ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
15 Mayıs 2024, Çarşamba 15:21   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  IIIPearLIII> Forum Mesajları
    IIIPearLIII'e ait Toplam 6556 Forum Mesajı var
<<1234567 891011121314151617...100...200...300...400...500...600...656>>


IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >18 MART UNUTMAYIN UNUTTURMAYIN>
  18.Mar.2009 Çar 11:58:45
fiogf49gjkf0d





18 Mart Çanakkale zaferi sıradan bir zafer değildir, bu zafer bir milletin, bir dilin, bir soyun yok olmasını engellemiştir, bu zafer Mustafa Kemal i, Atatürk yapan zaferlerin başlangıç noktasını oluşturmaktadır.

Bir çok lise bir çok üniversite o yıllarda bir tane bile mezun verememişti, bir ülkenin bütün evlatları sınıf farkı gözetmeksizin aynı cephede ortak düşmana karşı savaşmıştı.

Bu savaşın gösterdiği en önemli şey maneviyatın, inancın, bağımsızlık ruhunun karşısında hiç bir teknolojik gücün duramayacığıydı. Terazinin bir kenarında o zamanki savaş silahlarının en kapsamlı olduğu düşman donanması, diğer tarafında ise yırtık ayakkabısı ile Mehmetçik. Elbet bu teraziden daha inançlı, mücadelesinde daha haklı kesimin ağır basacağı muhakkaktı.

Bizlere bu gururu yaşattığınız için, bizler için toprağa genç yaşta düşüp şehit olduğunuz için sizlere binlerce defa teşekkür ederiz. Sizlerin borcu hiç bir zaman ödenmeyecektir.

Bugünkü gençliğin tercih ettiği bıktım sıkıldım hayattan diye ölmediler onlar...Belkide gençliğin hatta çocuk sayılabilcek bir yaşın baharında kendilerini bulamadan göçüp gittiler...

Hepinizin mekanı Cennet olsun...

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >IIIX...RuHuMuN DaLGaLaRı...XIII>
  18.Mar.2009 Çar 00:15:23
fiogf49gjkf0d

 

 

Çanakkale-Ay Yıldız ın Doğuşudur Çanakkale

Bu güneş Çanakkale’de doğdu..Bir daha batmamaya yemin ederek..

Ölüme yürüyüşün günüdür bugün …

Savaşlarda mermiler yağar,ama Çanakkale’ye düşman yağıyor dört bir yandan...

Sağına dönse İngiliz,soluna dönse Yunan-Fransız.

Önünde zaten Anzak’lı.Arka tarafı Allah’a emanet…

Bu savaş mı…hayır değil...-Mahşer mi Hakikat Mahşer-

Yalın ayak koşuyor Mehmetçiğim ateşin üstüne…

Ayağına her diken batışında Allah diyor...

Yüreğine her mermi deyişinde Vatanım diyor…

Yere düşünce de Tevhitten sonra Anam-Yarim diyor…

Her düşen Mehmetçikle,Bir ana ağlıyor uzaklarda…

Gözünden oğlu damlıyor toprağa.

Damlayan yerden bir yiğit muştulanıyor.

Düşen oğlundan sancağı alıp koşuyor düşmanın üstüne.

Onunda gözüne değiyor bir bomba.

Daha orada patlamadan bir Ananın yüreğinde patlıyor o bomba..

Bir oğul daha damlıyor gözlerinden toprağa.

Bir daha bir daha…

Durmuyor o gözyaşı…Akıyor… Akıyor…

Yere düşen her Mehmetçikle çağıldayarak akıyor o gözyaşı…

Nasıl akmasın,Kurbanınız olayım,Vatan gidiyor elden…

Bir Tarih akıyor Mehmetçiğin ayaklarının altından...

Bir ateş geçiyor Mehmetçiğin yüreğinden…

Düşen bir asker,dirilen bin yürek …

Bakın bir yürek daha kalktı şaha..

Elinde 250 kilo mermiyle..

Bu vatan bizimdir imanıyla koydu mermiyi topun ucuna…

O top nasıl ateşlemesin kendini?

Nasıl gidip de düşmanın gemisini çökertmesin?

Gidiyor…Gidiyor… Havada süzülerek gidiyor Seyit Onbaşından hatıra diyerek düşmanın kalbine konuyor…

Bunu gören Mustafa Kemal nasıl celallenmesin...

Bakın düşmanın gözünü bir mavilik alıyor..

Kurt bakışı bir mavilik..

O Mavi Gözlerden bir haykırış yükseliyor semaya:Ben size Ölmeyi emrediyorum.İleri!

Bu emri duyan Mehmed’im nasıl koşmasın ateşin üzerine…

Bir asker koşuyor merminin önüne,arkasında bıraktığı yavuklusu…

Mehmed’imin ayakları düşmana koşuyor,yüreğiyse geride bıraktığı Yarine…

Geride kalan Yar,ilerden gelen mermi…

Hangisi daha çok acı verici:Yüreğinde sakladığı Yar’imi,

yoksa yüreğine çarpan mermi mi?

Bakın bir bomba geliyor bu tarafa...

Bakın havayı yara yara geliyor…

Düşüyor tozu dumana katarak…

Çökertiyor düştüğü yeri.

İşte Bakın bir Mehmetçik daha düşüyor yere kanlar içinde…

Vucudu beş parçaya bölünmüş.

Yıldız misali sereserpe uzanmış kıpkızıl yere...

Gökteki Ay buna nasıl dayansın..

O da atıyor kendini alevler içine.Konuyor Yıldızın yanına.

Etraf mı zaten al kan içinde.

Semadan melekler gözlüyor yere sereserpil uzanmış AY ve Yıldızı…

Buna Hak Peygamber nasıl dayansın.

Açıyor ellerini semaya..Yerdeki AY YILDIZ için başlıyor duaya..

Şahlansın diyor yerde yatan AL BAYRAK…

Bu dua nasıl kabul olmasın Allah katında …

Bir rüzgar esiyor savaş meydanında.

Yerde yatan AY YILDIZ katıyor rüzgarı önüne …

Dilde tekbir giriyor düşmanın kapkara kalbine.

Söküp atıyor o çıbanı Çanakkale’den …

Dindiriyor uzakta ağlayan Ananın gözyaşını…

Susturuyor Yar’in dilindeki ağıtı…

Bu rüzgar,bir daha hiç inmemek üzere çekiyor AY YILDIZI göklere…

Nasıl insin ki,bu topraklarda Mustafa Kemal Ve Onun askerlerinin

yüreğini taşıyanlar oldukça..

Şimdi yer gök sussun!

 Şahlansın Şanlı Türk Milletinin Şanlı AY YILDIZ BAYRAĞI…

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Canakkale Sehitleri>
  18.Mar.2009 Çar 00:02:54
fiogf49gjkf0d

 

Yeryüzü tanrıları olarak nitelendiriyorlardı kendilerini. Silahsız, kabansız, sarıksız askerlere karşı bu savaş bizim diyorlardı. Önce topların sesi duyuldu denizden, derken silahlarla devam etti amansız kavga. İçten içe kemirirken ruhlarını kibir "buralar bizim olacak" diyorlardı...
Mühim olan cephane, teknoloji, asker sayısı değildi bu savaşta. Vatan sevdasıydı içlerindeki. Ölümüne savunulan siperler, kurşunsuz mücadeleler. Hak değildi onların amacı ve bu amaçta haklı da aranmıyordu o sırada. Bir evlat ki toprağı için, vatanı için ölüyorsa, bir ana ki evladını vatanı için gönderiyorsa savaşa ve ölümüne üzülmüyorsa, bir çocuk ki, hayatı öğreniyorsa savaş alanında bu bir destandır. Bu toprakların sınırı kanla çizildi. Bu vatan varolduğundan bu yana kanla beslenirken, acımaz yüreğim. Bilirim bastığım yerleri ve yaşarım her daim o kanları ile besleyen insanları. Yitirilmek istense de içimdeki bu inanç, ruhum ebedi, bedenim ebedi kalır düşündüğüm her an.
Kural belliydi Çanakkale de, onlar almak için geldiler, biz ise ölmek için. Bir Türk tü bunu emreden. İçinde kopan fırtınaları bilemez kimse. Vatanı için, ecdadı için, halkı içindi ölüm emri. Sayısız insan dinledi onu. Kurşunlar onlar için oyuncaktı hem de hayatlarında hiç görmedikleri bir oyuncak. İnançları vardı hepsinin ve vatan aşkı. Görülmeyen bir inanç kapladı tüm dünyayı. Tanrı diye adlandırılan varlıklar ilk defa anladılar ve tattılar yenilginin acı tadını...

Selam olsun Mustafa Kemal e, selam olsun ziya oğlu mehmet e, selam olsun 15 yaşındaki yaşar a... Selam olsun tüm şehitlerime. Ben Türk olduğum için çok gururluyum. Dünya ne derse desin umrumda değil, benim yaşamımın her anında gururla anlatacağım ve her anlattığımda gururlanıp gözyaşlarıma boğulacağım destanlarım var. Benim Mustafa Kemal im ve onun askerleri var. Benim hiçbir ülkede olmayan kanla yıkanmış bayrağım var... 

Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene!

 

 




IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >İçinden Deniz Geçen Cümleler>
  17.Mar.2009 Sal 23:58:10
fiogf49gjkf0d

Umutsuzluğun son safhası
denizin dünyayı kapladığı son anları bunlar
daha fazla dayanamadı minik balık gelgitlere…
alışmamıştı korkunç depremlerle sarsılmaya..
deniz onu içinde boğdu,boğdu ve minik balık boğuldu…
hoyratça kıyılarına vurdu suların,
savruldu,kavruldu dibe vurdu balık…
acının en büyüğünde yüzdü,
çaresizliği soludu,sonu bozgundu…
darmadağın,doğasına aykırı dışarıda idi artık.
denizi çoktan arkasında bırakmıştı…
deniz onu içinden attı,balık her şeyini ona bırakmıştı..
deniz naptı?hiç bişi yapmadı aslında…
artık onun denizi olmasada,yaradılışı gereği minik balık her zaman denizine taptı,başka bir tanrısı olmayacaktı…

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Cemal Süreya Kimdir ?>
  17.Mar.2009 Sal 23:05:20
fiogf49gjkf0d

 

 

Hüznün Kuşları

ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli

kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat

sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra..

                                   

                                        Cemal Süreya

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Cemal Süreya Kimdir ?>
  17.Mar.2009 Sal 22:57:10
fiogf49gjkf0d

 

Ne kitaplar var! Küçük Prens i okudunuz mu? Küçük bir gezegeni vardır
Küçük Prens in. İşte, uzayda bir gezegen. Ama nasıl küçük! El kadar bir yer.
Küçük Prens de küçük elbet. Altın saçlı bir çocuk. Bir yanardağı, bir koyunu
var, bir de çiçeği. Her sabah yanardağının lavlarını süpürüyor, koyununa ot
veriyor, çiçeğini suluyor. Sonra bir gün, aklına esiyor, uzayda yolculuğa
çıkıyor. Ayrı ayrı gezegenlerde bir sürü adama rastlıyor. Kürklü, kırmızı
giysili bir kral; kendini beğenmiş bir adam; utandığı için içen, içtiği için
de utanan bir sarhoş; sürekli olarak sayılarla uğraşan, para hesapları yağan
bir işadamı; bir sokak generi bekçisi... Bu arada Küçük Prens in yolu Dünya ya
düşmez mi?

Kırmızı Balın a ne dersiniz? Umarım okumuşsunuzdur o kitabı. Küçük
Paskal ın ve balonunun serüveni anlatılıyor. İyi bir balon kırmızı balon,
sahibi nereye giderse, o da oraya gidiyor. Başöğretmen, otobüs biletçisi,
sokak çocukları... Kimler yok ki kitapta! Aynı zamanda mert bir balon
Paskal ın balonu. Sokak çocukları Paskal ı döverlerken onu yalnız bırakmıyor.
Ama o çocuklardan birinin attığı serseri bir taşla patlayıveriyor. Yani
ölüyor. Daha sonra bir sürü balon geliyor.

Alis i tanıyor musunuz? Alis, canım; hani Harikalar Ülkesi ne
gitmişti. Tarla faresi neler anlatmıştı ona? Kupa Kraliçesi ne biçim bir
kraliçeydi? Alis Harikalar Ülkesinde yi okuyacaksınız, değil mi?

Yoksa bozuşuruz, ha! Bozuşuruz da ne olur, demeyin, sizin adınıza ben
bir kez daha okurum o kitabı.

Defina Adası nda bir adam var. Eli kesik. O da çengel gibi femirden
bir şey takmış koulna. Korkunç bir adam. Kimseye acımıyor.

Şeyi de okuyun. Gülliver in Yolculukları nı. Cüceler ne yapmış? Devler
nasıl yaratıklarmış?

Ha, bir de Robinson var. Bindiği gemi batınca ıssız bir adaya düşüyor.
Nasıl bir ada burası? Bir de keçi var. Ben o keçiyi çok sevdim. Nedenini
sorarsanız, bilmiyorum.

Bunları söylüyorum ya, aslında elinize ne geçerse onu okuyun. Ya bir
şey geçmezse...

O zaman da, oturun, bana mektup yazın.

                                                                                        

                                                                        Cemal Süreya

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >IIIX...RuHuMuN DaLGaLaRı...XIII>
  17.Mar.2009 Sal 13:21:12
fiogf49gjkf0d

 

Hayat Bir Oyun mudur?

Hayat nedir?

Hayat nedir sizce?Hayata nasıl bakıyorsunuz siz?


Yalnızca birkez yaşayacağınızı bildiğiniz halde hayatı,onun hakkında oturup kafa patlatırcasına düşündünüz mü?


Nedir sizce hayat?

Başarılarınızın toplamı mıdır, yoksa hayal kırıklıklarıyla kurduğunuz şatoların adına mı hayat diyorsunuz siz?


Belki siz de ölüm gelip kapıyı çalana kadar gelip geçen bir zaman parçası olarak görüyorsunuz hayatı.Ne dersiniz? Hayat yaşadıklarınızın mı yoksa pişmanlıklarınızın mı adıdır sizce?


Hayat da mutluluk gibi mors alfabesine mi benzer?Uzun tekdüze gelip geçen mutsuzlukların ardından kısacık anlarda yaşanan mutluluk gösterileri midir?


Hayat sandığınız kadar sakin midir? Hayatı duru pürüzsüz bir gölün üzerinde nazlı nazlı yüzen yaprağın gizlerinde mi yoksa derinliklerindeki sürprizlerde ve korkularda mı ararsınız siz?


Başkalarının dayattıklarını yaşamak mıdır hayat sizce yoksa kendi bildiğinizi son nefesinize kadar okuyarak kendinize saygı duymak mı? Hayat verilenlerle yetinmek midir sizce?


Bir korkak gibi bir köşeye çekilerek pişmanlıklarınızın çetelesini tutmaya mı hayat dediniz yoksa?


Hayata nasıl bakıyorsunuz siz?

Yasaklara,ayıplara,günahlara sararak kaldırıp bir kenara mı attınız hayatı?Bir çuval inciri berbat ederim korkusuyla denemekten hep kaçmak mıdır hayat sizce?Yenilgiyi peşinen kabullenmek midir hayat?


Bir kaplanın çevikliğiyle koşarken, bir yandan bir bilgenin beyniyle düşünmekse hayat! Kendinizi neresine koyuyorsunuz bu hayatın siz?


Başkalarının hayatlarını çalmaya da hayat der bazıları;acaba siz de çaldırıyor musunuz hayatınızı ? İçtenlikle sorar mısınız kendinize bu soruyu?


Hayat bir başkaldırı destanı mı,yoksa ehil bir sürünün uysallığı mı olmalıdır sizce?


Bedelini acı bir şekilde ödeyerek şiir gibi anları haketmek midir hayat yoksa başa geleceklerden korkup sığ ve güvenli sularda kulaç sallamaya çalışmak mı? Nedir sizce hayat?


Hayata nasıl ve nereden bakıyorsunuz siz?

 

 


"göz değil
beyindir gören "diyor
bilim ören....


istesekte
istemesekte
görmüyormuyuz zaten...


peki kimdir?
izleyen....
gören
ve gösteren?


rakip gördüğün kadar
hayatın yok olmuyormu zaten
bir şey bilmediğini
anladığın kadar
öğretmiyormu gösteren


hep yürekten
yürekten vereceksin
ben bilmem...
budur gerçeğe götüren


sende biliyorsun
birgün bir şey bilmediğini
hissedeceğini

ne göz
ne beyindir aslında gören.
yürek...
yürektir gösteren...

anlayan...
anlatandır...


yüreğin kadar yaşıyor
bakıyor
görüyor
ögereniyor

taşıyabildiğin kadar
paylaşmıyormusun zaten?

kendini
şu an bile
sorgularken
her baktığın yerde bitmiyormusun
"O" nu yaşayip...
yaşatmak için çırpınmıyormusun zaten

gördügün kadar sevip...
acı çekip
gözyaşı döküp ...
"O" nu
anladığın kadar
yaşamıyormusun zaten...

nasıl yaşadıysan
öylede öleceksin
nasıl öldüysen
öylede
gözlerinde
doğmayacakmısın zaten....





IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >İçinden Deniz Geçen Cümleler>
  17.Mar.2009 Sal 13:19:32
fiogf49gjkf0d


Diyorum ki, bir gün sevdamı yüreğime yüklesem,
           alıp gölgemi yanıma dağ deniz çekip gitsem
                                     insanın olmadığı uzak kıyılara... 
Ormanlar dolaşsam, dağlar, denizler …
  Ağaçlar diksem bulutsuz adalara, çiçekler sulasam keyfimce,
      yıldızlar arkadaşım, kuşlar yoldaşım olsa…
           Şiirler toplasam gün boyu mavi göğün altında…

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >İçinden Deniz Geçen Cümleler>
  17.Mar.2009 Sal 00:28:51
fiogf49gjkf0d

DENİZ TÜRKÜSÜ

Deniz dediğin bir tarladır
Gülü gül, dikeni diken, tohumu tohum
Toprak gibi verimli, toprak gibi cömert
Betine bereketine kurban olduğum

Deniz dediğin bir tarladır
Uçsuz bucaksız bir tarla
Göbeği insanlarla kesilmiş
Çilesi insanlarla

Deniz dediğin bir tarladır
Sözü pek, eli ağır
Dost gibi güldürür insanı
Dost gibi ağlatır.

Deniz dediğin bir tarladır
Anadır, babadır, kardeştir
İnsan eline hasret
İnsan eli değer değmez ürperir
Binbir yerinden çatlar sevincinden
Nesi var, nesi yok çıkarır verir,
İnsan eli değmemiş denizlere bir damla alınteri
Bulutlar dolusu rahmetten mübarektir.

Deniz dediğin bir tarladır
Bulutlar, güneşler dibindedir
Geceler gündüzler dibindedir
Yıldızlar mevsimler dibindedir

Zifiri karanlık güller açılır dibinde
Bağlar, bahçeler kat kat, katmer katmer, deste deste
Bağlar, bahçeler zifir karanlık güller
İnsan eline hasret beklemekte.

Deniz dediğin bir tarladır
Kapılar açılır içinde kapılar
Bitip tükenmeyen bereket kapıları
Balıklar akıp gider bölük bölük tabur tabur
Alı al moru mor sarısı sarı.

...
Deniz dediğin bir tarladır
Üstünde başı boş rüzgâr
Gönlünce at oynatır
Üstünde bir avuç tuzlu köpük
İçinde milyonlarca yürek
Milyonlarca öpücük
Bir insan eli arar konacak
Bir insan eli muhkem, sıcak

Hey benim
Boydan boya cömert denizlerle çevrili
Güzel memleketim
Bu yaz tenha denizlerinde yıkandım
İnsan eli değmemiş ormanlar gibi vahşi
Dağ başında unutulmuş küçük kundaklar gibi yetim...

                                                                              Bedri Rahmi EYÜBOĞLU

 



IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >IIIX...RuHuMuN DaLGaLaRı...XIII>
  16.Mar.2009 Pzt 20:02:45
fiogf49gjkf0d

hayatta kazandılarımız kaybettiklerimize değmiyor...

           ağlamalarımız hiç..gülmelerimiz hiç...

              olmayan bir dünyada olmayanlarmıyız ki...

       neydi hayat neydi ki ne oluyor ki ne olacak ki...

               umutsuzluğumuz mu hayat...

 

İnsanın içindekileri kelimelere dökmesi ne kadar zordur bilirmisiniz..Bazen kilitlenir kalır insan..sözün bittiği yerdedir..O noktada ne gerçeklerin, ne aklın, ne de kalbinin sesinin yol göstermediğini görür artık..Kesin bir yalnızlıktır insanın iç seslerinin de kendini terk etmesi..Büyük bir hiçlik sarar benliğini..Hani derler ya dünya yansa bana ne..işte böyle bir şey..ne geçmişin, ne bugünün ,ne de geleceğin kıpırtısı yoktur içinde..Koşulsuz bir teslimiyet..kadere..yaşama..ya da yaşamın getirdiklerine..ne değer yargıları vardır o noktada ne pişmanlıklar..ne umutlar ne hayaller..bir çeşit hafıza kaybı gibi..herşey silinmiş yerini tanımlanamayan bir hiçlik duygusuna bırakmıştır..ne çaba vardır ne istek..ne hareket ne dilek..belirsiz hiç bir şey kalmasada tüm benliği red etmiştir bir kere..yada belirsizlikler içinde öyle kaybolmuşturki algılayamayaz gerçekleri..veya algılamak o kadar acıtıyordurki herşeyin silik kalmasını ister..herşeyin rüya olmasını..gerçek olamayacak kadar olanaksız olduğunu düşündüğü herşey suratına bir bir çarptıkça gözlerini kapar ve saklanabileceği en derin,en sessiz kuytulara kaçar..Herkesden herşeyden uzaklaşır hiçliğini yaşamak uğruna..Hatırlamaktan ve hatırlatanlardan kaçıyordur aslında..Hiçlik güzeldir..hiçlik düşüncesizliktir..duygusuzluk..hissizlik..acısızlık..yalnızlık..
Kimim ben...Hiç !
Ne yapıyorum ben...Hiç !
Ne yapmalıyım ben...Hiç !
Yaşamın anlamı ne...Hiç !
Ya sevgi...Hiç !
Acı...Hiç !
Çevremde kim var...Hiç !
Çevremde neler oluyor...Hiç !
Benim neyim var...Hiç !
Bugün günlerden ne...Hiç !
Dünyada neler oluyor...Hiç !
Hislerim...Hiç !
Kıskançlık mı... Hiç !
Özlemek...Hiç !
Soğuk...Hiç !
Nefes almak...Hiç !
Ölüm...Hiç !

Herkes gibi davranma bana,
Yanlış yaparsın, ama anlayamazsın.
Anlam veremezsin, tepkisiz tepkilerime.
Çünkü ben farklı denizlerde yüzmeyi severim.

Farka, fark atmayı severim.
Anlamsızca bakmanı isterim yüzüme.
Sevmem tanınmayı, kıyıda yalnız başıma,
Yalnızca seninle kalmak isterim her fırsatta...

Herkes gibi davranma bana,
Bilmessin, sana nasıl şekil verdiğimi.
Daha önce aldığın, sonuçları alamazsın,
Tabu olmuş, basit ve sıradan hareketlerden.

Tabuları, yıkmayı severim...
Çünkü bilirsin sevmem sıradan olmayı.
Akıl alma, beni benden başka kimse bilmez,
Dedim ya! sevmem tanınmayı, severim yalnızlığı..

Herkes gibi davranma bana,
Ben daha öncekilerden farklıyım.
Dedim ya! herkes gibi davranma bana,
Ben herkes değilim , ben hiçkimseyim...

 

<<1234567 891011121314151617...100...200...300...400...500...600...656>>