ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
15 Haziran 2024, Cumartesi 21:42   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<1...6869707172737475767778 79808182838485868788...100...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Sersem Kardeş>
  12.Oca.2012 Per 18:35:38

Adam bürosuna gelir gelmez sekreterine kendisini arayan olup olmadığını sormuş.
Sekreter bir beyin geldiğini ancak adını söylemediğini belirtmiş.

Adam "O sersem kardeşim olmalı" diye söylenince sekreter:
- "Olabilir efendim. Çünkü size çok benziyordu.."



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Kahveden Yapılan Sanat Eseri>
  12.Oca.2012 Per 18:34:28



Kahveden Yapılan Sanat Eseri

Avustralya sidney`deki bu alana 3604 fincan
kahve ile Mona Lisa tablosu oluşturuldu.
Kahvelere farklı miktarda süt tozu eklenerek esere uygun gölgelendirmelerin
verilmesi de tabloyu görenlerde hayranlık uyandırıyor



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Bir Boş Bir Dolu Geçiyor Hayat Boşverin>
  12.Oca.2012 Per 00:20:17



Hiç bir zaman hep dolu atamaz , sadece attığını zanneder insanoğlu..Öyle yaradılmış,elinde değil.. Hep dolu atmak ister, karavanadan hoşlanmaz..Kazara bir atışı boşa gitsin..İçindeki o şeytan hemen harekete geçer,başlar konuşmaya..dır dır dır dır dır.. yer bitirir..


Sen aslında boş atmazdın, ama o var ya o... Seni şaşırttı..Kafanı karıştırdı..Zaten böyle birşey olmasını bekliyordu..Dur ben ona bir cevap vereyim de neye uğradığını şaşırsın..

Gaza getirir, kışkırtır,hırslandırır, olmayan şeyleri de var gibi düşündürür, düşündürdükçe büyür karav acısı, büyüdükçe hırslandırır....
O sesi dinlemeyin..Yalan söylüyor..Sizi kışkırtmak için yapıyor,sonra gizlice bir duvarın arkasına geçip seyredecek,keyiflenecek,siz tükenirken o güçlenecek..

Biraz rahatlayn..Herşeyi başarmak,herkese kendinizi ispat etmek, her itiraza cevap vermek daha da önemlisi her konuda illa da fikir sahibi olmak ve bu fikrinizi de savunmak zorunda değilsiniz..

Hayat olması gerektiği gibi ,kendi ritminde ve ahenginde akıyor.Herkesin hayatının müziği ,ritmi,temposu,ahengi farklı." .Dağına göre kar vermek " diye anlatılan şey , bu farklı müzikler aslında...Bizler bu müziğe ayak uydurabildiğimiz ,o ahenkle uyum içinde dans edebildiğimiz kadar "yaşamış " olacağız..

Arada sırada karavana atmak ise , sıradan bir insanlık halidir..Boşverin..
Rahatlayın..hayatınızın müziğini dinleyin..

Duyabiliyor musunuz?

İnci İlhan



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Hz.Mevlana`dan, Sözler>
  11.Oca.2012 Çar 20:59:52

HAZRETİ MEVLANA DİYOR Kİ;






















manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >BU YARATIK 450 DERECELİK KAYNAR SUDA BİLE ÖLMÜYOR!..>
  11.Oca.2012 Çar 20:56:09






100 derecelik suda haşlanan bu acayip canlı, haşlanmak bir yana keyif yaptı.


Bilimadamları Karayip Adaları açıklarında bulunan denizaltı volkanında yaşayan yeni bir tür canlı buldu.

Karidese benzeyen ve adına Rimicaris hybisae denilen tuhaf canlı, 5 bin metre derinlikte keşfedildi.Su altında bulunan aktif volkanın içerisinde yaşayan Rimicaris hybisae, tam 450 derecelik ısıya dayanıklı çıktı.

Yeni bir karides türü olan ilginç canlı, yer kabuğundan çıkan yüksek ısı ve gazlara rağmen hayatını rahatlıkla sürdürebiliyor.

Bu bölgenin küçük sakinleri 485 derece sıcaklığa dayanabiliyor. İngiltere, ABD, İrlanda, Japonya ve Norveç’teki çeşitli üniversitelerden bilim insanlarının ortak araştırmasına göre, Cayman Adaları’nın güneyindeki 4 bin 960 metre derinlikte bulunan hidrotermal bacalar, yaşama en elverişsiz ortamlardan biri olarak görülmesine rağmen deniz canlıları barındırıyor.


 



13 kilometre boyunca uzanan bacaların olduğu bölgeye ileri teknoloji ürünü kamera indiren araştırma ekibi, 485 derece sıcaklık ve yüksek basınçta yaşayabilen yeni bir karides türü keşfetti. Yaklaşık 4 santimetre uzunluğundaki canlıların gözleri bulunmuyor. Ancak arka kısımlarında ışığa duyarlılık gösteren bir organ tespit edildi. Canlılar, bacalardan püsküren mineral zengini akıntılarla besleniyor.



Deniz tabanından yükselen ve sülfürden oluşan bacaların her metrekaresi 2 binden fazla karidese ev sahipliği yapıyor. Bu karides türü, sıcak su bacalarının bulunduğu bölgeden 20 kilometre uzaklıktaki bir su altı dağında da görüldü. Bilim insanları, keşfedilen canlıların, Atlas Okyanusu tabanında yaklaşık 4 bin kilometrelik bir alan boyunca yayılmış hidrotermal bacalarda yaşayan diğer karideslerin akrabaları olduğunu düşünüyor. Araştırma sonuçları, bilim dergisi Nature Communications’ta yayınlandı.



Bilimadamları on binlerce bu yeni tür karidesin volkana yapışmış halde toplu olarak yaşadıklarını söyledi.Tabanda metrekareye 2 bin karidesin düştüğünü belirten bilimadamları, "Bu sıcaklıkta bu kadar karidesin birarada olması çok ama çok şaşırtıcı.İlk kez böyle bir durumla karşılaştık.Sıcak ve asite dayanan hatta bunlarla yaşayan canlıların bulunması gelecek için de çok önemli.Sadece su altında değil normal volkanlarda yüksek ısıya dayanıklı canlılar olabilir.Bu canlıların kesinlikle incelenmesi gerekiyor" dedi.
















manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Tamer KARADAĞLI ,Sonsuza Kadar>
  11.Oca.2012 Çar 20:52:50










SONSUZA KADAR
Dudağından öptüğüm hecelere, binbir anlam yüklüyorum
Gönül yoksul eskisinden
Bu hasret dudaklarından miras...
Gönül yangın, ben donuyorum
Bir bilsen, bir bilsen seni ne çok özlüyorum...




Çöl ortasında bir çiçek gibi
Kurutmasın bu aşk bizi,
Ya sonsuza kadar unut beni,
Ya da sevmeyi öğret bana...













Ceza değil bu ayrılık bize
Benim yerim senin yanın
Ya göğsüne alıp uyut beni
Ya sonsuza kadar unut...

Sevda bahçende gizlice büyüt beni...
Sevda bahçende öylece uyut beni...





O kendini adadığın düşler benimde düşlerimdi...
Deniz güneşten kavruluncaya kadar, seveceğim seni
Gönül eskisinden yorgun
Toprak olsan ölürüm, ateş olsan yanarım, yalan olsan kanarım
Bir bilsen, bir bilsen seni ne çok özlüyorum...









Çöl ortasında bir çiçek gibi
Kurutmasın bu aşk bizi,
Ya sonsuza kadar unut beni,
Ya da sevmeyi öğret bana...

Ceza değil bu ayrılık bize
Benim yerim senin yanın
Ya göğsüne alıp uyut beni
Ya sonsuza kadar unut...

Sevda bahçende gizlice büyüt beni...
Sevda bahçende öylece uyut beni...





Tamer KARADAĞLI - Burak UÇKUN


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Güzelim Demiştim Sanıyorum, Hareketli Büyüleyici 2012 Fantastik Güzeller>
  11.Oca.2012 Çar 20:50:16























 











 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Nefes Alamıyorum Bir Tanem>
  11.Oca.2012 Çar 20:46:58


Nefes aLamıyoruM bir taneM!
BoğuLuyorum SensizliKte,
Sensiz Geçen Her AnıM BoĞazImda DüğüMLeniyOr SanKi.



DayaNamıYorum BirtAneM!
SendeN uZak oLmaya,
Sana DoKunamamaYa,
Seni DoyasiyA seVemeMeyE kaTLanamıYoR bu GönüL.




Ve oLmuyoR BirtaNeM!
Sen oLmadan atMıyor Bu kaLp,
SensiZ GüLmüyOr bu YüZ,
Her TeLefoN çaLışınDa seNi arıYor Bu GözLer.


 




Ve biRgüN SevMekTen VazGeçerSen beni;
Bunu baNa söyLeme...
Çünkü, dayaNamaZ bu KaLp sEnsizLiğe..

UsuLca oLsun TerKedişin,
Öyle bi ŞekiLde BıraK ki Beni,
Ne KaLbiM ne de GözLeriM anLasıN bıRakıp GittiğiNi!...









şiir alıntı



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Bilmin Dahi Çaresiz Kaldığı Açıklanmayan Olaylar>
  11.Oca.2012 Çar 20:42:23



8 Asırdır Çürümeyen Ceset

12. yüzyıl başlarında Kastamonu Kalesi`nin fethi sırasında şehid olan Aşıklı Sultan için yapılan türbedeki çürümemiş beden görenleri şaşkına çeviriyor. Halk dilinde `Ayağı Yanık Sultan` olarak bilinen türbede çürümemiş bedeninin ayak kısmı camekan içinde teşhir ediliyor.




NASA`nın çözemediği resim

Yandaki fotoğraf Amerikan Uzay Araştırma Merkezinden (NASA) alınmıştır.

Fotoğraf Amerikan Uzay Araştırma Merkezinin en son teknolojiyle yaptığı teleskoplarla samanyolu gezegeninden sonra evrende elde ettiği en son görüntüdür.Bu fotografa NASA yetkilileri bir açıklama getirememiştir.




Bozulmamış papaz mumyası

Orijinalliğini koruyan sakallı mumyanın başındaki altın taç, belinde altın kemer, göğsündeki balık ve kasık bölgesindeki kartal şekli üzerindeki yazıların yanı sıra, mumyanın sağ tarafında da altın bir ok yer alıyor. Tabutun baş kısmında ise çeşitli yazılar bulunuyor.




Yeraltından gelen korkunç sesler

Rusya`da birkaç bilim adamı yeraltı tabakalarındaki kırılmaların sesini kaydetmek için 14.4 kilometre kuyu kazıyorlar ve bu dinleme cihazlarını yerleştiriyorlar.

İlkinde cok zayıf frekansta insan sesini duyuyorlar ama böyle bir şeyin mümkün olmayacağını düşündüklerinden ilk etapta bu yerleştirdikleri cihazdan gelen sesler olabileceği kanaatine varıyorlar.

Daha sonra daha yüksek frekanstaki sesleri algılayabilecek cihazı yerleştirdiklerinde hayrete düşüyorlar çünkü yerin dibinden milyonlarca insanın çığlık seslerini duyuyorlar. Çogu bilim adamı işini bırakıyor.




Mısır hiyerogliflerindeki gizemli şekiller

Abydosdaki Osiris tapınağında bulunan hiyeroglifler de hayli ilgi çekici... Tabakaların üzerine kazınmış  helikopter , uçak ve denizaltına benzer şekillerin ne anlama geldiği halen gizemini korumakta...




Mısır`daki ampüller

Mısır , Dendera `daki Hathor tapınağında göze çarpan ampuller. Bu ampuller kıvrımlı kablolar ile bir jeneratöre veya açma kapama düğmesine bağlıdırlar. Ampul şeklindeki cismin içine bir yılan tasviri konulmuş. Bu da ampulün içindeki ince teli gösteriyor olabilir.




Büyük piramitteki gizemli kapı

Rudolf Gantenbrink tarafından Büyük Piramitte keşfedilen bakır kulplu kapı. Resim UPUAUT 2 adlı bir araştırma robotu tarafından çekilmiştir.. Hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen gizemli kapı ,kraliçe odasından başlayan güney kanallarında yer almaktadır.

Bu kapının arkasında başka bir kapı daha bulunmuştur. Yapılan bazı araştrmalar sonucunda içinde ne olduğunu bilmediğimiz bir oda veya odalar bu ikinci kapının arkasında bulunmaktadır..

Aynı kapıdan kral odasından başlayan kuzey kanallarında da bulunmuştur. Burada sorulan en önemli soru şu : Görünüşte hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kapılar Neden buralara kondu?




Metal kürelerin sırrı

Bu metal kürecikler Güney Afrika, Klerksdorp`tan. Birinin üzerinde kürenin çevresini dolaşacak şekilde birbirine paralel 3 çizgi oyulmuştur. Bu küreler Cambrian devri öncesine ait pek çok mineral arasında bulunmuştur (2,8 milyar yıl öncesi).

Bu kürelerden bazıları 6 milimetre kalınlığında, ince bir kabuğa sahiptirler. Bu ince kabuk kırıldığı zaman kürenin içinden süngerimsi garip bir şey çıkıyor.

Bu süngerimsi şey havayla temas edince parçalanıp toz haline geliyor. Bu kürelerin ne oldukları ,ne amaçla yapıldıkları bilinmiyor. Üstelik 2,8 milyar yaşındalar. İnsanın inanası gelmiyor ancak bilimsel veriler bunlar.




Kristalle kaplı kaya

Bu kaya parçasının üzeri doğal kristallerle kaplanmıştır.içinde bir boşluk bulunmuştur. Bu boşlukta, malzemesini metal ve porselenin oluşturduğu garip bir cisim bulunmuştur.

Resim A : Kaya parçasının iki parçaya bölünmüş hali.

Resim B : Taşın her iki yarısının iç kısmını görüyoruz.

Resim C : Radiography tekniğiyle içindeki cismin resmi çekiliyor. Cisim o kadar eski olmasına rağmen metal bir yapıdadır. Bu cismin üzerinde meydana gelen ve onu kaplayan kristal oluşumlu kabuğun oluşabilmesi için 500.000 yıl (beş yüz bin yıl) geçmesi gerekiyor !

Resim D : Yan taraftan çekilen radiography resminde metal cismi daha ayrıntılı bir şekilde görüyoruz. Sonuç olarak bu garip cisim 500.000 yıl yaşındadır. Günümüzde bir şeye ait bir parça olsaydı ,çoktan ne olduğu tespit edilirdi.




Peru`daki bu duvarlar ile kesin bir benzerlik göstermektedir. Bu arkeolojik duvarlar bir gizem taşımaktadırlar çünkü ,antik çağlarda yapılmalarına rağmen,bu kadar kusursuz bir şekilde işlenip yerlerine koyulana kadarki aşamalar için yüksek bir teknoloji ve bilgi gerektirmektedirler.

İnsanın açıklayamadığı, garip iç ve dış açılara sahip bu duvar taşları hakkında cevabını bilmediği sorular ise şunlar: Nasıl taşındılar?Nasıl ölçülüp nasıl kesildiler ? Nasıl bu kadar doğrulukla yerleştirildiler? Hemde ilkel insanlar tarafından.




Hiyerogliflerin sırrı

Mısır `daki Abydos tapınağındaki hiyerogliflerde helikopteri, tankı, kargo uçağını ve planörü çağrıştıran şekiller vardır.

Bu hiyeroglifler başka hiyerogliflerin altına gizlenmişlerdi. İlk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup düşmesiyle bu esrarengiz şekiller gün yüzüne çıkmıştır.




Bu daire şeklindeki taş oluşumları 30 metre çapındadır ve Loch Ness gölünün dibinde görüntülenmiştir.



Mısırlılar Avustralya`ya mı gitmişti?

1900 `lü yılların başlarında 250 civarında hiyeroglif Sydney `in 100 km. kuzeyindeki Hunter Valley ulusal parkında keşfedilmiştir (Avustralya). Bunlar antik Mısır hiyeroglifleridir.

Kuşkuya yer bırakmayacak olan Eski Mısır Tanrısı "Anubis" çizimi ile birlikte hiyeroglifler şu soruyu akla getiriyor: Acaba Eski Mısırlılar Avustralya `ya mı gitmişlerdi?




Lochness canavarını gösteren bu fotoğraf 70`li yıllarda çekildi. Gerçek olup olmadığı yıllarsır hala tartışılıyor.



Peru`da bulunan kafatası

Kafatası Peru`da (Ica) bulunmuştur. İlk bakışta günümüz insanının kafatasına benzemektedir, ancak soru işaretlerine yol açan bir kaç etken öne çıkmaktadır.

Göz boşlukları günümüz insanının göz boşluklarından %15 daha büyüktür. Beynin yer aldığı boşluk ise 2600 ccm ile 3200 ccm arasında değişmektedir. Şu andaki insanın kafatasındaki beyin beyin boşluğu kapasitesi 1450 cm `dir ...




Buache Haritası

1737 `de eski yunan haritalarından kopyalanarak çizilmiştir. Harita Antartika`nın buzla ötülü olmadan önceki halini de göstermektedir.

Şaşırtıcı olan ise şu: Eğer bugün Antartika buz ile örtülü olmasaydı Ross ve Weddell denizleri bu kara parçasının ortasından geçerek kıtayı 2 büyük parçaya ayırmış olacaktı. Ancak modern jeoloji araştırmaları sonucunda 1968 yılında bu gerçeğin farkına varılmıştı.




1932 yılında Pedro Dağlarında bulunmuş bir mumya. (ABD ,Wyoming eyaleti , Casper şehrinin 60 mil güney batısı). Mumya koyu bronz renginde ve oldukça buruşmuş vaziyettedir.

Hayattayken boyu 35 santimetreyi geçmiyordu! Röntgen ışınlarıyla yapılan incelemede bu canlının ağırlığının 5.5 kg. olduğu ortaya çıktı. Cinsiyeti erkekti ve bütün dişleri tamdı. Öldüğünde aşağı yukarı 65 yaşında idi. Mumya 350 gr. ağırığındadır.

Alnı çok aşağıdadır. Ezik bir burnu ile büyük ve geniş burun delikleri vardır. Çok geniş ağzı ile incecik dudakları bulunmaktadır. Bu yaratık bilinen insan türlerinden çok daha küçüktü. Bazı araştırmacılara göre bu çok küçük boyutlarda olan bir ırkın üyesiydi.




Kayaya gömülü çekiç

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936`da Teksas`ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu.

Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.




1000 yılda yapılan kent

Pasifik Okyanusu`ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200`de başladı ve 1000 yıl sürdü.

250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hala sır.




2000 yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938`de
Irak`ın başkenti Bağdat`ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü.

Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı.

Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800`lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.





Fotoğraftaki büyükanne hayaleti

Amerika`da 2009 yılının ağustos ayında yeğeninin fotoğrafını çeken küçük kız, 1990 yılında ölen büyükannesinin de fotoğrafa girdiğini görünce şok geçirdi.

 



Bilinmeyen güç tarafından öldürülen dağcılar

1959 yılında dondurucu soğukta kamp yapan dokuz dağcı esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Dağcılardan altısının hipotermia (vücut ısısının düşmesi) yüzünden, bir tanesinin de başına aldığı bir darbe yüzünden öldüğü belirlendi.

Geri kalan iki tanesinin göğsünde neden olduğu bilinmeyen kırıklara rastlandı. Kadınlardan birinin dili kopmuştu.

Cesetler üzerinde yapılan incelemede yüksek dozda radyoaktif maddeye rastlandı. Dağcıların öldüğü noktada sadece kendi ayak izleri olduğu gözlendi.




Polonya`daki koca ayak

Polonya’da Piotr Kowalsk isimli turist Tatra dağında “Kocaayak” diye bilinen efsanevi canlıyı görüntülediğini iddia etti.

Dağda gezintiye çıktığı sırada kayalıkların arkasında insana benzer bir yaratık gördüğünü söyleyen turist, hemen bir fotoğraf çekti.




Borneo`da dev yılan

31 Ocak 2009 günü saat 5.30 sularında çekilen fotoğraflarda devasa bir yılan görülmektedir. Hatta Kuala Lumpur’un itibarlı gazetesi The New Straits Time ve İngiliz Daily Mail okurlarına resimler hakkında görüşlerini açıklamaları için bölümler açtılar.

Okurlardan büyük bir kısmı fotoğrafları photoshop hilesi olarak yorumlarken, bir kısmı bunların gerçek fotoğraflar olduğu sonucuna vardılar.Bir kısım gazete okuyucusu resimde akıntı ile yüzen bir kütük gördüklerini iddia ederken bir başa okuyucu “Hiç kütüklerin kanatları olur mu?” diye sordu. Bir başkası bu resmin bir sürat botuna ait olduğunu yazdı.

Dev yılan resmi ve gazete haberleri bölgede yerli halk arasında sıklıkla anlatılan Nabau isimli boynuzlu dev yılana ait efsaneleri yeniden alevlendirdi.



Doğaüstü ve açıklanamayan olaylar...
Dünyada insan aklının çözemediği, bilimin açıklayamadığı, insanları dehşete düşüren birçok doğaüstü olay oluyor.

İşte akıllarda soru işaretleri oluşturan o ilginç olaylar




Ünlü "Kiev Kozmonotu"

Bu heykelcik Avrupa`da bulunan " uzay adamı " özelliklerini gösteren tek buluntudur. Yaşı çok eskidir




Tarih öncesine ait küçük Japon heykelcikleri

Yakalarında civata taşıyan bu heykelcikler bir tür uzay başlığı ve elbisesi taşımaktadır. Hatta bunlardan biri çok büyük gözlük takmaktadır. Sanki güneş ışığından korunmak ister gibi.




Filippo Lippi tarafından yapılan "La Madonna e san Giovannino" tablosu. (15. yüzyıl) Yukarıdaki koyu renkli ve ışık saçan cisim sanki haraket ediyor gibi. Çünkü seyredenler var.

Tablodaki adam ve köpek. Ressamın tablosuna aksettirdiği bu cisim hiçbir inanç ve dinsel anlatımla alakalı görünmüyor. Roma döneminde olduğu gibi günümüzde de "UFO" fenomenleri aynı şekilde gözlemlenmektedir.




Bu resimde Antikythera makanizmasını görmektesiniz. Sağ tarafta ise teknik şeması yer almaktadır. 1900 yılında Girit adasında bulunmuştur.

M.Ö. 1.yüzyıla tarihlenmektedir. Bu antik bronz mekanizma bize eski uygarlıkların düşündüğümüzün aksine daha ileri bir teknik bilgiye sahip olduğunu kanıtlıyor.

Astronomik takvim olduğu düşünülen bu mekanizmada (ya da bir makinanın parçası) içinde başka dişlilerde bulunmaktadır.





1895 yılında İrlanda`da Dyer tarafından  mineral  araştırmaları sırasında bulunan bir dev fosili. Boyunun karşılaştırılması amacıyla bir tren vagonunun önüne koyulmuştur.

Yüksekliği 3 metre 70 santimetre ve ağırlığı 2050 kg.dır.(taşlaşmış olduğu için daha ağır geliyor herhalde) Sağ ayağı 6 parmaklıdır. Ancak daha sonra bu dev fosiline ve sahibine ne olduğunu kimse bilmiyor.




Kafaları karıştıran bir şehir daha. Lübnan`daki Balbek şehri. 20 metreden daha büyük taşların da kullanıldığı bu antik şehir Roma imparatorluğundan da eski. Hatta Sümerlilerin bilgilerine göre bile burası antik bir şehirdi o zamanlar.

Taşların büyüklüğünü göstermek amacıyla 2 kişi yapıların arasında dikiliyor. Bugün kimse burasını kimlerin, nasıl, ne amaçla ve ne zaman yaptığını bilemiyor. Modern bilim ise Baalbek`i görmezlikten gelmeye devam ediyor.




Bu cisim Kanada`nın Kuzey kutup bölgesindeki Axel Heiberg adası eski fosiller koleksiyonunda bulunmuştur. İncelemeler bunun bir insan parmağı fosili olduğunu gösteriyor. Bu fosil 100 ile 110 milyon yıl öncesine aittir (Creataceous jeolojik dönemi).

Bu fosil " DM93-083 " numarasıyla arşivlenmiştir. Röntgen ışınlarıyla yapılan inceleme sonucunda yukarıdaki resimdeki siyah kısımların parmak kemiklerine ait olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kadar eski zamanlarda insan yaşamış olabilir mi?




Yapımı bitirilmemiş bir Obelisk (dikilitaş). Şu anda dikili bulunan en büyük obeliskten 2 kat daha büyüktür.

Yapımında bir çok Mısır tapınağının inşasında olduğu gibi kırmızı granit kullanılmıştır. Yaklaşık 40 metre yüksekliğinde ve 1150 ton ağırlığındadır. (Eğer bitirilmiş olsaydı)




Kolombiya, Bogota yakınlarında bulunmuş bir insan eli fosili. Fosilleştiği kayanın yaşı 100 - 130 milyon yıldır. Yani, fosilde o kadar sene önce meydana gelmiştir.



Bu 120 milyon yıllık taş parçasının yüzeyi ,Ural Bölgesini gösteren (tabiri caizse) bir haritayla kaplıdır. Görünüşe göre bu kadar eski bir haritanın olması imkansızdır.

Bashkir State Üniversitesindeki bilim adamları , çok eski zamanlarda , gelişmiş uygarlıkların olduğuna dair kanıtlardan biri olarak yorumluyorlar eseri. Bu greçektende insan eliyle yapılmış bir rölyeftir. Günümüz askeri haritaları ile neredeyse aynı karakterik özellikleri sergilemektedir.

Harita sivil çalışmaları göstermekte yani uzunluğu 12.000 Km ` yi bulan kanallar , nehirlere çekilen çitler , güçlü barajlar... Kanallardan çokta uzakta olmayan yerde elmas biçimindeki yerler gösterilmiştir.( Ne anlattığı bilinmemektedir).

Ayrıca harita bazı yazılarıda içermektedir. Hatta sayılar bile vardır. Bilim adamları önce bunun eski çince olduğunu düşündüler. Daha sonra bu düşünce bilinmeyen bir kaynağa ait hiyeroglif - syllabic türü yazıya dönmüştür. Bilim adamları bu yazıları şimdiye kadar çözemediler.




1945 yılında Waldemar Julsrud adlı deneyimli bir arkeolog El Toro dağı (Meksika) eteklerinde gömülmüş vaziyette kilden yapılmış küçük heykelcikler buldu. Daha sonra El Tro şehri yakınlarında ve şehrin diğer tarafında Chivo Dağ yakınlarında poselenden yapılmış 33.000 `den fazla heykelcik bulundu.

Buluntular Chupicuaro , klasik kültür öncesine aitti. (M.Ö. 800 `den M.Ö. 200 `e kadar olan dönem) Bulunan heykelcikler , 65 milyon yıl önce yok oldukları düşünülen çeşitli türlerdeki dinozorları kusursuzca tasvir ediyordu.

Modern bilim döneminde, neye benzedikleri ancak çözümlenen tarih öncesi bu yaratıkları, nasıl olduda böyle eski bir uygarlık kusursuzca sanat eserlerine yansıtabilmişti ? İnsan görmeden gerceği tasvir edemez.




Yeni Zellanda `da bulunan çok eski bir uygarlığa ait kusursuzca yerleştirilmiş taşlardan oluşan duvarlar bulundu. Bu duvarları yapan uygarlık hakkında en ufak bir bilgi yoktur.



1877 yılında Montezuma tünel şirketinin bir tünel çalışması sırasında 50 milyon yıl eski olan bir lav akıntısının içinde bir tokmak ile bir kap bulundu.(Table dağı - California) Tokmak yaklaşık 30 cm uzunluğunda ve kap ise 10 cm çapında.

Bu buluntudan şu sonuç çıkıyor: 50 milyon yıl önce yanardağdan fışkıran lavlar sel olup akarken bu tokmak ile kap oradaydı ve ikisi de lavın içinde gömülü kaldılar. 50 milyon yıl önce!




Geleceği gören harita

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis`in 1513`te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu`nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı.

Çünkü Güney Kutbu`nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818`de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis`in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.




10 BİN YILLIK PİRAMİT

Japonya `nın Yonaguni adasının yakınında, denizin 23 metre altında insan yapısı olduğu apaçık belli olan piramitler bulunmaktadır.

183 metre genişliğinde ve 27 metre yüksekliğindeki bu piramitler yaklaşık , 8000 - 10.000 yıllıktırlar.




Harçsız taş set

Peru`nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış.

Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.




Generalin kemer tokası

M.S. 300`lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou`nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış.

Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.




Çığlık tablosunun mumya versiyonu

Güney Amerika’da Amazon bölgesinde mezar ve tapınak olarak kullanılan gizli bir yeraltı mağarasında bulunan 600 yıl öncesine ait bir düzine mumya, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı Bir kadın mumyasının Norveçli ressam Edvard Munch’un ünlü "Çığlık" tablosunu çağrıştıran biçimde, korku ve dehşetten ellerini yüzüne kapatmış olarak bulunması, büyük ilgi çekti.

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >Bomba Gibi Magazin Haberleri>
  11.Oca.2012 Çar 20:37:30

FLAŞ!.. HALUK LEVENT YİNE GÖZALTINA ALINDI!.. ÜNLÜ SANATÇI GÖZALTINA ALINDIĞINI GEÇEN SEFER OLDUĞU GİBİ YİNE TWITTER’DAN DUYURDU!.. 11/1/2012 17:24



Sık sık gözaltına alınıp serbest bırakılan şarkıcı Haluk Levent yine gözaltına alındı.
İstanbul`da icra nedeniyle gözaltına alınan Haluk Levent bu haberi; "Nasıl olsa duyacaksınız bari benden duyun. İstanbul`da gözaltındayım. Zaten ya konserdeyim ye Adliye`de." mesajıyla duyurdu.
Ünlü oyuncu az önce serbest bırakıldı...




FLAŞ!.. 2003 YILINDA TÜRKİYE’YE EUROVISION’DA BİRİNCİLİK GETİREN SERTAB ERENER, YARIŞMADA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDECEK CAN BONOMO HAKKINDA NELER SÖYLEDİ?.. !..
11/1/2012 18:53





Bakü`de yapılacak 57. Eurovision Şarkı Yarışması`na Can Bonomo`nun gidecek olması yankı yarattı. Bonomo`nun yarışmaya katılacağı haberi 2003 yılında Eurovision`da Türkiye`ye birincilik getiren Sertap Erener`e de soruldu.
Zenne filminin galasına katılan Erener, "Bilirkişiymişim gibi herkes bunu soruyor. Ama yine de cevaplayalım. Ben Manga`nın gitmesini isterdim. Can`ı çok fazla tanımıyorum ama iyi bir müzisyen. Başarılı olabilir. Neden olmasın ki?" dedi.
"Can Bonomı yarışmada birinci olur da biz de bize soru sorulmasından kurtuluruz" şeklinde espiri yapan Erener, "Türkiye`den yeni bir birinci daha çıkmasını çok istiyorum. Can Bonomo`ya başarılar diliyorum" diye konuştu.



FLAŞ!.. TÜRK POP MÜZİĞİNİN EFSANE İSİMLERİNDEN EROL BÜYÜKBURÇ, EŞİ UTE ESER’LE BOŞANMAYA HAZIRLANIYOR!.. EŞİ, BÜYÜKBURÇ’TAN 500 BİN TL TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNDU!.. 11/1/2012 10:16





Pop müziğin kilometre taşlarından, “Türkiye’nin Elvis Presley”i olarak ünlenen Erol Büyükburç (76) ile Alman asıllı Ute Eser’in evliliği sallantıda.
Büyükburç’un 14 Şubat 1999 ’da, “Sevgililer Günü”nde tanışıp, 2004 Nisan’ında evlendiği Alman asıllı Ute Eser, “Kocam bana herkesin önünde , gibi sözlerle hakaret ediyor. Beni ekonomik yönden de istismar ediyor” iddialarıyla boşanma davası açtı.
Eser, Büyükburç’tan toplam 500 bin TL maddi-manevi tazminat talebinde bulunup, kendisine aylık 1 500 TL nafaka ödemesini istedi. Eser, diğer iddialarını da şöyle sıraladı: “Evin ekonomik giderleriyle ilgilenmiyor. Beni ekonomik anlamda istismar ediyor. 2008’de, evlilik birliğimiz içinde edindiğimiz evi de danışıklı yollardan bir başkasının üzerine devretti. Sahne kostümlerimi ve kuklalarımı, kendisine ait müzeye koyacağını söyleyerek aldı. Ancak müzeye koymadığı gibi geri vermedi.”


FLAŞ!.. 4 GÜN ÖNCE BEBEĞİNİ DÜNYAYA GETİREN BEYONCE, KIZI İÇİN KISA SÜREDE 1,5 MİLYON DOLAR HARCAMIŞ!.. HABERİN AYRINTILARI İÇİN TIKLAYIN!.. 11/1/2012 12:47




Dünyaca ünlü şarkıcı Beyonce, 4 gün önce dünyaya gelen kızı için şimdiden 1.5 milyon dolarlık (2.8 milyon TL) hediye aldı. Doğum için hastanenin 4. katını kapatan çift 1.3 milyon dolar (2.4 milyon TL) ödemişti.
İşte çiftin kızları için aldığı hediyelerden bazıları:
* Carla Monchen’den Swarovski taşlarla süslü bebek arabası: 15 bin 400 dolara (28.7 bin TL)
* Kıyafet, oyuncak: 46 bin 400 dolar (86.6 bin TL)
* Ginza Tanaka imzalı el yapımı altın kaplama sallanan at: 620 bin dolar (1.1 milyon TL)
* Oyun evi: 31 bin dolar (58 bin TL)
* Bebek odası: 371 bin dolar (693 bin TL)



SON DAKİKA!.. SEDA SAYAN`DAN EROL KÖSE AÇIKLAMASI!.. !.. 10/1/2012 18:01




2011 yılının son aylarında Erol KÖSE tarafından adresindeki sosyal paylaşım sitesinde @drerolkose hesabı kullanılarak aleyhimde çirkin bir kampanya başlatılmıştır.
Beni, geçmişimi, ailemi ve kariyerimi hedef alan bu saldırılar karşısında yüce Türk adaletine olan güvenimle yargı yoluna başvurdum. Bugün (11.01.2012) günü Erol KÖSE aynı twitter hesabı üzerinden (@drerolkose ) özür mesajları yazmış ve hemen akabinde de Beyaz TV’de yayınlanmakta olan Beyaz Manşet isimli magazin programına canlı yayın sırasında telefonla bağlanarak aynı cümlelerle kamuoyu nezdinde benden ve yaptığı saldırılarla son derece büyük üzüntüler yaşattığı oğlum Oğulcan’dan özür dilemiştir. Hayat boyunca sahip olabileceğimiz en büyük hazinemiz onurumuzdur. Ben de yıllardır her sabah canlı yayınlarla beni bugünlere taşıyan Türk Halkına seslenirken bana açılan kucakların ve gösterilen sevginin sahip olduğum değerlerle paralel olduğunun bilincini hep taşıdım. Bizler, show dünyasının içinde işlerimizi yaparken hiç unutmamalıyız ki emeklerimizin karşılığını gönüllerde kurduğumuz tahtlarla her zaman Türk Halkından alırız ama en büyük cezayı da yine Türk Halkı verir. Erol KÖSE’ye hatalarını kabul edip kamuoyu huzurunda benden ve oğlumdan özür dileyecek kadar yüce gönüllülük göstermesi nedeniyle teşekkür ediyorum ve takdiri tabii ki kamuoyuna bırakıyorum. Siz basın mensubu arkadaşlarıma da göstereceğiniz hassasiyet için şimdiden teşekkür ederken sözlerimi çok sevdiğim şu cümleyle bitirmek istiyorum: Dal rüzgarı affeder ama kırılmıştır bir kere..
Seda SAYAN

<<1...6869707172737475767778 79808182838485868788...100...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>