçekten sevenlerin hepsi aynı sever. Hiçbir sevenin sevgisi diğer birinden farklı değildir aslında, bir türlü anlatamadım yüreğimin kabuk bağlayan yanını, sende acımadan deştin yaramı, söktün bütün kabukları azdırdın tuzladın iyileşmesi zor olan sol yanımı.
Kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsin yüreğim, şakaklarına bir ömür dayanmış ki büsbütün yalnızlık, bir yanda yüreğin bir yanda gözlerin karanlığa merhaba derken, artık kıvranmanın alemi yok! Dik ol! Sevmek ayıp değil, sevgiyi karalayan utansın…
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 1.Nis.2008 Sal 09:36:28 |
| fiogf49gjkf0d Yalan Dünyan Sana Kalsın
mezara defnedilmiş kefensiz kaç umut yeni umutlar doğurur?.. ve kaç batmaya yeminli bir güneş, kaç ışık? ve kirlenmiş ellerin bedenlerde bıraktığı izleri?... kaç su yıkayabilir? defalarca içimde öldürdüğüm seni... şimdi daha kaç kişi öldürecek kimbilir?
rahatlığın sefasında savurduğun bedenini... kimbilir hangi cehennemin hangi kuytusunda yıkayabileceksin? ve gülüşlerinin sahteliğin de geçirmeye alıştığın her saatini.... kimbilir daha kimlere bahşedeceksin!....
sen boşver beni... önce kendini ara, içinde kaybettiğin kendini.... kimbilir hangi lekeli bedende unuttun güzel olan sözlerini..... kimbilir kimlere sattın mavi düşlerini... ve hayat!... kimbilir kaç hayatta, kaç başka sen oldun.. ve kimleri kandırdın? herzaman yaptığın gibi...
kimbilir kaç sevdada kimlik değiştirdin?... kimbilir kaç sahte mutluluk adına, ellerini kimler de kirlettin? kimbilir kaç bedende temizlenmemiş bedenini yıkadığını zannettin.... ve kimbilir daha kaç kişide kendi sahteliğine gömüleceksin? hiç düşündün mü o yalan sevişlerin neler alıp gittiğini senden? sen boşver beni!.. hiç düşündün mü basitleştirdiğin kelimelerin anlamlarını? her seni seviyorum derken ve sonra kimleri suçladığını düşündünmü? yalan dünyanın yalan-cı parçası asıl senken?..
şimdi ben bu yalan dünyandan çıktım say!...ki çıkalı çok oldu... sen boşver benim yalanımı!... sen önce kendi yalanlarını otur bir say!... ve hatırla bakalım!... kimbilir kimler de unuttuğun insanlığını!... hangi evin hangi odasında? hangi şehrin hangi sokağında... hayat insanlığından bu kadar şey götürmüş olmamalı.. ya da sen kaç paraya sattın beyazlarını?
şimdi bırak sen beni kafanda yargılayıp asmaları!.. inan ben senden fazla düşündüm..seni ve beni!... senin sahte gülüşlere ayrıdığın zamanlarını.... sen bir kez düşündünmü yalan dediğin beni? ve sen gülerken kaç kez kendimi öldürdüm ben!... bırak artık aynaları kandırmayı!.. kaç benden,herkesten herşeyden!.. ama unutma kaçamadığın vicdanını sen kucaklarken yeni aşkları..... kaç aşk öldürdüm içimde ben!... benim yalanım bu kadar incitici olmamalı... ne dersin? hadi maziye gidelim!... bak bakalım kim akıtmış yürekten gözyaşlarını? ve kim dudağına mühürlemiş hakedilmeyen duaları?
şimdi yalan dünyan sana kalsın!.... yok say beni ve yalanlarımı!.. herşeyi sayacağın gibi... gittim say!..bittim say!... unut herşeyi, yine yap senin için en kolay olanı... ve öldür bana dair ne kaldıysa sende bir an bile tereddüt etme!.. ben çoktan öldürdüm içimde can cekişen sen parçalarımı!...
şimdi bütün siyahlarına bürün gene!... çık dışarı, kandır kandırabildiğin kadar insanları!.. kaç bakalım kendinden, kuruttuğun vicdanından!... gün gelince anlayacaksın!... yalan dünyanda kaybettiğin umutlarını.... ve asıl olan duyguları.... gün gelip arayacaksın!... yerlere fırlatıp çiğnediğin mavi uçurtmanı...
ama boşver!... anlamazsın sen anlayamazsın bu satırları... anlasaydın gitmezdin benden!.. anlasaydın gitmezdim senden!... şimdi benim ilk kez yaptığım bir şeyi seninse çok alışkın olduğun bir şeyi yapıyorum!... YOK sayıyorum yaşanılanları!...
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2008 Per 08:58:00 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2008 Per 08:59:55 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d | |
xJULIETx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 6.Nis.2008 Pzr 03:50:10 |
| fiogf49gjkf0d
SENİ SEVMEK HAKKIMI KULLANIYORUM
Bazı duygular vardır anlatılamaz, anlaşılır sadece. Sevenin sevdiğini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiğini. Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez. Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile... Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu sevme hakkından alıkoyamaz.
Sevmek çoğu zaman var olmaktır. Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum. Sen bile buna karşı koyamazsın. Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayıştı sevgilerim. Bir zaman başkalarında aradım seni, başka yüzlerde, başka ellerde aradım. Aldandım, fakat birgün seni bulmak ümidini kaybetmedim.
Nasıl olsa gelecektin birgün. Ve işte geldin de! Bana tatmadığım hüzünleri tattırmaya, bilmediğim kederleri öğretmeye geldin. Acıdan yana ne kalmışsa yaşamadığım hepsini bir bir sen yaşatacaksın bana.
Birgün yaşamanın gereksizliğini de senden öğreneceğim.
Bu selin akışını hiçbir şey durduramaz artık. Ummadığım ve ummadığın bir anda çıktın karşıma. Coşkun ırmaklar gibi, amansız seller gibi geldin, mutlaka yıkarak ve benden birçok şeyleri beraberinde sürükleyerek gideceksin. İşte o zaman yoklukların en dayanılmazı ile karşı karşıya kalacağım.
Ergeç gideceksin; beni anlayamadan, beni sevemeden gideceksin. Yalnız bir iç kırıklığı kalacak senden, tesellisiz bir hüzün kalacak. Yıllardır aradığım sendin ama sen gittikten sonra başkasını aramayacağım. Gelmeyecek bile olsan, ömrümün sonuna kadar arardım seni Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmiş ol, ister bilmeden...
Geldin ya! Şimdi herşey güzel seninle. Yürümenin, konuşmanın, nefes almanın bir başka anlamı var artık. Sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde...
SEVGİ YAĞMURUNDAN YÜREĞİNE BİR DAMLA DÜŞÜRMEYİ BİLENLERE
| |
xJULIETx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 6.Nis.2008 Pzr 04:10:08 |
| fiogf49gjkf0d VE SENİ SEVMEME ASLA ENGEL OLAMAZSIN
Bu sevgi ancak ben istediğimde bitecek, sen istediğinde değil. Sesini duymasam da, seni görmesem de var olduğunu biliyorum sonuçta, ve bu da benim için yeterli. Hem öyle düşündüğün gibi ulaşılmaz da değilsin sen, ben uğraşmadım diye öyle olduğunu zannettin sanırım. Senin beni sevip sevmediğin de hiç umurumda değil ayrıca. Derdim o değil çünkü.
Zaten sevmek için önce “sevginin” ne olduğunu bilmek, bunu öğrendikten sonra da onu cesurca yaşamak gerekiyor, ne getirip götürdüğüne bakmadan, hesap kitap yapmadan,onu bir nedene dayandırmadan.Bu konuda öğrenmen gereken çok şey var anlayacağın.
“ Sevgi “ sadece bir kadın adı değil yani; çok şaşıracaksın ama insanları birbirine bağlayan, yaşamı daha anlamlı kılan“sevgi” diye bir “duygu” da var yeryüzünde, insanların içinde.Çok ilginç dimi??
Hep olumlu yönleri yok tabiki sevginin de; ağlatır insanı kimisi, hayata küstürür,öldürür…..
Ama en kötüsü onu bazen hak etmeyenlere vermemiz,değerini bilmeyenlere, sevilmeyi bekleyen onca insan varken..
SEVGİ YAĞMURUNDAN YÜREĞİNE BİR DAMLA DÜŞÜRMEYİ BİLENLERE
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Nis.2008 Sal 09:46:33 |
| fiogf49gjkf0d
|
|
AŞKIN OLGUNLUĞU |
|
|
Aşkın olgunluğu mu diyorsun? Öyle mi? Bekliyorum gergin. Sen geliyorsun. Buluştu bakışlarımız! Bir ürperiş bile yok! Yerine,suskunluk fırtınaya dönüşmüşken üstelik o hafif esinti. Parmakların teması! Henüz hiçbir patlama yok!!! Yerine,suskunluk... koşuyorum, haykırmaya hazır. Bunlar mi bütün seninle aramızdaki? Ateşin olgunluğu mu yani bu küller?
Olup olancası bu mu aşkın olgunluğu demek bir şey değil alışkanlıktan başka Ve yalnızca kutuların en güzelinde saklı öyle mi? Tepemizdeki canavarı kim oynatıyor? o arsız isteklere yan bakan Kim peki,duygusuz küçük hesaplarla haksız bir atamayı imzaya cüret eden? Aşk doğumda ve ölümde tek güçlüdür. Aşk yoksundur olgunluktan. Aşk harlayarak hem hiç de öyle ölçülü değil körük gibi solur boğulan toprağın acıyla soluması neyse, dünyanın yaratılışıyla zaten handiyse boğulmus terk edilir öylece...
YEVGENİ YEVTUŞENKO
| | | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Nis.2008 Çar 09:41:45 |
| fiogf49gjkf0d
| |
VINNER
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Nis.2008 Pzr 13:18:27 |
| fiogf49gjkf0d SONU OLMAYAN YANLIZLIKLAR... Yaşadığım hayata dipnotlar düşüyorum. Yalnızlıklar hangi bakışın ardından süzülüp gider? Bir kırık aynaya düştü hayal şimdi… Kapatıyorum kirpiklerimi, sonu gelmez bir yoldayım. Bilenmez bu kaçıncı bahar, vurulur bir martı çocukluğumun çıplak terk edilmiş yalnızlığı gibi… Gecenin öte yüzünde kalıyor çocukluğum…. Sessizlik, kentin gürültüsü iliklerime kadar işlemiş… Sessizlik… Bunu sadece ölüler biliyor…Düzensizlikteki düzeni, yasasızlıktaki yasayı, karanlıktaki ışığı o kadar keşfedebiliyoruz. İyi ölüler adsız mezarlarda huzur bulamazlarmış… Dönüştüğüm bu büyük boşluk ne olacak. Ölmek… Büyüleyici bir düşünce olan bedeni terk etmek için ölmüş olarak yaşamayı sürdürmek istemiyorum. Engeller gizli tehlikeler aranan bir yalnızlık ve tanımlanamaz bir güzellikle dolu hafif adımlarla sisli geçitlerden geçerek yürüdüğümü hissediyorum. Ama hep o bilinmedik yerde duruyorum… Korkuyorum… zaman ne tez geçiyor Bir gün kış, bir gün ilk bahar, insan hiçbir şeyi tanıyamaz oluyor…. Kent dediğin biraz İzmir gibi olmalı. Her an ayrı bir kavgaya hazır olmalısın, diğer yandan da boş vermişliğe... Aslında tüm çirkinliklere karşı bu kenti terk edemeyenler gibi... Bu kent biraz sokak çocukları gibi... Umarsız ve masum. Biraz kirli, eli sürekli tetikte dolaşanlar gibi... Bu kent ya bir çocuk gibi ya da bir kadın ama asla erkek değil... Açık pencereden içeriye süzülen rüzgarda savrulan beyaz tüller gibi. Üstelik yaşam erinci vermesi gereken güneşte inadına yıpratıyor yakıyor beni. Her şey bir cephedeki düşmanlar gibi. Onlar güneş, rüzgar, toz; onlar açık pencereden içeri süzülen yağmur damlaları... Ben savaşta yenik düşen tutsak, güneşte eriyen kardan adam, oltanın ucuna takılan talihsiz balık, gökyüzünde, boşluğun tam ortasında paraşütü açılmayan havacı... Ve mutluluk, umut, yaşam erinci taşıyan gemi korsanlarla çevrili. Ve mutluluk, umut, yaşam erinci taşıyan uçağın hala kara kutusu bulunamadı. Ve treni raydan çıktı. Karada, havada, denizde ne güneş dost, ne rüzgar ne de yağmur... Bu yaşamda kül olmamak varmış... Ve kardan adam ve balık... Odamın penceresinden, tıpkı bir kadının balığa açılan sevgilisini beklemesi gibi bekliyorum... Bahar yaprakları rüzgarla salınarak ilk yaza merhaba diyor. Yüreğim güz yapraklarıyla salınarak yere düşecekleri anın düş kırıklığını yaşıyor. Düzensizliğindeki düzene aşık olduğum bu kentin sokakları hüzün kokuyor. Hava soğuk, yüreğimi üşütüyor... Ne yeni doğacak olan gün umurumda, ne vaat ettikleri... Artık ne sevinçlerin ne hayalin bir önemi var. Zaten onları gerçekleştirebilecek ne gücüm ne zamanım … Bahar dallarının, sokaktaki hareketli yaşamın, kıyıya yanaşmakta olan geminin, şarkı mırıldanır gibi çiseleyen yağmurun, benimle hiçbir bağı yok... Hatta yaşamın bile...sensiz kalınca... | |
| |