ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
21 Mayıs 2024, Salı 21:29   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Nehir> Forum Mesajları
    Nehir'e ait Toplam 2574 Forum Mesajı var
<<1...100...200...243244245246247248249250251252253 254255256257258>>


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Yol Durumumuz!!!!!!>
  20.Tem.2006 Per 17:21:09
fiogf49gjkf0d

 

 



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hayal Kurmayı Senden Öğrendim>
  20.Tem.2006 Per 15:27:31

 

Yağmur kötülükleri toprakta eritmek istercesine şiddetli iniyor yeryüzüne. Ve ben burnumu buhar kaplı camlara dayamış, bir güvercin gagası telaşıyla camı tıkırdatan yağmuru izlerken kuruyorum hayallerimi. Ben senden öğrendim hayal kurmayı ve hayal kurmanın insana verdiği cesareti.

Bilirsin işte, başım öne eğikti hep seni tanımadan önce. Yanaklarımı utangaçlığın yangını basardı sık sık ve bu kentin insanı değilmişim zannederdim. Bu karmaşık şehrin, bu telaşlı caddelerin… Üzerime gelirdi hareket eden her nesne, mahmuzlanmış atlardan kaçan Kızılderili bebeleri gibi kaçınırdım sokaklardan. Elimden tutup, pergelin bir ayağını şehrin en sağlam zeminine basarak, diğerini açmayı bana sen öğrettin. Öğrendim ki, hayal; gerçekten olmayana değil, olmasını istediğine atılan en rasyonel adımmış. O en büyük kurgunun içindeki başka kurguları önemsemeden kendi ufkumu kurgulama temrinlerini de bana sen yaptırmıştın.

Şimdi bak, yağmur bile indiremiyor toprağa hayallerimi, o kadar güçlü yani, o kadar yenilmez ve azimli…

O büyük kâşifler, mucitler, fatihler geliyor aklıma şimdi. Ve anlıyorum ki, önce hayal kurmayı keşfettiler sonra kendi keşiflerini. O büyük savaşçılar, uç beyleri önce hayal topraklarını titrettiler güçlü ayaklarıyla. Atlarının nalları önce hayal bulutlarını çiğnedi. Kenti kuşatan hayaletlerin nasıl tuz yemiş sümüklüböcek gibi eridiklerini ise senin öğrettiklerinden sonra kendim keşfettim. Ne ki, ‘hayal kuramayana acımalı’ dedim kendi kendime akabinde. Hayalsiz yaşamak ne büyük bahtsızlıkmış meğer!

Korkularım bitti senin rahle-i tedrisinden geçtikten sonra. Paranoyalarım küflü bodrumlara kilitlendi. Artık ne sonbahar beni ürkütüyor, ne karakış korkutuyor. Çünkü biliyorum her şiddetli kış, aynı şiddette bahar vaat ediyor.

Zamanın ve mekânın zincirlerini kırmayı öğretiyor hayal kurmak. İnsanı sarmalayan acziyet duvarını zir u zeber ediyor. Şimdi gün ortasında kapkaranlık bir gökyüzünün altında yapayalnızlık çekerken bile ümitsiz değilsem bunu sana borçluyum.

Bilemiyorum… Belki şu an çok uzaklarda olan sen, içine baldıran zehirleri akıtılmış kem hayallere kurban edilmenin sıkıntılarıyla kıvranmakta, yeteri kadar hayalciliği öğretememenin ızdırabını yudumlamaktasın. Gerçekten bilemiyorum senin gökyüzünün şu anki halini. Bir cam kenarında mısın? Bir şömine başında mı yoksa? Bahçende hayalini kurduğun geyikler, sincaplar burunlarından buhar çıkararak evin etrafını mı dolanmakta?

Ama bir şeyi çok iyi biliyorum ki, asla şikâyetçi değilsin. Kapkara olsa da gökyüzün, zemheri genizlerini yakıyor bile olsa, kar, tipi, boran her şeyi her ü merc bile yapıyor olsa. Kalbimi kuşatan kollarını alabildiğince açıp, (hani bana öğrettiğin gibi) kalabalıkların içine karışıp o Kızılderili yavruları bulup bulup hayal kurmayı öğreten yetimlerine el mi sallıyorsun? Öyle bir coşku, öyle bir cezbe hali var ki şu an bende, bin şair binlerle şiir indirse gökyüzünden bu coşkuyu anlatamaz. Tasvir aciz kalır hayallerimi yedekleyerek burnumu dayadığım buhar kaplı camı sana anlatmakta. Burukluk yok mu sanıyorsun?

Var! Elbette var; ama coşku çağlayanları alıp alıp yuvarlıyor burukluğu çakıl taşları gibi ve haykırıyor karamsarlığa hayallerimin akarsuları: ‘Ben nehirim, sizler çakıl taşlarısınız!’

Cesaret kırılmaz bir katılığa bürünüyor hayalleri yedeğine alınca, buzdan anti-ütopyalar eriyor usul usul hayalin o buğudan soluğuna ilişince. Bilemiyorum belki haddimi aşıyorum ama;

Büyüyor umutlarım…

Beklentilerim kocamanlaşıyor…

Sabır her ne kadar aynı vakurlukta dursa da yerinde, içim bayramı bekleyen çocukların içi gibi sığmıyor kendi kendine.

Ayağı kayıp tökezleyenleri, yalpalayanları, ona buna su sıçratanları bile anlayışlı bir tebessümle izliyorum. Çünkü…

Hayal kuruyorum…
Ne yani!



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Minik Minik Sanatlardan İlginç Görüntüler>
  20.Tem.2006 Per 15:14:08

roe1.jpg

terminal.jpg

wallwork3.jpg

roe_d.jpg

key.jpg

krash_process.jpg

wallwork2.jpg

rampartdivision.jpg

dc_detail.jpg

roe_e.jpg



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Komik Resimler>
  20.Tem.2006 Per 00:09:13

  Evlenmek İçin Bir Bayan ArıyorumBaşka Neden Aranır ki

 

   Hediyenin En Güzeli OyyyOyyy

       Memleketimin Delikanlı Erkeği

         Ey Cemaat CocaCola Sponsorumuz

         Futbolcu Dediğin Kafasını Kullanır

          Aşkımız da Bu Karpuz Gibi Olmasın

ALINTIDIR



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >trajikomedramik Otologlar>
  19.Tem.2006 Çar 23:52:39

                   Melodramik Bir Monolog Belki

 Hüznün insan yüreğine taarruza geçebilmesi için tüm ayrıntıların ‘Hazrol!’da durduğu pusuda bir zaman ihtilâli… Anılar tekmil veriyor…

( “ Terörist bir zihniyet yüreğinize hain bir bomba yerleştirir, duygularınız nice şehitler verir.” dedi sonuncu kolordu komutanı; “Ve hayatlarınıza döşedikleri mayınlar başka yüreklerde patlar bir bir…”.)

    ‘Hâlâ mavi’ o deniz kasabasından yazıyorum şimdi, erken inmiş bir akşam vakti, bulutlar yağmura, yüreğim aşka gebe. Gittikçe kabarmakta olan denizde iniltili balık sessizlikleri.. Sırtımda rüzgâr, burnumda keskin bir fırtına kokusu, yüreğimde kıştan ayaz bir ilkbahar… Bir mevsimin dökümünü yapıyorum ve yiten umutların _geç de olsa kendimi savunmasız yakalamışken hazır_ yağmurdan, deniz suyundan ve hüzünden neme doymuş bu bomboş sahilde, bir balıkçı iskelesinde. Okyanus derinliğindeki ve ayrılık sessizliğindeki kelimelerden gözyaşları bırakıyorum denize; kimi ıslatır, bilmem. Balıkları mı sanmam?

( “Ne iş yaparsınız?”, diye sordu adam.
“Hayatkârım”, dedi kadın, “serbest çalışıyorum”. )


    Derin düşüncelerin engininde denizsiz ve çorak bir ada sanki yüreğim. Yolların bile gözleri kapanıyor uykusuzluktan ama ben nöbetindeyim gecenin… Litrelerce kahve ve paketlerce sigaradan ince ince sızlıyor midem, günlerin uykusuzluğu baş ağrısı olarak eklendi yürek yaralarıma.. katlime 4. arıyorum şimdi. Ama hiçbir acı yakmıyor canımı çaresizlik gibi’

( Güneş’i yasakladı bana… “Peki”, dedim, “şimdi ben nasıl kurutacağım gözyaşlarmı?...”
“Mendille!”, demeseydi eceli olmayacaktım konuya biHâkim Bey, yemin ederim!”


    Yüreğimde vadesi dolmak üzere olan eksik teşebbüs yaraları, masamın üzerinde o ‘beklenen tango’nun güftesiz notaları, ciğerlerimde dışarı atılması kasten unutulmuş koyu bir duman.. dilimde ‘Kundurama kum dolmuş, atmaya kürek gerer…’ nakaratı… Kahve, pasta, kazık, yazık..derken…. Kimyam karıştı anlayacağınız.

( “Burada mısın?”, diye sordu adam.
“Hayır” diye yanıtladı kadın, “burası dönmek için çok uzak!”. )


    Sessiz sitemleri de bilirim elbet, hem de müneccimiyim suskunluklarda neler bağırıldığının! Tek kişilik sevmelerin içtenliğime detone tınısını onarabileceğimi sanarak sığınırım yüreğimin notalarına. Oysa sonunda ortaya çıkan hep, o son valsin yarım senfonisi olur, ne başında nen sonundan hiçbir şey anlaşılmayan. Kuru gürültüden ibaret kalır kalp atışlarım. Ben yorulurum, enstrümanlar bozulur.. grup dağılır… Bir ben kalırım gidenlerin artıklarıyla, düş kırıntılarımla.. yine de hayatı selâmlarım günebakan yürek çırpınışlarımla… Alkışsız.

( “Peki vicdanın nasıl sığıyor yüreğine?”, diye sordu kadın.
“ViCdanjör tutuyorum.” dedi adam)


    Elmalı çayların tütsülü büyüsüne kendiliğinden refakât eden o derin anlamlar yok artık; birlikte içilen bir sigaranın ciğer serinleten keyfi, Usta’ların bana bizi anlatan altı çizgili satırlarının size aksi yok. Patates püresine sığsırdığım anlamları ya da beyaz Milka’larda tükettiğim çocuksu heyecanımı, az sütlü koyu bir kahvenin (Gold olacak illâ ki) bir bana farklı kokan manevîyatını kimseyle paylaşamıyorum nicedir… Yoruldum artık insanların antik meydanlarında ‘eminim bir şeyler bulurum’ kör inancıyla, özenle ve binbir sabırla kazı yapmaktan. Kendi kendime maddî manevî sponsor olmaktan. Sonuçta kimsenin kimse için ne zamanı, ne yüreği, ne sabrı.. ve cesareti yok!

( “Ben şaraptan üzüm taneleri toplayabilirim.”, dedi adam.
“O da bir şey mi?”, dedi kadın, “Ben gözyaşlarından balık tutabilirim!”
Sarılıp birbirlerine keyifle ağladılar; adamın topladığı üzümleri takıp oltanın ucuna kırmızı balıklar yakaladılar…” )


    Düşlerime umutlanmayı özledim, uçan balonlara takılıp uçmadan bulutlarda gezebilmeyi. Farklı sözcüklerle aynı şeyi konuşmayı, aynı kelimelerle farklı anlamları tartışmayı… Susarken her şeyi anlatmış olmayı ve duymadan anlamayı… Bir de.. kısacık saçlarımda rengârenk tokalarımı özledim, ceplerimde -paslı bile olsa- gazoz kapaklarını. Ne Şirinler, ne Şeker Kız Candy yok artık; Terminator’ler öldürüyor Polyanna’ları……….

( “Bir gün bir bilet alacağım ve hayatımız değişecek.”, dedi adam, umutla..
Öyle de oldu.
Bindiği otobüs hiçbir yere gidiyordu…” )


“ ‘Boşlarını attığım şişelerden sarhoş olmuş denizin kenarındaki kırgın sabahçı kahvesinde, bir başıma girip yalnızlığımla kol kola çıktığım barların tekil kalabalıklarından uzak bir masada, gözyaşlarını bulutlara kurulayan sezonunu şaşırmış martıların TDK’ya muhalefet alfabesiyle yazdım bu satırları hiçbir ifadeyi hakkıyla nitelemeyen yetersiz ithamlara inat!’ cümlesini öğelerine ayırın, tamlamaların türünü yazın…” dedi öğretmen…

Bu yazıyı ‘sen’e yazacaktım ben Bay Gofret, ama kime niyet, neye kısmet, O’na nispet oldu...



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Ekmeğini çöpten çıkaranlar>
  18.Tem.2006 Sal 16:09:04

 

    WaaLLaaCe
 

  Bu önemli bir konu arkadaşım.Yiyecegini çöpten toplayanlar bizim begenmedigimiz herşeyi nimet sayarak geçinen ve şükür eden okadar çok insan var ki bunlar hiç bir zaman göz önüne almadıgımız şeyler,sen şimdi  bu konuyu irdeledin ve bu  yorumlar ortaya çıktı peki  ne kadar bu düşüncede olucaz sadece sen ya da birileri irdeleyince maalesef sonra yine kendi yaşantımıza dönücez başka bir acı gerçek de bu .Hiç akşam üstü pazar yerlerini gezdiniz mi pazardan kalan artıklarla yaşamını sürdürmeye devam etmeye çalışan insanlar çürükleri ayıklayarak yemeklik toplayanlar çocuklarına meyve ve yiyecek bulmaya çalışanlar tan bir vicdan azabıdır bu ben bunları çok izledim ve kendi insanlıgımı eleştirdigimçok zamanları  hissettim ama ne yaptın dersen belki de hiçbişey bu sorun nasıl çözülür kimse bilmiyor sanırım ama düşünmek de  yeterli degil eyleme dönüşmeli .

     Paylaşımın için teşekkürler daha sık yazmalı bu tür yazıları ama okunmak koşulu ile çünkü biz buraya eglenmeye geldik düşüncesi insanları ciddi konulardan uzak tutuyor maaleseff!!!!!!!



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bilgisayar Laboratuvarı Geyikleri>
  17.Tem.2006 Pzt 23:27:09
Bu olaylar ve konuşmalar gerçekten yaşanmaytır.

Bilgisayarda çalışan ö?rencinin elektrik kesildikten 15 dakika sonraki sorusu;
- Elektrik mi kesik?

- Boş bilgisayar yok mu?
- Yok
- Hiç mi yok?

- Word lü bilgisayar var mı?
- Hayır çilekli ve vanilyalı var sadece.

- Çıkıntı alabilirmiyim?
(Printerdan çıktı almak için öğrencinin sorusu)

- Disketi print alabilir miyim?

-Çıktılar hep siyah beyazmı oluyor?
-Hayır ara sıra yeıil üzerine eflatun ördek desenlide çıkıyor.

-14 numaralı bilgisayar çok salak hocam yaaaaa...

-Chat yapabilirmiyim hocam?
-Hayır!
-Ama niyeeeee?...

Bilgisayarında resimli ekran koruyucusu çıkan öğrenci koşarak gelir;
-Hocam bilgisayarıma bişey oldu!!

-Yer var m??
-Var.. Pencere kenarımı olsun koridor mu?
-Hı??..

-Bilgisayar alabilirmiyim?
-Tabi 1 mi olsun 1,5 mu?

-Boş masa var mı? -Masa değil bilgisayar var.

-Internet geri geldimi?

-Hocam 1 saat sonra bu ödevi teslim etmem lazım. 4 sayfa yazılacak. Ay ne yapıcam ben?
-Son 1 saate kadar aklın nerdeydi?

-İçeriye yiyecekle girme lütfen arkadaşım!..
-Hocam hemen çıkıcam
-E herhalde çıkacaksın. Yatıya gelmedin di mi?

-Hocam ....... adlı şarkıyı çalarmısınız?
-Peçeteye yaz ver...
10 dakika sonra öğrenciden peçeteye yazılı olarak şarkı isteği geldi.

-Hocam sınavdan çıktım çok kötü geçti...
-Olsun mühim olan katılmaktı...
Saat başlarına çeyrek kala dağıtılan bilgisayar kartlarını almak için öğrenciler çeyrek geçelerde sıraya giriyorlar... Hoca;
- Ama tezgahın önünü kapatıyorsunuz...

-Internet yok mu?
-Hayır erişim şu an yok. Sorun bizden kaynaklanmıyor.
-Niye Superonline kullanmıyormusunuz?

-Internet bağlantısı geldimi?
-Bugün internete giremeyecekmiyiz yani?

-Internet düzeldimi?

-Internetler açıkm??

-Bağlantı gelmedimi?

-Gelmeyecekmi hiç?

-Ne zaman gelecek?

-Niye kesik?

-Ne zaman kesildi?

-1 saate kadar gelir mi?

-Ben sabah geldim. Diğer amca vard?. O amca varken.........
-O amca değil Erol Hoca

-Disketle birliktemi yazmaya başlayacağım?
-Evet bir iki üç diyince aynı anda başlayacaksın..

-3.5 A yı bulamıyorum (öğrenci disket sürücüyü soruyor)
-A 3.5 mu atıyor???

-Internet var mı?
-Hayır kesik..
30 dakika sonra aynı insan -Internet geldimi?
-Hayır hala yok.
30 dakika sonra aynı insan
-Hocam baktım ama internet hala yok galiba!

-Internet var mı?
-Hayır kesik
-Peki ne zaman geleyim?

-2-3 dakika yazıcıya çıktı göndermeyin...
-Yani yazıcıya çıktı göndermiyecek miyiz?

Çikolata ikram edilen öğrencinin ilk sözleri;
-Ellerim çukulata olucak

-Masa alabilir miyim?
-Sitelerden bulabilirsin

-Telnet geldi mi?

-Word un olduğu bir yere oturup yaz? yazabilir miyim?
-Word e sor kabule ederse oturursun

-Internet bağlantısı kesik.
-Ben telnet kullanacaktım ama...

-Ders mi var?
-Hayır internet kesik.
-O zaman girmeyeyim.

-Internet hala gidik mi?
-Hayır gelik.
-Hıı?!

-Bilgisayara disket sokabilir miyiz?

-Pardon 11 numara nerde oluyor?
-Buyrun ben göstereyim..

-Bilgisayar disketi hapsetti vermiyor.. naapcam?

-Yeni seansa uzatabilir miyim?

-Yeni seans ne zaman başlıyacak?

-Printer sayfası ne kadar?
-40 bin
-25 di artmış dimi?
-Afferin

-Bir word lü birde internet li bilgisayar alabilirmiyim?
-Ortaya karışık yaptıralım istersen

-Çıktı alamazsınız. Toner yok
-Niye yok?
-Ne niye yok?
-Çıktı
-Toner yok
-Haaa

-Internet kesik mi?
-Kesik
-Hepsinde mi kesik?
-Hayır.. Sırayla gidiyor.. 1 kesik 1 bağlı....

-Internet kesik mi?
-Kesik
-E-mail lerimize bakamaz mıyız??

-Sadece bilgisayar istiyorum.
-Ama biz yanında plastik tarak, 10 tane çengelli iğne, birde limon kolonyası veriyoruz. Onlarıda alın

-Çıktı yaptırabilir miyim?
-Tabii nasıl bi?ey yaptıralım?

-Hocam siz napıyorsunuz burda?
-Sıhhi tesisatçıyım. Su borusu döşüyorum. Boş zamanlarımda da bilgisayarlarla ilgileniyorum.

-Şey yok mu?
-Ne?
-Ders mi işleniyor?
-Hayır
-E alacaktımda..
-Ne?
-E bilgisayar
-Kusura bakma biz satmıyoruz

-Internet yok mu?
-Yok
-Hiç mi yok?
-Azcık var ama onu da kendime ayırdım

-Internet ne zaman gelicek?
-Sabah kargoya verilmiş yarın sabah elimizde olur

-Internet kesik mi?
-Evet kesik..
-Nasıl kesik?
-Ortasından kesilmiş valla bende anlamadım

-Internet bilinçli olarak mı kesik?
-Evet gıcıklık olsun diye kestik

-Hocam yeriniz var mı?
-Hayır bugün düğün var... her yer rezerve edildi...

-Hocam internet oldu mu?
-Hayır hala fırında 5 dakika daha kızarması gerekiyor....

-Bilgisayara girebilir miyiz?
-Hayır çünkü kapısı yok. Olsa da içine sığamazsınız
-Niye? Hepsi boş ama -Onlar boş değil. Önündeki sandalyeler boş. Siz bilgisayar kullanabilirsiniz.
-Haa evet yani?!
-Yalnız internet erişimimiz yok. Bizden kaynaklanan bir sorun değil
-Eeeee... Niye baştan söylemiyorsunuz?

-Merhaba çıktı ne kadar burada?
-Ne kadar lazım?

-Pardon 26 numaralı bilgisayar internete bağlanmıyor mu?
-internet kesik. Hiç biri bağlanmıyor...
-Haa!!...

-Bu bilgisayar yazıcıya bağlımı?
-Kablosunu takip et anlarsın
-Word alıcaz da
-Bizde kalmadı. Bi yan dükkana bakın lütfen

-Hocam biz disketle çalışıcaz
-Benden istediğiniz nedir?
-Hemen bir düzeltme yapıp çıkacağız...
-Tabi buyrun aa sonuç olarak bilgisayar mı istiyorsunuz?
-Hayır disketle çalışacağız...
-O zaman disket 300.000 lira size bir adet vereyim..
-Hayır teşekkürler bizim disketimiz var...
-O zaman laboratuvara niçin geldiniz? Disketinizle dışarıda da çalışabilirdiniz....

-Internet bağlantısı var mı?
-Yok
-LES sonuçlarına bakacaktım
-Ama internet kesik işte.. bakamayacaksın
-Hemen bir baksak??
-Yaw iyide internet kesik amaaa
-Gerçekten yok mu?
Yanındaki diğer öğrenci;
- Bak bak orayada yazmışlar zaten
-Daha ne diyim bilmiyorum valla. Yok işte internet..
-E peki akşam evden bakarım o zaman
-En iyisi

-Çıktı veriyor musunuz?
-Veriyoruz.. ne kadar lazımdı?
-Yaaa çıktı almam lazım benim
-Tamam 3 numaralı bilgisayara geçebilirsin
-Ama tek başıma yapamam
-O zaman 2-3 arkadaşını daha çağır..

-Burdaki amca nereye gitti?
-Ne amcası?
-Bi dayı vardı ya
-O dayı veya amca değil Erol Hoca
-Yaw bizim hemşehri oluyorda..
-Gene de Erol Hoca

-Bilgisayarda ne yapabilirim?
-Valla bilmiyorum senin yeteneğine kalmış

-Bilgisayar alabilir miyim?
-Tabii
-İnternete giricem.. ilk defa geliyorum
-Heyecanlı mısın?

-Hocam yazıcı çalışıyor mu?
-Hayır bugün izinli..
-Nasıl yani???

-İnternete girmek istiyorum.. Girebilir miyim?
-Tabii ama bu kıyafetle giremezsin.. Üstünü değiştirmen lazım

-Ama bu printer basıyoooorr
-Ne yapmasını bekliyordunuz?
-Ama durduramaz mısınız.. Ben sadece baştaki sayfayı göndermek istemiştim
-Bunu daha önce söylemeliydiniz
-Ama ne yapayım o kadar çok işim var ki...
-Sormayın bizim de... bizim de....

-6 numaralı bilgisayarı alabilir miyim?
-4 numara boş.. ama merak etmeyin 6 no.lu bilgisayarla özellikleri aynı
-Ama onda chat yapamıyorum da
-Chat zaten yasak.. yapmayın lütfen
-Peki o zaman bende microsofta bakayım
(Gözler alt&#101;rnatif görsün)

Monitörün üzerinde takılı duran kağıt tutacağını gören öğrenci;
-Hocam bu dikiz aynası mı????

Görevli bilgisayarında içiden @ işareti bulunan bi salyangoz resmini çizmekte ve beğenmeyip yeniden çizmekte, çizilen bu salyangozlar A4 boyutunda bir kağıt üzerinde birikmektedir. Öğrenci görevliye sorar;
-Afedersiniz bu salyanozları ne yapacaksınız?
-Akşama misafir var da, salata yapıp yiyicez
-Fransız mısınız??

Öğrenci bilgisayar kartı almak için numara soruyor;
-3 ve 4 arasında en iyisi hangisi?
-Valla 3.5 ve 3.7 en iyileri

Elektrikler kesikken öğrenci gelir;
- Aaa ne kadar boş
- Evet boş
- Çalışabilirmiyim
- Olmaz
- Niye hocam... Hemen maillerime bakıp çıkıcam
- Olmaz mümkün değil
- Ama niye hocam
- Çünkü elektrikler kesik
- Hadi yaaaa...
- Yaaaaa

- Internet var mı?
- Var.. Ne kadar lazım?

- Ben size 6 numaralı bilgisayarı vermiştim. Niye 9 numaraya oturdunuz?
- 9 a benzettim ben.

- Bana güzel bir yer verirmisiniz?
- Tabi.. Bahçede çiçekli falan bir masa ayırttım senin için. Sen git ben bilgisayarı gönderiyorum.

Bayan öğrenci bilgisayar kartını verip kimliğini almak ister. Fakat görevli yanlışlıkla başka bir bayan öğrencinin kimliğini verir. Öğrenci;
- Ama bu benim kimliğim değil ki!!
- Olsun ama bu da sana yakıştı bence
Öğrenci kimliğe şöyle bir bakar ve;
- Ama ben daha güzelim...
- Hadi yaaa???

- Hocam tuşların karışmış olma ihtimali var mı?
- Evet dibi tutmasın diye ara sıra karıştırıyorum

- İnternete erişebiliyor muyuz?
- Şuradaki merdivenden çıkıp erişebilirsin

- Ne zaman kart alabilirim?
- 3 e kadar sayıcam. 3 diyince al.

- Şuradaki kapalı bilgisayarı açabilir miyim?
- Mouse ve klavyesi yok. Kullanabilirsen açabilirsin.

- Ben klavyeyi ingilizce olarak kullanmak istiyorum ama ?, i falan çıkıyor.
- O harflere basmazsan çıkmazlar. Diğer karakterleri kullanarak ingilizce yazabilirsin.
- Hıı!!!

Bilgisayarların saatlik kartlarını almak için gelen öğrenci;
- Dağıtıyor musunuz?
- iki kadeh daha içeyim dağıtıcam

- 4 numarayı alabilir miyim?
- 5 numaraya buyrun. Biz istenilenin hep bir fazlasını veririz.

- Elektrikler mi kesik?
- Evet
- Ne zaman gelicek?
- Şimdi gitti... Biraz işi varmış hemen gelicek. Sizin isim neydi?
- Hicran..
- Hah tamam özellikle Hicran gelirse mutlaka beklesin dedi..
- İyi o zaman ben genede bir kart alayım

Bilgisayar kartı almak için sırada bekleyen öğrencileri gören başka bir öğrenci;
- Hocam bu kuyruk ne için?
- İmzalı resmimi dağıtıcam. Onun için girdiler sıraya

Saat 12.00 de öğrenci bilgisayar kartı almak için gelir;
- Bilgisayarda boş yer var mı?
- Bakayım.. Hmm.. 3 Megabyte kadar var..
- Yani saat 3 te mi geleyim?

- En erken hangisi boşalır?
- Bilgisayarların özel hayatı bizi ilgilendirmez!!

- Hocam kimliğimi alabilir miyim? 29 numaraya akademik personel amca geldi..

- Bana verebileceğiniz bilgisayar var mı?
- Yok valla.. Hiçbiri sana layık değil. Yakışmaz sana. Veremem.

Öğrenci koşarak gelir;
- Buradaki bilgisayarlar 26 dan fazla mı?
- 26 bilgisayar var.
- O zaman bana sıra gelmez ben gideyim en iyisi.

- Boş yer yok değil mi?
- Aferin artık sen olayı...
- Rezervasyon yaptıramaz mıyız?
- Akşamdan havlu bırak istersen
- Nasıl yani?

- Hocam boş yer var mı yoksa gidip birinin kucağına oturayım mı?
- Hangisini tercih edersin? Özel zevklerine karışmak istemem...
- ........
- Boş yer yok.. Kalmamış.. - O zaman ben birini gözüme kestireyim..
- Hadi bakalım rasgele

- istediğin bir bilgisayar var mı?
- şuradaki bilgisayarlar geçenlerde iyi değildi. Onlardan almayayım.
- Yaa geçenlerde öyleydi. Ama bugünlerde gayet iyiler. Havalar çok etkiliyor. Moralleri bugün çok iyi.

- şimdi sıra alabilir miyim? - Hayır saat başlarına çeyrek kala kart dağıtıyorum. Ama daha önce öğrenciler sıra oluşturuyor. Ona göre gel.
- Peki nerede durmam lazım?
- Kapının girişinden itibaren yerdeki karolardan 15 tane say onun üzerinde bekle.

- Hocam siz bilgisayardan anlıyor musunuz?
- Hayır ben aslında terziyim. Laf olsun diye burda duruyorum.

- Hocam bilgisayar tıkandı galiba.
- Pompala

- Hocam sizin burda göreviniz ne?
- Dozer operatörüyüm.

- Makina yazıcıya gönderdiğim yazının hepsinin çıkacağını nereden anlıyor?
- Transa geçip hissediyor. Makina deyip geçme çok duygusal bir alettir...

- Word de üstte çıkan rakamlar nasıl çıkıcak?
- Biz arkadaşlarla aramızda o rakamlara cetvel deriz.. Sende öyle diyebilirsin istersen...

- Boş yer var mı?
- Var.
- Kaç numara
- 100 numara boş geç istersen

- Boş yeriniz var m??
- Var... Kaç kişilik olucak?

- Hocam boş yer var mı?
- Hocam 1 tane daha var mı?
- Hiç mi yok?
- Cevaplamaya istediğim sorudan başlayabilir miyim?
- Nasıl yani?
- Daha bir soruya cevap vermeden 2 soru daha sordunuz.. Boş bilgisayar yok...
- Baştan bunu söyleseydiniz ya...
- Diğer soruları sormayıp bekleseydiniz söyleyecektim zaten...

- Sınav var... Sınavı olmayanlar lütfen çıksın arkadaşlar..
- Hocam benimde Pazartesi sınavım var çıkmasam olur mu?

- Netscape li telefon var mı?
- Hıııı???

- Hocam buradaki bilgisayarlarda yazı yazılabiliyor mu?
- Hayır biz bu makinaları dolma sarmak için kullanıyoruz.


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Ayrıldık Bitti Diyalogları>
  17.Tem.2006 Pzt 23:16:00
fiogf49gjkf0d

ayrılık anında karşındakini kırmamak için maksimum çaba gösterdiğiniz ancak ilişkinin de bir an önce bitmesini istediğiniz için geçen her saniede iycene daraldıınız dialoglardır. o anda ilişkiyi bir an önce bitirmek adına türlü yalanlar sarfedersiniz , o anda her iki taraf da bilir ki tüm bu söylenenler olay bir an önce bitsin diyedir ve olay sonunda mutlaka bir taraf gecici olarak üzülecektir.


- sorun ben miyim?
- hayir kesinlikle sen degilsin.
- sorun ne o zaman.
- biraz yalniz kalmam dusunmem lazim.
- ara mi veriyoruz.
- sana beni bekle diyemem
- neden ama neden.
- ben farkli seyler yasamak istiyorum
- birlikte de yasayabilirdik o farkli seyleri
- hayir anlamiyorsun sen evlenilecek cinsten bir kizsin. seninle keşke daha geç tanissaydim
kusturuncaya kadar gider bu.
en iyisi sms yoluyla ayrilmaktir aslinda.


- bu ilişki bana gore degil, sevgini hissetmiyorum, hatta bunu bilmiyorum da. eskinin seni degilsin artık, değiştin..
-aslında ben de seni artık sevmiyorum. belki de hiç sevmedim, kendime ve sana durust olmam lazım, kalbimi carptırmıyosun, sırf surdurmus olmak için devam edemem ben bu yola. meali ben baska birinden hoslanıyorum
- eyvallah


-eee.burdan nereye gidiyoruz?
-hiçbi yere.
-bundan sonra iyi olur belki.
-hayır olmaz.
-bi sigara daha içseydin
-gitmem lazım.
-peki.


-kadin: bu ilişki burada biter
-erke: burada biten ilişki değil yavrum...saptamalar, analizler, yorumlar, kritikler, tanımlar, sevda sözleri, şarkılar, filmler, kitaplar, dergiler, sevişme pozisyonları

-kadin: adiyos amigos.. ben gidiyos
-erkek: lütfen gitme aysel, kültürel açıdan ben yıkılırım, gidersen.. ben sana anlatmak için okuyorum, dinliyorum, seyrediyorum tek tirajım sensin
-erkek: dünya hızla ısınıyor, ormanlar yok oluyor, toprak verimsiz, insanlar duyarsız, gelecek kaos ...
-kadin: açık konuş, ayrılmak mı niyetin ?

-kadin: başka yatak odalarında hayat var mıdır ?
-erkek: ?????


-kaktusun hep senin icin cicek acacak balkabagi tatlim benim..sana deli gibi asigim..
-cok mutluyum ben de seninle oldugum icin..ama bi bakis yakaladim yuzunde..farkli bisi bu..ayrilmak mi istiyorsun..
-evet!!bunu ifade etmek zor..nasi anlaticam bilmiyorum..hatta anlaticak bisi de yok..ben de bilmiyorum..
-anlatma zaten..temde jartiyer giymis bi fil ancak sasirtirdi beni..


-...bitti sana olan tutkumu kaybettim..telefonda konusmayalim..yuzyuze konusmamiz lazim...
-neyi konusucaz ..konusmayalim..hersey birbirinin tekrari nasilsa..farkli ne soyleyebilirsin ki..dramatize etmek anlamsiz..ben sonu cok onceden anlamis , baskasini bulmustum bile....


-bana bunu yaptın, bunu yaptın, sunu ve sunu da yaptın, sunu sunu da yapmasaydın kalırdım, ama sunun ve sunun ustune bı de sunu yaptın, yanı artık bıttı bu is!
-simdi ne yapmam lazim?
-bisi yapma artık bitti bu is
-niye ama bisi yapmam lazım olmaz rahat etmez icim
-!

-cok muhalifet tavırların dayanılmaz bisi bu
-cok muhalif diilim ben
-her seye itiraz ediyosun ama sen
-her seye itiraz ediyo diilim
-ediyosun neyse uzatmayalım bitsin bu is
-etmiyorum, uzasın, uzatalım bitmicek bu is
-ulan ıtıraz edıyosun iste gene (ayrılamıyoruz yıllardır)
-etmiyorum dedim ya
-peki etmiyosun(modern mantık okumustuk lan lısede bu boyle olmucak ders kıtapları catıdaydı galıba bı formul vardır buna uygun)


-bak seni seviyorum sana tapıyorum hayatımın kadınısın sen elın guzel ayagın aksın gozun.... bıtanemsın sen ebnım ama yıllar yıprattı belkı rıca edıyorum cekirdek yemene sınır oluyorum, dayanmıyorum sıfırlanıyosun gozumde
-cit cit citcit cit cit (sevgiye bak sevgiye)
-yapma bıllurum bı tanem yapma delırtme benı
-cit cit citcitcitcit cit cit cit cit citcit(hah delirecek birazdan)
-defoooool gıttttttttttt cehenneeme kadaaaaaaaaaaarrrrr mesafennn var bıletın teek yoooooooooon!
-cit cit cittcittciitciittciit cittciiitciiiit(ulan sevgı annayısına tukurdugunm erkek yıllardır delı olcagına mors alfabesı ogrenseydın ya)


-bak anlamaya calis sen benim ideallerim icin bi engelsin. ve ben engelli kosu atletı degılım
-yani?
-yani... sen engelsin ben atlet degilim


-bittin sen bittin
-ne yani sen de pireydin mi demek gerekiyo acıtmak adına biraz yaratıcı ol selami ayh


-uzgunum
-ben daha cok uzgunum
(enteresan olan bu dıyalogun ayrılık dıyalogu olmasıdır uzgunsen nıye kardesım kım yalan soyluyo yanı, kım somuru yapıyo bellı bıle dııl)


-huzurlu musun simdi?
-huzur arayan sendin... ben baska bisey arıyodum sanırım


- of necati gene darmadaginik bu ev biraz toplasan ortaligi...
- daginik dedigin salonda icinde iki izmarit bulunan bir kulluk, bos bir kahvefincani bir de mont var...
- ya birak simdi cop ev oldu burasi.. miskin miskin oturuyorsun orda nasil kalabiliyorum senle burda anlamiyorum vallahi...
- .....
- bisey soylesen diyorum...
- cikarken anahtarlari portmantonun uzerine birak...


- neden ayrilmak istiyorsun askim neden neden ?
- cunku askimiz oldu, sevgimiz bitti, hicbir anlami yok artik iliskimizin..
- neden ama neden anlayamiyorum?
- senden ayrildigimda hayatimdan alti sifir atmis olacagim, anliyor musun?
- ...........
- ...........
- sanirim artik susmaliyiz..
- ben coktan sustum..


-sana bişi diycem canım
-efendim
-nasıl söylesem bilmiyorum.
-dinliyorum bebeğim
-canım,ben sana layık değilim.sen çok iyisin ,daha iyilerine layıksın.ben seni çok üzüyorum.
-???
-niye konuşmuyosun canım?
-????
-sana hayatta başarılar.
-???


- yanımda kal desem, her gün mutsuzsun, huzursuzsun, git desem ben...
+ kimbilir belki anlıyacaklar bizi, biraz zaman geçsin herkes bi yatışsın..
- yorgunum çok hayattan...
+ hayat kırıklığı diyorum ben buna...
- ruhum sıkışıyor..
+ ben senin yanına bırakıyorum ruhumu ona iyi bak.
- sensiz buralar çok sessiz, çok anlamsız olacak..
+ mecburum buna biliyorsun şimdi gitmem gerek..
- peki..
+ ...
- ...


- benden ayrılmak mı istiyorsun?
- ben senden bir hafta önce ayrıldım. ama sen 10 gündür beni aramadığın için bunu yeni öğreniyorsun.


- başkası mı var?
- hayır başkasının hayali var

- benim seni senin istedigin gibi sevememem ve senin beni benim istedigim gibi sevmemen galiba birbirimizi artik sevmedigimiz anlamina geliyor....!
- hönk ....?!


- uzgunum, gorusuruz..
- sanmam.


- beni neden karanlıkta bırakıyorsun?
- çünkü seni karanlıkta bulmuştum.


- tamam
+ne tamam???
-git zaten bunu istiyorsun biliyorum
+nereye gideyim?
-ne zamandır gözümün önünde flört ettiğin kişinin yanına git
+yanlış anlamışsın hiç bir şey yok onunla aramızda
-önemli değil gerçekten gidebilirsin sana doğum günüde verebileceğim en güzel hediye bu benden kurtuldun artık...
+........


-ayrılalım erbüzük...olmuyo falan yane...
-hmm.....diyo sun sevdiceğim.demek öyle..
-............
-............
-ne düşünüyorsun?
-brian boitano diyorum..acaba burda o olsaydı, ne yapar idi?


- görüşürüz
- ....
- byeeee
- ....
- ....?
- ....
- ...?
- ...
- ..?
- ..
- .?
- .
- ?
-

ne kadar seviyeli olsa da bu diyaloglar, illa iki tarafin da birbirine laf sokmasiyla sonuclanir. umarim hep mutlu olursun dendiginde bile insallah mutlu olamazsin ifadesi vardir



bence en temiz olani f.u.c.k offfffffff diyip bitirceksin hatta elinde imkanin varsa bide ustune kusacakisnnn


sonucta bitmistir hayat devam ediooo seni unutmiycam laflari filan bostur yeni bir ask her seyi unuturur


yilmaz erdoganin siirden bir satirla bitireyim

-bende sana yetecek kadar ben kalmadı..


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Müşteri Her Zaman Haklıdır !!!!!!>
  17.Tem.2006 Pzt 22:57:15
fiogf49gjkf0d
Müsteri herzaman haklı mı ?

Tüketici haklari konusunda Müsteri her zaman hakli mi? sorusunu
irdelerken çesitli ülkelerdeki mahkemelik olaylari arastirmislar ve bulduklari belgelerden birisi.
Olay gerçek...
WorldPerfect (Bilmeyenler için yaziyorum, bilgisayari -elektrikli- daktilo gibi yapan bir programin yapimcisi)...
Bu Sirketin müsteriye yardim hattinda banda alinmis bir telefon
konusmasini okuyacaksiniz.
Bu konusma sonrasi WorldPerfect gorevlisi isinden kovuluyor.
Kovulan gorevli WorldPerfecti kendisini "Gerekçesiz" isten çikardigi
için mahkemeye veriyor.
Iste bu konusmanin desifresi.
-WorldPerfect yardim hatti, buyrun, nasil yardimci olabilirim.
-WorldPerfect`te bir sorun oldu.
-Nasil bir sorun?
-Yazi yaziyordum, birden bütün kelimeler gitti.
-Gitti mi?
-Yokoldu!
-Ekranda su anda ne görüyorsunuz?
-Hic bir sey.
-Hic bir sey mi?
-Yazdigim hiç bir şey ekrana çikmiyor.
-Hala WorldPerfect programinda misiniz yoksa programdan çikitiniz mi?
-Bunu nereden bileyim.
-Ekranda bir "C" harfi görüyormusunuz?
-Bir "hece" mi..
-Bosverin. Ekranda yanip sönen bir çizgi var mi?
-Söyledim ya hiç bir sey yazmiyor.
-Monitör üstünde yanan bir lamba var mi?
-Monitor ne?
-Ekrani olan yer, televizyon gibi... Çalistiginizi gösteren kücük bir
lamba var mi?
-Bilmiyorum.
-Monitorün arkasina bakin, oraya bir elektrik kablosu giriyor olmasi
lazim. Görebiliyor musunuz?
-Evet.
-Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektrige baglimi bana soyleyin.
-Bagli.
-Harika. Monitorün arkasina bakinca bagli olan tek kablo mu gördünüz,
yoksa iki tane mi?
-Görmedim.
-Tekrar bakar misiniz, ikinci bir kablonunda bagli olmasi lazim.
-Evet buldum.
-Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bagli mi diye bakin.
-Kabloya ulasamiyorum.
-Ulasmayin, bagli mi diye bakabilir misiniz?
-Olmuyor.
-Bir seyden destek alip egilip bilgisayarin arkasina baksaniz...
-Egilmek dert degil, karanlik oldugu için bakamiyorum.
-Karanlik?
-Ofisin isiklari kapali, pencereden gelen isik yetmiyor.
-Ofisin isiklarini yakin.
-Yanmaz.
-Neden?
-Elektrikler kesik.
-Elektrikler mi kesik. Tanrim..! (kisa bir sessizlik) Bilgisayarin
kutusu, kitaplari herseyi
duruyor mu?
-Evet dolapta.
-Simdi bilgisayari sökün, aynen aldiginizdaki gibi paketleyin ve
aldiginiz dükkana iade edin.
-Durum bu kadar kötü mü?
-Korkarim öyle!
-Peki tamam. Onlara ne diyecegim?
-"Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalim" diyeceksiniz...



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >komik resimler>
  17.Tem.2006 Pzt 22:50:14

 

  Bende ilginize teşekkür ederim

<<1...100...200...243244245246247248249250251252253 254255256257258>>