ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
5 Mayıs 2024, Pazar 21:31   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<1...100...192193194195196197198199200201202 203204205206207208209210211212...300...400...500...600...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Dinle! Ey Yurdum Erkeği!>
  22.Eki.2010 Cum 23:45:46
Bir kadınla yıllarca flört edilmez,

Evlilik lafı ağzınızdan çıktı mı, kadın bekletilmeye gelmez,

Kadın eğer "evliliğe henüz hazır değilim" diyorsa bilin ki; sizle evlenmekten çoktan vazgeçmiştir,

Sevgilinize evlenme teklif ettikten sonra süreniz maksimum bir yıldır.
Nikâhı kıydınız kıydınız, kıymadıysanız kıyarlar gülüm.

"Aşkım bitti" mazeretine sığınan kadın, % 1.500 başkasına âşıktır, bunu böyle bilin.

Pekiiii… Lastik gibi uzamış, ama bir türlü evlilikle sonuçlanmamış ilişki nasıl biter?
Daha doğrusu Kadın, abimize pasaportunu nasıl verir?
Malumunuz uzun ilişki, bağımlılık yaratmış ve oturmuş düzendir.
Kadın kısmı eğer itilip kakılmamışsa, sevdiği erkekten kolay kolay vazgeçmez.
Hele ki yıllarca emek verdiği sevdiği adamın sefasını, başka bir hatun kişinin sürmesini hiç kaldıramaz.
Onun için de ne demiştik?
Kadın güçlenmeden erkeği şutlamaz demiştik...
Özetler bitti, şimdi kaldığımız yerden devam...

Uzun ilişkisinden yeni bir sevgili bulmadan çıkan bir kadın varsa beri gelsin.
Ancak bu yeni erkek, ufak ufak güçlenen kadının yanında eski erkeğe göre para, ün, yakışıklılık, kariyer açısından daha güçlü olmalıdır.
Çünkü kadın kısmı korunduğunu bilmek, kendini güvence içinde hissetmek, attan inip, eşeğe binmemek taraftarıdır.


Bir de aşklarının hatırına, yıllar yılı;
"küçük dağları ben yarattım" ...
...kılıklı sünepe adamlarının ağız kokusunu çeken kadınlar vardır.

İşte bu kategorideki kadınlar eğer;
"Şimdi gel de gör beni, bambaşka biri, topladım kalbimin her köşesini, ardından ağlayan o zavallı kız nerde şimdi" ...
.. havasına girerlerse intikamları acı olur.
Tabii bunun için kadının ayakları üzerine duruyor olması lazımdır.
Parasını cebine koyan, kimseye ihtiyacı olmayan bu kadın, bu durumda mutlaka statüsü kendinden düşük bir adamı isteyecektir.

Eeee…!!! Biraz da o duruma hâkim olmalı
Bu arada eski sevgili büyük ihtimalle "Beni bunun için mi terk etti?" diye yolunacaktır
(valla acımamak lazım, beter olsun).

Pekiiii ..!! Ya kadının terk etme süreci nasıl başlar?
Yani terk edecek kadın neler yapar?
Kadının içine ayrılık kurdunun düşmesi, adamın yan çizmeye başlamasına müteakip, bir türlü gerçekleşemeyen evlilik meselesinin ya da adamın başka cephelerde de fingirdemeye başlamasının ardından, olayların dallanıp budaklanmasıyla başlar.
Yani yüzde doksan böyledir.
O yüzden erkek milleti; tutamayacağınız vaatlerde bulunmayın..
Kadın milletinin ilgisizliğe asla tahammülü yoktur.
Saçını boyattığında, kilo verdiğinde, ojesini başka renkte sürdüğünde, hatta yaptığı yemekte ki baharatın nev`i değiştiğinde bile fark edecek, iltifatta kusur etmeyeceksiniz.
Hele hele doğum günü, yıldönümü tipi kutlamaları atladınız mı yandınız.
"Önemli değil" dese bile, kadının beyninde bunları özenle ve istinasız kaydeden bir çip (yonga) bulunur.

Ha..!!! Ayrıca unutmadan; Kadın, sarılmak, öpülüp koklanmak "canım, tatlım, balım" kıvamında sözcükler duymak ister!
Kadını ihmal etmek, itip kakmak, "Sen de ne işe yararsın ki" gibi seviyesiz cümleler kullanmak, başka kadınlarla fingirdemek, kadına ilgisiz kalmakta başlıca erkeği şutlama sebeplerindendir...

Çok mu zor?
Keyfiniz bilir şekerim!
Çekirge bir zıplar, iki zıplar, üçüncüde gözünüzün yaşına bakmazlar, sizi kapının önüne koyarlar...


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Adam Gibi Adam Ne Demek>
  22.Eki.2010 Cum 23:42:48


Mehmet Coşkundeniz, Twitter’dan “Adam gibi adam tarifiniz nedir?” diye sordu, kadınlar cevapladı.

İşte kadınların “Adam gibi adam” tarifleri...

Dürüsttür.

Güven verir.

Kadınına aşıktır.

Ayrıldıktan sonra yaşananlara saygı duyar ve ayrıldığı kişiyi karalamaz.

Maskesiz bir şekilde kadını kendine aşık eder.

Özü sözü birdir.

“Sen benden iyilerine layıksın” gibi aptalca bahanelerle değil, ``Yürütemiyorum” diyerek terk eder.

Sorumluluk sahibidir.

Namusludur.

Vicdanlıdır.

Merhametlidir.

Çalışkandır, işini gücünü ihmal etmez.

Kadınla yan yana durmaktan çekinmez.

Kadın kadar ince düşünüp, erkek gibi davranır.

Konuşmadan, bakışlarıyla bir şeyleri anlatır, bakışlarla anlaşabilir.

Sürprizler yapar, aniden “Haydi hazırlan şuraya gidiyoruz” der.

Romantiktir.

Yeri geldiğinde beyefendi, yeri geldiğinde çılgındır.

Etkileyici olmak adına sürekli parasından bahsetmez.

Bir kadını elinden tutup arkadaşlarıyla tanıştırdıysa, ertesi günlerde de hayatının kadını olarak davranmaya devam eder.

İlk buluşmada 50 kez “Ee nereye gidelim?” diye sormaz.

İlk buluşmada “Hayatımın aşkısın” gibi lüzumsuz saçmalıkları dile getirmez.

Kadının yanındayken gerçekten yanındadır, tüm hücreleriyle onunla ilgilenir.

Bir kadının gönlünü almanın yolunun pırlantadan geçmediğini bilecek kadar ince zekaya sahiptir.

Naziktir, kabalık etmeyi marifet saymaz.

Kadına “Tepeme çıkar” korkusuyla ilgi göstermekten kaçınmaz.

Espri yapmaktan da ağlamaktan da çekinmez.

Zora geldiğinde kaçmaz.

Hatasını anlayıp özür diler.

Kadına güzel olduğu için değil, hayattaki duruşu için hayran olur. Ayrıca güzelliği de avantaj olarak görür.

Aşkta korkak değildir.

Aşkını savunmayı bilir.

Bir kalbe iki kişi sığdırmaya çalışmaz, telefon rehberini doldurmaz, adı çapkın olsun diye her önüne geleni aşk sanmaz.

Gözü dışarıda değildir.

Arkadaş ortamında kolay gaza gelmez.

Sevdiğini her fırsatta söylemekten çekinmez.

Önce insan, sonra erkektir.

Nerede nasıl hareket edeceğini bilir.

Eğlenceli ve sevecendir.

Kesinlikle kendinden emindir.

Tamirat işlerinden az da olsa anlar.

Kız tavlamak için kendini maymun yerine koymaz.

Kendini tanımladığı kelimelere uygun davranır. “Ben şöyleyim, böyleyim” deyip sonra da tam tersini yapmaz.

Komplekssizdir, bir kadını nasıl idare edeceğini bilir.

Önce arkadaş, sonra sevgili, sonra eştir.

Kalbindeki duygu ile beynindeki düşünce paraleldir


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kadınlar (erkekler Mutlaka Okuyun)>
  22.Eki.2010 Cum 23:40:13












 


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Mutluluğu yakalayan bir erkeğin yazısı>
  22.Eki.2010 Cum 23:34:30
Mutluluğu yakalayan bir erkeğin yazısını okudum ve sizlerle paylaşmak istedim.

Karım ve ben bir evliliği sonsuz yapmanın sırlarini keşfettik...

Haftada iki kere, güzel bir restoranta gideriz, biraz şarap, biraz
güzel yiyecek... Salı günleri o gider, Cumaları ben...

Ayrı yataklarda yatarız...
Onunki izmir`de, benimki istanbul`da...

Karımı her yere götürürüm...
Ama her seferinde dönüş yolunu bulur...

Yıldönümümüz için karıma nereye gitmek istedigini sordum...

O da "Uzun zamandır gitmediğim bir yer olsun" dedi...

Mutfağı önerdim...

Her zaman elele tutuşuruz...
Eğer elini bırakırsam, hemen alışverişe başlar...

Elektrikli blender`ı, elektrikli tost makinesi, elektrikli ekmek
kızartıcısı var...
Bana diyor ki "çok fazla ıvır zıvır var ve oturacak tek bir yer
yok" Ben de ona elektrikli sandalye aldım...

Şunu her zaman hatırlayın... Evlilik boşanmanın birinci nedeni...

İstatiksel olarak, boşanmaların %100 ü evlilikle başlıyor...

Karıma 18 aydır tek bir söz söylemedim...
Onun sözünü hiç bir zaman kesmek istemem...

Son kavgamız benim suçumdu...
Karım bana "televizyonda ne var" diye sordu... Ben de "toz"
dedim..


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Dinledikleri Müzik Türlerine Göre Erkek Kişilikleri>
  22.Eki.2010 Cum 23:30:07
Pop Müzik Dinleyen Erkekler
Pop müzik dinleyen erkekler genellikle hayatın normal düzeyde ve kurallarına uyarak hayatı yaşamasını seveler.Sportif takılırlar ve daha çok marka spor kıyafetlerini tercih ederler;adidasnike v.b. marka tarzları giyinirler.Bunun dışında gömlek-kot tarzıda giyinirler ve renkler ya sade olur yada karışık renkli kıyafet giyinirler.Ruh halleri ise daha çok neşeli ve espirili olurlar.Aşka sadece gereken önemi verirler ne bi fazla ne bi eksik

Slow Müzik Dinleyen Erkekler
Slow müzik dinleyen erkekler genellikle pop müzik dinleyen erkeklerle aynı düzeyde yaşam sağlarlar.Giyim tarzları hemen hemen aynıdır sadece içlerinde daha fazla duygu barındırırlar ve dinledikleri slow parçalarla ruh hallerine göre değişkin sayılarak hep hayaller kurarak aşık oldukları veya aşk yaşadıkları kişilerle ilgili o dinledikleri müzik üstünden duygusal olarak düşünmek hoşlarına gider.

Rap Ve R&B Müzik Dinleyen Erkekler
Rap ve R&B müzik dinleyen insanların daha çok kendine ait bi dünyaları ve kendi kuralları vardır ama genede normal kurallarada uyum sağlamaya çalışırlar.Sokak ortasında ki dansları olsun veya kaykay üstündeki showları olsun diğer insanlardan kendilerini farklı gösteren en büyük etkendir.Her zaman normal bedenlerinin bir veya iki üst büyüğünü alırlar ve bol giyinmeyi seveler.Rap ve R&B müzik dinlemeyi tercih edenlerin en büyük nedenlerinin başlıca nedenleri içlerindeki duygu ve sözleri çok rahat bir şekilde bir müzik eşliğinde rahatça herkes duyurabilmeleridir.


Arabesk Müzik Dinleyen Erkekler
Aşkın vezirleri olarak bilinirler.Aşkı en derinden ve en acılı şekilde yaşayan insanların vazgeçemediği müzik türüdür.Arabesk müzik eski yıllara orantılı olarak artık fazla dinleyenler yaygın değildir.Arabesk müziğin kendine ait giyimleri ve sembolü vardır en önemli sembollerinden biride tesbihtir.Arabesk müzik delikanlılığı simgeleyen bir müziktir.Ama günümüzde arabesk müzik dinleyen insanların aşk konusunda şanssız olmalarının nedenlerinden biri de konserler sırasında erkeklerin yaptığı davranışlar yüzündendir.

Türkü Ve Yöre Müzik Dinleyen Erkekler
Aşkın kralları olarak bilinirler.Aşk ozanları olsun ülkemizi anlatan türküler olsun.Bu tür müzik dinleyen erkekler aşkları kadar vatan severlikleride vatan aşklarıda çok daha fazladır.Aşk kelimelere en güzel şekilde döküpvatan sevgisini en güzel sözle anlatan bu müzik türünü dinleyen erkekler daha çok sakal ve saç birleşimi şekiller yaparlar.

Rock Müzik Dinleyen Erkekler
Rock müzik takılan erkeklerin kendilerine ait bi dünyaları vardır.Diğer tarz takılan insanları kendilerinden farklı görürler.Bir çok yenilik getirmişlerdir küpegöz kalemisaç uzatma ve bunun gibi bi sürü şeyler.Bunlar kendilerini diğerlerinden farklı göstermektedirler.Deri rockçıların sembol kıyafet giyimidir ama bu sonradan günümüzde siyah renkli veya aşırı renk karışımı kıyafetlere dönmüştür.Rockçıların en büyük sembol giyimlerinden biri de convers ayakkabısıdırbunun dışında dar paça siyah kot pantolonda onlara ait bir giyim tarzıdır.Rock dinleyipte ayrı tarz takılan bi sürü insan vardır çünkü rockın bi sürü çeşidi vardır.Dünyada rocksoft rockhard rockmetalheavy metal bunun dışında birde Türkiye`ye özel anadolu rock vardır ve bu tarz takılanların arasında inanılmaz fark tarzı vardır soft rock ile hard rock dinleyen arasındaki tarz farktı uzaktan bile bakıldığında anlaşılır.Anadolu rock dinleyenler daha çok duygusal olan erkeklerdir.Rock takılan erkekler ise içindeki duyguları şiddet ve stres atmak amaçlı dinlemektedirler.Rock takılanların iyi olduğu gibi kötü yanlarıda vardır bunlarda din kurallarına uymamalarıiçkiyi daha kolay ve yaygın hale getirmeleriesrar uyuşturucu ortamını arttırma ve hiç bir şekilde namus kaygısı olmamaları ama tabi ki bu yazılanları her rock dinleyen yapıyor diye birşey yoktur ama inkar da edilemez.

Klasik ve Jazz Müzik Dinleyen Erkekler

Bu tarz müzik dinleyen erkekler sosyetenin en ünlü erkekleridir.Türkiye`de bu tarz takılan erkekler sayısı çok azdır sanata yatkın ve bu tarz takılan erkekler hem davranışları hemde giyim tarzları ile kızları uzaktan görünüşleriyle bile etkilemeleri yeter.Şık takım elbiselerifönlü saçları ve bakımlı tırnakları uzaktan göründüğünde bile anlaşılır.Tabi her takım elbise giyen erkek bu tarz modern takılıyor diye de birşey yoktur.Zaten aradaki farkı indikleri araba markası ve uzaktan parlayan şık ceketlerinden anlaşılabilir.

alıntıdır...


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bir Erkekten Intikam Alma Yolları>
  22.Eki.2010 Cum 23:27:47
İntikam Alma Duygusu

Sevgilizden ayrıldınız ve intikam damarlarınız kabardı…Yenilgiye uğradığınızı düşünüyorsanız ve illaki intikam almanız gerektiğinizi düşünüyorsanız işte size profosyenelce intikam almanın yolları…

Saçma sapan ve gereksiz duygular içine girip çocukca yollara başvurmayı bırakın gerçekten intikam denilebilecek yollara başvurun.İşte sevgilinizden intikam almanıza yarayacak mükemmel 6 yol…



Mükemmel Görünün

Kendinizi kötü hissediyorsunuz ama bunun acısını paket paket cips yiyerek ya da bütün bir günü yatkta kıpırdamadan geçirerek kendinizden çıkarmayın çünkü içinizdeki hırs size fazladan bir beş kilo ve onlarca sivilce olarak geri dönebilir. Kendinize o aylardır hayalini kurduğunuz seksi ayakkabıları alın, saçlarınızı yaptırın ve en önemlisi sağlam bir özgüven eşliğinde sizde kalan eşyalarını geri vermek üzere eski sevgilinizin işyerine gidin. En tatlı intikam sevgilinizin neleri kaybettiğini görmesidir.

Başka Biri İle Flört Edin

“Madem beni terk etti, hemen başkasıyla evleneyim de görsün gününü” diyerek dönüşü olmayan bir yola girmeyin. Sırf intikam almak için ciddi kararlar vermek eski sevgilinizin erkek kardeşine asılmak size bir şey kazandırmaz, aksine ucuz görünmenize neden olur. Ancak aynı işyerini paylaştığı yakışıklı proje müdürüyle yakınlaşmanız eski erkek arkadaşınızın deliye dönmesini sağlayacak ve egosunu yerle bir edecektir.

Sakin Davranın

Aldatıldınız. Belki de beklemediğimiz bir anda terk edildiniz. Öfkenizi bastırmak için aklınızdan geçen şiddet dolu bütün duyguları bir yana bırakın. Sakin davranmanız eski sevgilinize vereceğiniz en iyi derstir.

Sosyal Ağlarınızı Kapatın

Teknoloji hayatımıza girdiğinden beri ayrılıkların ve alınan intikamların da seyri değişti. Maalesef, eski sevgililer ya da eşler, interneti hesaplaşma aracı olarak sıkça kullanıyor. Eski eşin mahrem fotoğraflarını yayınlamak da bu yollardan biri. Ancak şunu unutmamak gerekiyor; öfkeniz ne denli büyük olursa olsun, böyle bir hata yapmak size çok pahalıya patlayabilir. Bu durum “kişisel suç” kapsamına giriyor ve sonu yargıya uzanan tatsız bir yola doğru uzanıyor.

Sizin buram buram ayrılık ve hüzün kokan iletileriniz onun canını yakmaktan çok, keyiflenmesine sebep olabilir. Kısa bir süreliğine de olsa sosyal arkadaşlık siteleriyle bütün ilişkinizi kesin. Sizden haber alamamak, hayatınızın ne yöne aktığını bilmemek onu çıldırtacaktır. Siz evde eski resimlerinize bakarak iç çekiyor olabilirsiniz ama onun bunu bilmesine gerek yok, bırakın meraktan deliye dönsün.

Unutmak İçin Elinizden Geleni Yapın

Çok sevdiğiniz birini hayatınızdan tamamen çıkarmak zordur. Canınızın acıdığını biliyoruz, hangimizin acımadı ki? Ama sürekli onu düşünmek size zarar verecektir. Yeni kitaplar okuyun, filmler izleyin, arkadaşlarınızla, ailenizle vakit geçirin, uzun zamandır gitmek istediğiniz dans kursuna kayıt olun. Kısacası kendinizi iyi hissetmek için çabalayın. Ünlü yazar Borges’in bir zamanlar dediği gibi “Unutmak en iyi intikamdır.” Onu unutun ve geleceğe umutla bakın. Her şeyin daha güzel ve daha berrak olduğunu göreceksiniz.
Onu Umursamayın

Eski sevgilinizi umursamamak en güzel intikamdır. Umursamaz görünmeye çalışın. Bir ev partisinde karşılaştınız diyelim. Gecenizi onun dikkatini çekmeye çalışarak mahvetmeyin. Konuşmak zorunda kalırsanız sohbeti kısa tutun. Aşırı davranışlardan kaçının. Eski sevgilinizi kıskandırmak için atacağınız kahkahalar işe yaramayacağı gibi tuhaf görünmenize sebep olacaktır. Size eşlik eden biri yoksa ara sıra cep telefonunuza bakın, sanki biriyle mesajlaşıyormuşsunuz gibi gülümseyin. Aranızda hiçbir yaşanmamış gibi davranmanız, onun kendini değersiz hissetmesine sebep olacaktır. Amacımız da bu değil mi zaten?

Önemli:

Şunu da unutmayınız ki intikam ve gurur kadar kötü bir duygu daha yeryüzünde bulunmamaktadır.

1. Bazen insanlar intikam almak isterler genelde intikam almak isteyen insanlar büyük bir kazık yemiştir.

Ondan daha iyi hayat yaşamak.
onu gördüğünde gülümsemek.

2. onu unutmak. ama seviliyorsa hala başka çareler aramak gerek.

3. intikam alma şansınız varken intikam almamaktır. ne de olsa hak etmesine rağmen ona kötü davranmamak onu daha çok pişman edebilir.

4. bir insanı öldüren öfke değil kahkahadır.

5. onunla dost olmak ve her zaman neyi kaybettiğini ona hatırlatmak.

6. inadına sevmek.

7. eski sevgilinin sinir krizlerine girip, arkanızdan bolca kizmasini istiyorsanız; en yakın arkadaşlarından biri ile beraber olun. Böylelikle hem sevgiye hem de dostluğa olan güveni yıkılacak, "şu koca dünyada kimsesizmişim, beni kimseler sevmiyormuş" diye kendini yargılamaya başlayacaktır.

8. unutmak, umursamamak. Ama bunları yaparken unutacağım, umursamayacağım diye değil, gerçekten de umursamamak, umursamamayı bile umursamamak.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Erkeklerin Duası>
  22.Eki.2010 Cum 23:23:04
elhamdürüsü
kizlar sürüsü ile
sabah birisi ile
aksam birisi ile
Aminnnnnnnnnnn

Allahim...
karimi her türlü tehlikeden koru gerekirse ben
tehlikeye atilayim onu hiç yorma gerekirse ben yorulayim
o çalismasin ben çalisayim
o hasta olmasin ben olayim
Allahim
o aldatmasin
ben aldatayim
benim güzel karim dul kalmasin ben kalayim
amin...



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kel erkekler daha mı seksi?>
  22.Eki.2010 Cum 23:21:18
En klasik tartışmalardan birini iki doktor yaptı: Kellik cinsel gücün göstergesi mi? Bu konuyu hemen her gün erkeklere saç ekimi yapan Plastik Cerrah Op. Dr. Melike Erdim ve Ürolog Dr. Mehmet Kırdar tartıştı. Okuyun kararı siz verin..

Op. Dr. Melike Erdim:
Bu, erkeklerin bahanesi. Kel erkekler seksi olsa, bu kadar erkek saç ektirmek için uğraşmazdı. Ayrıca saç dökülmesinin erkeklik hormonuyla ilgisi yok, saçı dökülen erkeğe hormon testi bile yapmıyoruz.

Kel erkeklerin daha seksi olduğu bir mit mi, yoksa gerçek mi?
Bence kel erkeklerin daha seksi olduğu bir mit ya da bu durumu yaşayanların geliştirdikleri bir bahane. Saçları dökülen erkekler, daha seksi olsa, saç ektirmek için büyük bir çaba içine girmezlerdi. Saç, pek çok erkek için bir güç sembolü, onun kaybını da bir eksiklik olarak görüyorlar. Psikolojileri ciddi şekilde etkileniyor. Ne derlerse desinler, bu şekilde kendilerini çok da seksi hissetmedikleri ortada.

Kel erkeklerde testosteron yani erkeklik hormonu fazla mı?
Kel erkeklerde testosteron hormonunun fazla olmasına gerek yok. Saçın dökülme nedeni genetiktir, testosteronla çok bağlantılı değildir. Biz saçı dökülen erkeklerde rutin hormon testi yapmayız bile.

Erkekler kendileri için mi, kadınlar için mi saç ektirir?
Kesinlikle kendileri için ektirirler. Öyle olsa evli ve çocuklu erkekler saç ektirmek için uğraş vermez. Erkekler için saç ekimi, eski günlerine geri dönmek anlamına geliyor. Ellerinde gençlik fotoğraflarıyla o saçlarına kavuşmayı hayal ediyorlar.

Saç çıkması için kullanılan ilaçlar, iktidarsızlığa neden olur mu?
Tıbbi tedavide kullanılan iki ürün var: Biri hap, diğeri losyon. Bu haplardan birinin yan etkisi olarak cinsel isteksizlik olabilir, ama olacak diye bir şey yok. Ağızdan alınan hapın bu tarz yan etkileri olabilir, ama yan etkiler ortaya çıksa bile etkiler tamamen geri dönüşümlüdür ve illa ki her hastada bu soruna neden olmaz.

Türk erkeklerinin saçları daha mı çok dökülüyor?
Böyle bir oran yok. Seyrelme 20-30 yaş arasında yüzde 20`lerdeyse, 50-60 yaşında bu oran yüzde 50`leri bulabilir. Yani saçının yarısını kaybeder. Saç dökülmesini tamamen durdurmak mümkün değil. Ailedeki genetiği yakalıyor. Kullanılan önleyici tedaviyle bunun oluşumu geciktirilir. Ama saç bir kez dökülmeye başlarsa, bilin ki hayatınızın bir döneminde kel olacaksınız.

Dr. Mehmet Kırdar:
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki erkeklik hormonu yüksek olan erkeklerde saç dökülmesi daha çok görülüyor. "Kel erkekler daha seksidir," inanışı doğrulanıyor.

Kel erkeklerin daha seksi olduğu bir mit mi, yoksa gerçek mi?
Kellik de moda haline geldi. Kelliği en azından artık eskisi kadar takıntı yapmıyor erkekler. Çünkü testesteronla ilgili son çalışmalar yayımlandıkça "Kel erkekler daha seksidir," inanışı bilimsel dayanak buluyor. Erkeklik hormonu yüksek olan erkeklerde cinsel istek de yükseliyor.

Kel erkeklerde testosteron yani erkeklik hormonu fazla mı?
Testosteronu yüksek olanlarda kellik oranı daha sık görülüyor. Vücutlarında kıllanma ve saç dökülmesi bir arada gözüküyor. Özellikle erkeklik tipi saç dökülmesi gibi bir durum var; alından başlayan ve yukarı doğru giden saç dökülmesi, testosteronu yüksek olan erkeklerde çok görülüyor.

Erkekler kendileri için mi, kadınlar için mi saç ektirir?
Önce herhalde karşı taraf için ektiriyorlar. Ama artık günümüzde kellik popüler oldu, saçı olan erkekler bile saçlarını kazıtabiliyorlar. Kompleks nedeniyle bunu sorun yapanlar, morallerini yerine getirmek için ektiriyorlar. Ama diğerleri için kellik eskisi kadar büyük bir sorun değil.

Saç çıkması için kullanılan ilaçlar, iktidarsızlığa neden olur mu?
Ağızdan alınan tabletler, özellikle uzun süre kullanıldığında bu tip bir yan etki yapıyorlar. Ama artık tabletler yaygın olarak kullanılmıyor. Saç ekimi ve protezleri çok daha fazla talep görüyor

Türk erkeklerinin saçları daha mı çok dökülüyor?
Türk erkeklerinde saç dökülmesi, Batılı erkeklere göre daha fazla görülüyor, ama bunun nedeni Türk erkeklerinin erkeklik hormonlarının Batılılara göre daha yüksek olması değil. Saç dökülmesinde ırkın ve genetiğin büyük önemi var. Ortodoğu, Arap ırkının erkekleri saç dökülmesine daha meyilli. Biz de bundan nasibimizi alıyoruz.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Erkekler Neden Eşlerinde Hep Annelerini Arar>
  22.Eki.2010 Cum 23:19:06


Erkeklerin duygusal tarafı neden bilinmiyor? “Erkeklerin kadınlardan daha çok anlaşılmaya ihtiyacı var.” diyebilir miyiz? Erkekler ilişkilerinde gerçekten anlaşılmak istiyor mu?


Aksiyon Dergisi`nden TÛBA KABACAOĞLU, Psikolog Mustafa Topkara ile ‘erkek psikolojisi’ üzerine konuştu. Erkeklerin duygusal tarafı neden bilinmiyor? “Erkeklerin kadınlardan daha çok anlaşılmaya ihtiyacı var.” diyebilir miyiz? Erkekler ilişkilerinde gerçekten anlaşılmak istiyor mu? Bir erkek nasıl mutlu edilir? Kadınların aksine, erkeklerin genel tutumları neden hep birbirine benzer? Toplum onları tek tipliliğe mi sürüklüyor? ...vb soruların yanıt bulduğu söyleşide yer alan ayrıntılar şöyle:

Hep kadınların anlaşılmaz varlıklar olduğu söylenir. Oysa Psikolog Mustafa Topkara ile ‘erkek psikolojisi’ üzerine konuştuktan sonra bu nitelemenin beylere daha çok yakıştığını anlayacaksınız.

Erkek dediğin sözünün eridir, ağlamaz, yalan söylemez, güçlüdür, kendine güvenir, dürüsttür, boyun eğmez, mücadelecidir, evin reisidir, çalışkandır, merttir, ana kuzusu değildir, babasından korkmaz, her daim iktidardır, adam gibi adamdır. Yani erkek dediğin aslında mükemmel bir varlıktır! Acaba üzerine düşünmeden, peşin hükümlerle kabullendiğimiz gibi midir erkekler? Bu sorunun cevabını ayrıntılarıyla merak edenler için Psikolog Mustafa Topkara ile kitabı ‘Erkek Psikolojisi’ üzerine konuştuk…

-Niçin erkek psikolojisini anlatan bir kitap yazdınız?

Kadınların erkeklerle, erkeklerin beklentileri yle ilgili genelleşmiş peşin hükümleri var. Kadın erkeğe itiraz etmemeli, erkeğe yüksek sesle cevap vermemeli vs… Oysa; erkeklerin büyük kısmı bir ilişkiden, kadından ne istediğini gerçekten bilmez. Duygularının farkında değildir. Örneğin, erkeğin, flörtün başlangıcındaki romantik davranışları, gerçek bir sevgi duygusundan değil, kadından sevgi bekleyişinden, kadının kendisine bağlanmasını istemesindendir. Bu da bir duygu değil, psikolojik ihtiyaçtır. İhtiyaç karşılanınca duygu da biter. Bu kitapla erkeğin ilişki içindeki davranışlarının nedenini sorgulamaya çalıştım. Erkek psikolojisi üzerine yayınlanmış kitap, makale ya da yayın yok. Olanlarsa yeterli değil.

-Erkeklerin duygusal tarafı neden bilinmiyor?

Duygularını ifade edemediği için erkeğin hissettikleri dışarıdan görülmez. Kadın-erkek ilişkilerindeki roller de burada önemlidir. ‘Erkek isteyen-kadın istenen’ ilişki modeliyle yürüdüğünüzde, isteyen tarafın duygularının anlaşılmasına ihtiyaç yoktur. Hissiyatı anlaşılması gereken taraf kadındır (istenen). Bu nedenle filmler, kitaplar, şiirler hep onun üstünedir.

-O zaman “Erkeklerin kadınlardan daha çok anlaşılmaya ihtiyacı var.” diyebilir miyiz?

Erkek hissettiklerini belli etmez. Bundan dolayı da kadın tarafından duygusuzlukla yaftalanır. Psikolojik çalışmalardan yola çıkarak asıl anlaşılmayan tarafın erkek olduğunu söylemek abartılı bir yargı değildir. Hisleri yerine isteklerini önceleyerek dillendiren erkek, kadın tarafından da sadece beklentileri bulunan bir varlık diye algılanır.

-Peki, erkekler ilişkilerinde gerçekten anlaşılmak istiyor mu?

Bence, evet. Ancak bu beklentisinin farkında değil. Duygularını bilmediği ve bilse de bunları zayıflık şeklinde görüp söyleyemediği için; isteklerini, kurallarını, beklentilerini dillendiriyor sürekli. Kıyafetin boyu, eve gidiş-geliş saatleri, özel hayat ve ilişkiye dair daha pek çok başka talep. Ancak bunlar duygular değil, isteklerdir. Ortada görünen, anlaşılmayı bekleyen biri değil, beklentilerinin karşılanmasını bekleyen biri vardır. Asıl isteklerinin bu olmadığını beklentileri karşılandığında görür erkek. Söyledikleri yapılır ancak o bir türlü tatmin değildir.

-Bir erkek nasıl mutlu edilir?

Neyin bizi mutlu edeceğini tam bilemesek de bizi neyin mutsuz edeceğini iyi biliriz. Mutsuzluk verecek şeyleri ne kadar dışarı atarsak, o kadar mesuduzdur. Bizi en çok yıpratan düşüncelerden biri, ‘El âlem ne der!’dir. Hissettiğimiz gibi davranmıyor, düşündüğümüz gibi konuşmuyor, inandığımız gibi yaşamıyoruz biz. Eleştirilmek, dışlanmak, suçlanmak, yargılanmak, kendimizi yetersiz-değersiz görmek istemiyoruz. Karşımızdakini kaybetmekten korkarak hareket ediyoruz. Bunlar bizi biz olmaktan çıkartıyor. İçinde bulunmadığımız bir hayatı yaşıyoruz. Yaşamak istemediğimizde korkular ve kaygılarla karşı karşıya kalıyoruz.

-Böylece erkekler zamanla yalnızlaşıyor aslında…

Evet. Erkekler hayat içinde daha zor koşullarda kendilerini var etmeye çalışıyor. Bunun üstüne bir de duygularını paylaşmamaları eklenince yalnızlık ortaya çıkıyor. Kendinizi anlattığınız, paylaştığınız oranda çevreyle bütünleşirsiniz. Ancak erkek güçlülük beklendiği için hislerini açamaz. Bu da içine kapanmasına, kendinde kalmasına sebep olur. Hayatla ilgili çok yoğun korkuları, kaygıları vardır erkeklerin. Ancak bunları güçsüz birisi gibi görünmek istemedikleri için paylaşamazlar.

-Kadınların aksine, erkeklerin genel tutumları neden hep birbirine benzer? Toplum onları tek tipliliğe mi sürüklüyor?

Evet. Küçük yaştan itibaren, bir erkek nasıl değer görür bunu öğreniyoruz. Aileden sevgi görmek için onların beklentilerini karşılıyor çocuk (bu sorunlu bir ilişkidir ve biz bunun bedellerini hayatımız boyunca ödüyoruz). Sonra da toplumun isteklerini yerine getiriyoruz bir bir. ‘Kadın erkeğe itiraz etmemeli’, ‘Erkek adam ağlamaz’, ‘Erkek her zaman güçlüdür’… Daha pek çok algıyı, tutumu küçük yaştan itibaren öğreniyoruz. Bunlar gerçekleşmediğinde kendimizi değersiz hissedip güvenimizi kaybediyoruz. Değer görmek için toplumun beklediği davranışları geliştirmek bizi birbirine benzeyen kişiler yapıyor. Fotokopiden çıkmış gibiyiz!

-Erkekler neden eşlerinde hep annelerini arar?

Anne, kız çocukları için de erkek çocukları için de varoluş sorunudur. Onun varlığıyla kendimizi güvende hissederiz. Onu kaybetmek, güvenlik alanımızı yitirmektir. Çocuklarını kendisine bağımlı yetiştiren annelerin evlatları öz güven sorunu yaşar ve annenin varlığına yoğun ihtiyaç duyar. Bu; erkeğin ya annesine ya da annesinin yerine koyduğu kişilere bağımlılığına sebep olur.. Erkek çocuk annesinin yanında hissettiği güveni karşı cinste de arar. Annesi onu koruyup kollarken şartsız bir destek sunar. Bu davranışı eşinden de bekleyen erkek, annesiyle eşini kıyaslama sürecine girer. Ki bu oldukça yanıltıcıdır. Kendine güvenmeyen erkeklerin anneleriyle ilişkileri bağımlılık düzeyindedir. Ya annesinin davranışlarını bekler kadından ya da annesini kaybetme korkusu yüzünden eşiyle istediği şekilde ilişki yaşayamaz. Bu bağımlılık erkeğin kendine güvensizliği nedeniyledir. Hayata dair tüm korkuları, endişeleri onu annesine, babasına karşı bağımlı yapar. Dolayısıyla, erkek, eşinin kayınvalidesiyle ilgili dile getirdiği her rahatsızlıkta tepki gösterir, annesinin aile içine müdahalesine itiraz edemez. Bizim kültürümüzün ilişkilerinde sık yaşanan sorunlardan biridir bu.

-Bazı kayınvalideler de "Oğlumu benden koparmaya çalışıyorlar!" diye düşünüyor. Bu düşüncenin altında yatan psikoloji nedir?

Bu düşünceyi geliştiren annelerin gözünde oğulları hiçbir zaman büyümemiştir. Gelinin oğlunu kendinden kopartmaya çalıştığını, onu kıskandığını, oğlunu kullanmaya çalıştığını düşünür mesela. Oğlunu hayatının merkezine almıştır. Annelik onun hayatındaki tek anlamdır. Kendini çocuklarına adamıştır. Bu yüzden onu paylaşamaz. Eşine hissetmesi gereken duyguları çocuğunun üzerine transfer etmiştir. Bu yanlış bir bağlanmadır.

-Erkeklerin anneleriyle kurduğu ilişkiyle diğer insanlarla kurduğu ilişki de benzerlik gösteriyor…

Anneyle kurulan ilişkide erkek nasılsa, kadına da aynı şekilde davranır. Anneye yalan söyleyen erkekler, eşlerine de aynıdır. Annesine bencil, sevdiği kadına çok ilgiliyse bu davranış sevgi kazanmak, kadını kendisine bağlamak içindir. Bu amaç gerçekleşince erkek annesine nasıl davranıyorsa sevdiği kadına öyle davranacak, bencilleşecektir. Annesiyle birey ilişkisi kurabiliyorsa erkek, eşiyle ilişkisinde de böyle davranır. Bu nedenle kadınlar, evlenecekleri erkeklerin kendilerine karşı davranışlarına değil, anneleriyle kurdukları ilişkiye bakmalıdır. Kendilerine sunulan sevgi, korkudan ya da sevilme arzusundan kaynaklanan bir sevgi olabilir çünkü.

-Kadınlar, erkeklerin de duygularının olduğunu niçin fark edemez? Bunun içinden nasıl çıkılır?

Bu durumun en önemli sebebi toplumumuzun kadın-erkek ilişkilerine bakış açısıdır. Genel algıda böyle bir beklenti bulunmadığı için kişiler de ilişkilerinde bu yönde davranışlar sergilemiyor. Erkek ‘ister’, kadın ‘verir’. Böyle bakıyoruz. Bir başka neden; kadının kendini güvende hissetme ihtiyacının yoğunluğudur. Kendisinin erkeğe karşı ne hissettiğinden ziyade, erkeğin kendisine karşı ne hissettiği üzerine aşırı bir odaklanma geliştirir kadın. Önceliği kendisinin sevilmesine verir. İlk düğme yanlış iliklenince sonrası da arkadan geliyor. Düğmeler bittiğinde bakıyorsunuz ki gömlek kötü görünüyor. Her duygunun, düşüncenin dışavurumunun getirdiği bir bedel, kişiden istediği bir sorumluluk vardır. Birine kızdığınızda ya da karşı tarafı rahatsız edecek bir talebiniz olduğunda reddedilme ihtimaliniz vardır. Bu durum kişiye kendini kötü hissettirir. Bu nedenle, ilişki içindeki duygularımızı içimizden geldiği şekilde yaşamakta zorlanırız. İşte kadın, kendini güvende hissettiren biriyle ilişki yaşadığında, duygularını korkusu bulunmadığı için özgürce, içinden geldiği gibi yaşar. Bu yüzden etkilendiği erkeklerle değil, kendini seven erkeklerle birlikteliği tercih eder. İlişkiyi erkeğin sürüklemesini bekler. Anlamayı değil, anlaşılmayı ister.

-"Erkekle kadın elbirliğiyle erkeğin duygularını bastırıyor." diyorsunuz. Bu süreç nasıl gerçekleşiyor?

Erkek duygularını bilmiyor. Psikolojik ihtiyaçlarını kadının üstüne transfer ediyor. Kendini güvende hissetmek için ihtiyaç duyduğu öz güveni, kadının onu sevmesi üzerinden gidermeye kalkıyor, kendi duygularını bir kenara bırakıyor. Aşırı sevgi davranışları ortaya çıkıyor böyle bir durumda. Her şeyi o yapıyor. Kadın da kendi güvenlik kaygıları yüzünden kenarda durup erkeğin ilişkiyi sürüklemesini bekleyince, erkeğin duyguları ortadan kayboluyor.

-Erkekler için evlilik, psikolojik açıdan bir dönüm noktası mıdır?

Kendine güven sorunu yaşayan erkek için evlilik güvenlik alanıdır. Kadını kendine bağlar. Bunu başardığında güveni artar. Ancak bu durum başka bir sorunu ortaya çıkarır: özgürlüğünü yitirme kaygısı. Erkeklerde yoğun şekilde vardır bu duygu ve özellikle de evlilik sonrası ya da kadın ilişkiye aidiyet geliştirdiğinde ortaya çıkar. Erkeklerin ilişkideki en temel sorunu özgürlüktür.

-Kadınlar evlendikten sonra eşlerinin değiştiğini söyler. Ya da onlar değişmiyorsa başkalaşan nedir?

Yukarıdaki sorunun cevabında aslında bu da var. Kadın, evlilik sonrası ya da kendisini ilişkiye kaptırması sonucunda sadece erkeğin değiştiğini düşünür. Ancak bu doğru bir yorum değildir. Kadın da değişir evlendikten sonra. Ancak kendi değişimini ilişki adına olumlu bulduğu için bunu sorun diye görmez. Evlilik öncesi ilişkide çekingen duran kadın, bu hâliyle erkeğin özgürlük alanını tehdit etmez. Evlendikten sonra ise evlilik kadının her şeyidir. Kadın bunu olumlu bulur. Ancak bu yoğun duygusal bağlanma erkeğin özgürlük kaygısını artırır, onu korkuya sürükler. Bu durum erkekte mecburiyet hissi uyandırır. Kadına karşı kendini sorumlu hisseder. Onu bırakamayacağını düşünür. Erkek yaşadığı korkuyu ifade edemez, ilişkiye karşı duygusal yoğunluğunu kaybeder. Sevgisi azalır, zamanla tükenir. Mecburiyet, sorumluluk ve sevgi bir arada yaşayamaz. Kendimizi özgür hissettiğimiz sürece duygularımızı yaşarız çünkü.

-Eşini kaybetme korkusu yaşayan erkeklerde hangi davranışlar gözlemlenir?

Yoğun kıskançlık duygusu ortaya çıkar. Korku arttıkça bu duygunun ifadesi de kadına zarar verecek hale dönüşür. Eleştiri, suçlama, yargılama, kısıtlama, kıyafete, ilişkilere getirilen yasaklamalar ortaya çıkar. Korku çok arttığında hakaret, şiddet kendini gösterir. Kadına fiziksel açıdan zarar verecek davranışlar da gerçekleşebilir. Yine bir başka korku davranışı; aşırı ilgi, vericiliktir. Erkeğin çok seviyormuş gibi görünen davranışlarının altında çoğu zaman kaybetme korkusu vardır.

-Peki, erkekler bu tarz davranış değişiklikleri yerine neden duygularını açıkça ifade yolunu seçmezler?

Erkek ilişkide zayıf görünmekten korkar. Zayıf görünmeyi bir kişilik sorunu şeklinde algılar. Güçlü bir erkek değilse, insanlar tarafından sevilmeyecek, itibar görmeyecek, aşağılanacaktır. Kaygılarını, korkularını zayıf görünme endişesiyle saklayan erkek, kadınla ilgili olumlu duygularını da kadın tarafından kullanılır endişesiyle paylaşmaz. Kadın kendini bir şey zannedecektir ve erkeğe bencilce davranacaktır. Bu yüzden susar. Erkeğin susmasının bir başka nedeni ise kadını kaybetme korkusudur. Hiçbir şey hissetmese de onu kaybetmeye dayanamaz. İlişkisi bittikten sonra güvenlik alanı sarsılacağı için kadınla ilgili olumsuz duygularını da anlatmaz. Erkek kendini paylaşmadığında kadın kendini dışlanmış, önemsiz, değersiz, en önemlisi de yalnız hisseder. Üstelik erkeğin de kadının da kendi iç dünyasında bir ilişki yaşamasına vesile olur. Bu iki tarafı da mutsuz eder.

-"Erkek kadının sevgisine muhtaçtır." diyorsunuz. Genelde tam tersi bilinir…

Hayat içinde ihtiyaç duyduğumuz önemli bir husus da bir cins olarak kendimizi değerli hissetmektir. Bunu alamayan erkeğin hayatı yarımdır. Kendine güvenini, kendini değerli hissetme ihtiyacını başka yerlerde ne kadar tatmin etmeye çalışsa da yeterli olmaz.

-Bundan dolayı mı erkekler eşlerinin ‘her şeyi’ olmasını ister?

Erkek kadından hem annesi, hem babası, hem arkadaşı, yani her şeyi olmasını ister. Çünkü hayattan korkar. Kadının varlığıyla kendini daha fazla güvende hisseder (Bu beklenti kendine güvenmeyen erkeklerde söz konusudur). Hepimiz bir bireyiz. Bir ilişki sadece ‘bir ilişki’dir. Beklentiniz ne kadar fazlaysa kırılganlığınız da o derece yüksektir. Eşimiz sevdiğimizdir, anne-babamız değil. Hayatla tek başımıza başa çıkabilmeliyiz. Kendimize güvenecek şartları oluşturmalıyız. Ancak o zaman sağlıklı bir ilişki kurabiliriz.

-Gerçekten kendine güvenen bir erkeğin kişilik özellikleri nedir?

Abartılı sevgi davranışları yoktur. Aldığı kadar verir. Duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını açıkça paylaşır. Karşısındakini kırsa da açık davranır. Aynı şeyi karşıdan bekler. Kendi rahatsızlıklarını önemser. Ertelemez. Halledilmeyen sorunların üstünü örtmez. Sadece kadınla değil, çevresindeki herkesle ilişkisinde benzer tavırlar sergiler. Dışarıda iyi adam, kadına başka biri değildir. Hissettiği gibi davranır, düşündüğü gibi konuşur, inandığı gibi yaşar. Korkuları ve kaygılarıyla yaşamaz, onlarla mücadele eder.

-Toplumda kıskançlık daha çok erkeklerle özdeşleşmiştir. Fakat siz “Erkekler kıskanmaktan korkar.” diyorsunuz. Neden?

Tüm erkekler kıskanmaktan korkar. Kıskançlık; karşımızdakini kaybetmekten, kendimizi değersiz, eksik biri gibi hissetmekten duyduğumuz korkunun sonucudur. Bu duyguyu kabullenmekte zorluk çekerler ve kadını kısıtlamaya kalkarlar.

-Günümüzde hem eşini kaybetmek istemeyen hem de onu aldatan erkekler var. Bu bir çelişki değil mi?

Aldatmak kadın ya da erkek fark etmez bir kişilik sorunudur. Aldatan kişi ilişkisinde mutsuzdur. Sorunları vardır ancak bunları ifade edecek kadar kendine güvenmiyordur. Karşısındakini kaybetmekten, kırmaktan korkuyordur. Korku ve kaygıları sorunlarını konuşmasına, bunları çözmesine engeldir. Çözülmeyen sorunlar onu ilişkide boğar. Mutsuz eder. Böyle bir durumda kişi ilişkiden çıkması gerekirken bunu yapamaz. Aldatma böyle bir durumda ortaya çıkar. Çıkamadığı ilişkideki mutsuzluğuna açılmış bir hava deliğidir diğer ilişki. Burada heyecan duyar, kendini değerli hisseder. Bu nedenle aldatma kişinin korkular ve kaygılar karşısındaki zayıf kişiliğini gösterir. Erkeklerde daha yoğun yaşanmasının nedeni, toplumun bu davranışla ilgili iki cinse farklı anlamlar yüklemesidir. Erkek medeniyeti, kadının aldatmasını sadece bir davranış şeklinde görmez, onu yargılar. Bu sebeple kadınlar, mutsuz giden beraberliklerinde ilişkiden çıkamıyorsa, aldatmayı değil, başka davranışlar geliştirmeyi seçerler. Çocuklarına kendilerini adamak gibi…

-Erkeğin başlıca savunma mekanizmaları deyince aklınıza neler geliyor? Bunlar karşısında kadın ne yapmalı?

Araba tutkusu, spor, kahve toplantıları, iş düşkünlüğü, başka kadınların ilgisi, cinsellik, uyuşturucu, siyaset, öfke davranışları vs... Kadının bunları eleştirmesi, engellemeye çalışması erkeği öfkelendirir, kadından uzaklaştırır. Kadın erkeğin bu davranışlara neden ihtiyaç hissettiğini, hangi eksiğini onlarla kapatmaya çalıştığını anlarsa, kendi tutumlarını da buna göre biçimlendirebilir.

-Kadınların erkeği algılamada yaşadığı handikaplar nedir? Bunların telafisi mümkün müdür?

Kadının en büyük handikabı, kültürümüzün erkeklerin beklentisiyle ilgili söylediklerini doğru kabul etmektir. Bu beklentileri karşılasa da kadın, erkeğin sorunu çözülmez. Problem çok daha derindedir. ‘Erkek, kadın itiraz etmesin ister’, ‘Erkek, ne söylüyorsa kadın onu yapsın ister’, ‘Erkek, kadın bir adım geriden gelsin ister’ vs.. Kadın bunları yapar. Erkek ise sorun çıkartmaz ama mutlu da değildir. Çünkü gerçekte ne istediğini kendisi de bilmemektedir. Bundan dolayı erkekler için söylenmiş peşin yargılardan uzaklaşıp kadınların erkekleri anlamak için farklı yollara başvurması gerekir.

-Bir erkek babalığı hangi boyutlarda yaşar? Onun için evlat sahibi olmak nasıl bir şeydir?

Bir erkeğin toplum tarafından ‘adam’ diye görülmesi için çocuklarına bakabilmesi, onların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gerekir. Erkeğin kendini ‘yeterli bir erkek’ şeklinde topluma kanıtladığı alandır babalık. Bu sorunlu algı, erkeğin adam olmak uğruna babalıktan vazgeçmesidir. Çocukların ihtiyaçlarını karşılamak yeterlidir ona göre. Çünkü toplumun beklentisi budur. Bu durum problemli baba-çocuk ilişkilerini ortaya çıkarır.

-"Yuvayı dişi kuş yapar" der Türkler. Peki, bu söz sizce doğru mudur? Bir evliliğin sağlıklı şekilde ilerlemesi için erkeğin hiçbir yükümlülüğü yok mudur? Ya da hangi sorumluluklar erkeğe aittir?

Bu sorunlu bir algıdır. İlişkilerimizdeki hastalıklarımızın önemli noktalarından biridir. Kadını ilişkide edilgen yapan, erkeği bencilleştiren, erkek hegemonyasını sürdüren bir ilişki biçimidir. ‘Yuvayı dişi kuş yapar’ sözü, kadına, ‘sesini çıkarma, verilenle yetin ve erkeğin iktidarını kabul et, evliliğini sürdür’ demektir. Evlilikle ilgili tüm sorumluluğu kadının üstüne yükler bu atasözü. Bu erkek egemen bir düşüncedir. Erkek, iktidarını gerçekleştirdiği böyle bir ilişkide de mutlu olmaz, içindeki arayış bitmez. Onun farkına varmadan aradığı şey; aslında gerisinden gelen değil; yanında yürüyen, yetişkin bir kadındır.

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Erkekler İçin Özel Sözler>
  22.Eki.2010 Cum 23:16:33
Erkekler dusman degildir, onlar da kurbandir. Gercek dusman kadinin kendini inkaridir. » ANONIM

¦ Cogu erkek, bir takim elbise bile secemeyecekleri kadar los isikta bir kiza asik olmuslardir. » MAURICE CHEVALIER

¦ Iki erkegin en cok birlestigi konu, kadinlar hakkinda sahip olduklari benzer konulardir. » HONORE DE BALZAC

¦ Bir erkek yasadigi yerde degil sevdigi yerdedir. » LATIN ATASOZU

¦ Derinlerdeki hazineler bile, bir kadinin askina tutsak olmus bir erkegin hissettigi rahat kadar degerli degildir. » THOMAS MIDDLETON

¦ Bir erkek sevdigi iste calisirsa, cok nadiren isi yuzunden sagligi bozulur. » HONORE DE BALZAC

¦ Asik bir erkek, evlenene kadar eksiktir. Evlendikten sonra ise bitmistir. » ZSA ZSA GABOR

¦ Daglar yaklastikca daha ulu gorunurler, ama buyuk erkekler bu yonden daglara benzemezler. » LADY BLESSINGTON

¦ Bir erkegin evi, disaridan onun kalesi gibi gorunebilir; oysa iceriden daha cok cocuk odasina benzer. » CLARE BOOTH LUGE

¦ Erkekler yattiklari her kadini sevmezler, sevdikleri kadinlarla yatmazlar. » DIDEROT

¦ Erkekler kalpleriyle degil, dusunceleriyle yasar. » CEHOV

¦ Butun erkekler koca bebeklerdir. » D. H. LAWRENCE

¦ Erkekler kahve gibidirler. En iyileri zengin ve sicaktir, sizi butun gece ayakta tutabilirler. » ANONIM

¦ Altin atesle, kadin altinla, erkek de kadinla erir. » PISAGOR

alinti
<<1...100...192193194195196197198199200201202 203204205206207208209210211212...300...400...500...600...700...800...900...983>>