ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
11 Mayıs 2024, Cumartesi 00:30   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<1...100...200...300...400...500...508509510511512513514515516517518 519520521522523524525526527528...600...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Kurşunsuz Benzin 3 YTL nin Altına İndi Gençler>
  15.Kas.2008 Cmt 14:54:45
fiogf49gjkf0d
 


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Kurşunsuz Benzin 3 YTL nin Altına İndi Gençler>
  15.Kas.2008 Cmt 14:53:12
fiogf49gjkf0d
 


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Kurşunsuz Benzin 3 YTL nin Altına İndi Gençler>
  15.Kas.2008 Cmt 14:52:39
fiogf49gjkf0d
benzin arama sonuçlarına dön <<


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Fotoğraflar Canlandı!>
  14.Kas.2008 Cum 23:46:39
fiogf49gjkf0d


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Tippi>
  14.Kas.2008 Cum 16:02:32
fiogf49gjkf0d


10 yaşında Paris e geldiklerinde canı çok sıkılıyordu çünkü gerçek oyun arkadaşlarını çok özlüyordu. Tippi nin oyun arkadaşları ağabeyim dediği 30 yaşındaki fil Abu. Birlikte öğle uykusuna yattığı aslan yavrusu Mustafa. Ve leoparlar, devekuşları, kurbağalar, kentenkeleler, vaşaklar... Afrika da geçirdiği günler Afrikalı Tippi adlı bol fotoğraflı bir kitaba konu olan Tippi nin tam adı Tippi Benjamine Okanti Degre. İsim ararken oyuncu Tippi Hedren den esinlenen ailesi, Benjamine adlı arkadaşlarını da kıramamış! Okanti ise Ovambo dilinde kedigillerden gelen küçük yırtıcı bir hayvan...




Tippi, Afrika ülkesi Namibya da doğan ilk Fransız vatandaşı olarak kayıtlara geçti. Hayatının ilk 8 yılını anne ve babasıyla birlikte Afrika savanlarını dolaşarak geçiren Tippi, Paris e döndükleri ilk yıllarda fast food türü şeyler yemiyor ve sudan başka bir şey de içmiyordu




Tippi nin doğumundan önce Paris te çok mutsuz olduklarına karar veren Cartier firmasında çalışan annesi Sylvie ve müzik yapımcısı babası Alain Degre, jip, kamera, fotoğraf makinesi gibi eşyalardan oluşan tüm malvarlıklarıyla yıllarca Güney Afrika da dolaştı. Özellikle de Namibya, Güney Afrika da ve Bostwana sınırındaki uçsuz bucaksız Kalahari Çölü nde.




Anne ve babasının çektiği belgesellerde de yer alan Tippi, vahşi hayanların asaplarını bozmadan onlarla oynamayı şu sözlerle anlatıyor: "Yılan ve akreplere dikkat etmek gerekir, vahşi kedilerin gözlerinin içine baktıysan asla kaçma! Oyun oynamak için yanlarına sokulduklarım insanlara alışık olan hayvanlardı. Mesela aslan yavrusu Mustafa ile uyuyordum. Yabancı bir aslan yavrusu ile uyuyacak kadar çılgın değilim. En vahşi hayvanlar kurbağalardı!




Şimdi 18 yaşında olan Tippi Sorbonee Üniversite’nde sinema okuyor






































































Tippi 18 Yaşında


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Pilot>
  14.Kas.2008 Cum 15:19:51
fiogf49gjkf0d
Türk Havayolları Istanbul - Viyana seferini yapan uçakta inise dogru

Pilot anons eder:


"Sayın yolcularımız 25 dakika sonra Viyana havalimanına inis yapacagız, hava
parcali-bulutlu 15 dereceee .........AMAN ALLAHIM............."


Ve anons o anda kesilir.

Butun yolcular panik halindedir.

Ortalik calkalanir.

Bir kac dakika sonra,
ki bu yolcular icin sanki yillar kadar uzun sürmüstür;


Pilot:

"Sayin yolcularimiz, kusura bakmayin sizleri korkuttum ama hostes yanislikla üstüme bir
fincan sicak kahve döktü, canim cok yandi, pantalonun ön kismini bir görseniz!"


Arka sıralarda oturan bir yolcu bagirarak:

"O da bir sey mi, sen bizim pantalonlarin arka kismini bir görsen!"


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Hüseyin ÜZMEZ in Teşekkür İlanı>
  14.Kas.2008 Cum 15:15:29
fiogf49gjkf0d
TEŞEKKÜR İLANI...


Işık hızıyla tahliyemi sağlayan yargı mensuplarına. ..
Beni 3 avukat savunurken, çocuk için avukat tutmayan SHÇEK yetkililerine.
..
İntihar etmeyi düşünüyorum diyen çocuk için
Psikolojisinde bozulma yok diyen İstanbul Adli Tıp Kurumu na ve
Adalet Bakanı na...
Çoluk - çocuk sahibi olduğu halde sessiz kalarak benden yana tavır koyan
Sağlık Bakanı na...
Kadının saçının teli görünecek diye ortalığı birbirine katarken
benim olayda kıllarını kıpırdatmayan din kardeşlerime...
Türban için İnsan Hakları Mahkemesi ne giderken bu olayı görmezden
gelen First Lady ye...
Din tüccarı yazar olduğum için benden desteğini esirgemeyen F -
Tipi medya organlarına.. .
Toplumsal sorumluluğu Ermeni ve Kürt sorunuyla sınırlı yazar ve
aydınlara..
Beni almaya geldiğinde gururlu şekilde sırıtan eşime...
Teşekkürü borç bilirim...


imza
Hüseyin (D)ÜZMEZ





(bu mesaj alıntıdır. Yorumlarınızı bana değil mektuba yapın)


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Deniz Köpüğünün Hikayesi>
  13.Kas.2008 Per 17:54:41
fiogf49gjkf0d
DENİZ KÖPÜĞÜNÜN HİKAYESİ


Efsaneye göre onu bir köstebek bulmuştu ilk. Deniz köpüğüydü adı, lületaşı oldu sonra. Yerin altından çıkıp ustaca işlendi, gönüllere taht kurdu.
Bizler soluk renkli dört duvar şehirlerimizde serin mavi hayaller kurarken, Anadolu nun bir köşesinde deniz köpüğünden düşlere dalar kara, beyaz demeyen ustalar. Yerin altında saklanır ay parçası deniz köpüğü, ta ki birgün ustasının elinde beden buluncaya değin.




On bin yılı aşkın geçmişiyle Eskişehir, Sakarya nehri (Sangarius) ile Porsuk Çayı nın (Tembris) çevrelediği verimli topraklarda, bir yandan günümüz Türkiyesi ne kaliteli kentleşme örneği sergilerken, diğer taraftan pipo kültürü ve bezeme sanatı açısından dünyanın en değerli minerallerinden biri olan deniz köpüğü ne (lületaşı) hak ettiği değeri yeniden kazandırabilme gayretini sarf ediyor.




Kentin güneyindeki tepelerde sit alanı olarak korumaya alınmış Odunpazarı semti, ahşap süslemeli, cumbalı evleri, kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları ile deniz köpüğü sevdalılarını içine çeker. Etaplar halinde sürdürülen restorasyon ve kentsel dönüşüm çalışmaları sonucunda, bir zamanlar metruk halde yıkılmayı bekleyen tarihi Atlıhan, artık avlusuna bakan atölyelerde hayalin ve maharetin bembeyaz köpüklerde anlamlı çizgilere dönüşmesine tanıklık ediyor.



Deniz Köpüğü mü Lületaşı mı?

Eskişehir de beşbin yıldır deniz köpüğüyle hayaller demleniyor. Uygur Türkçesi nden günümüze ulaşan biçimiyle Taloy Köfigi yani Deniz köpüğü adı, birçok yabancı dile bu anlamıyla çevrilmiş ve yaygın olarak Meerschaum olarak anılır hale gelmiştir. Bilim dünyasındaysa, mürekkepbalığının sepio kemiğine benzetilmesi sebebiyle, yine denizden gelen ilhamla sepiolit olarak adlandırılır. Deniz köpüğünün lületaşı adıyla benimsenmesi, Osmanlı toplumunun tütünle tanıştığı 1600 lü yıllara rastlar. Kolay işlenebilirlik, yüksek emicilik ve hafiflik gibi nadide özellikleriyle çubuk denilen zamane kil lülelerin yerini almış ve ilk pipoların işlenmesinde kullanılmaya başlanmıştır. Işığı adeta içine hapseden bu değerli taş, bir yandan dünyanın en iyi pipo malzemesi olarak nam salarken, diğer yandan keyif içindeki zihinlerde Lüle ile özdeşleşerek Lületaşı adını alır.



Yumuşacık Bir Mineral
Lületaşı, sanki canlı bir organizmaymış hissini uyandıran doğal bir davranış tarzına sahiptir. Bilimsel anlamda, magnezyum hidrosilikat bileşiminde alkali bir mineraldir ve düzensiz bağlanmış kristalleriyle mikroskobik süngersi bir doku oluşturur. Yerin farklı katmanlarında irili ufaklı yumrular halinde bulunan lületaşı, oluşumunu sağlayan zeolitik su ve tepkimeler dolayısıyla, çıkarıldığında nemli ve yumuşaktır. Kolayca ve incelikle yontulabilir. Doğrudan veya işlendikten sonra kurutulan lületaşı, kaybettiği nem oranında hafiflerken, fiziki etkilere karşı direnç; sıvı ve gazlara karşı yüksek emicilik özelliği kazanır. Kurutulmuş lületaşı suya konduğunda kısa sürede yeniden doğal yumuşaklığına kavuşur.



Bir Yeniçeri Keyfiydi

Yüzlerce yıllık lületaşı işlemeciliğimizin tarihi serüveni, günümüzde sahip olduğumuz çoğu yeraltı cevherinin hazin işletmecilik hikâyeleri ile neredeyse özdeştir. Osmanlı tarihinin baş aktörlerinden olan Yeniçeriler, 1683 yılında Viyana kapılarına dayandıklarında kuşatmadan umduğunu bulamasa da, muharip faaliyetlerden arta kalan zamanlarda tüttürdükleri lületaşı çubuklar sayesinde, farkında olmadan hayli yüksek hacimli uluslararası lületaşı pipo sektörünün doğmasına sebep olurlar. Çok kısa zamanda talebi karşılamak üzere, lületaşının tam kapasiteyle ham olarak ihracatına başlanmıştır. İhraç edilmeden önce, çırpma, saykal, kaba alımı, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, ovma, yağlı aba, parlatma, tasnif ve kutulama (sandıklama) işlemlerinden geçirilmek üzere birçok atölye kurulur. Avrupa dan gelen ham taş talebinin ulaştığı boyut, Eskişehir den başlayarak İznik, İstanbul, Sofya, Belgrad, Budapeşte üzerinden Viyana ya uzanan Lületaşı Yolu nun oluşmasını sağlar.



Deniz Köpüğünün Yolculuğu

Lületaşı sanatçısının eline aldığı her bir taş bambaşka bir hikâye, bir öncekinden farklı bir mücadele anlatır. Kendini uysalca ustasının eline teslim etmiş olsa da, fazladan bir bıçak dokunuşu ile beyaz altına işlenen tüm emek uçup gidebilir. Ustalığın temel sırrı ustanın elinde yetişmekte saklıdır. Pipo dışında, satranç takımı, büst, rölyef, bilezik, kolye, küpe ve benzeri aksesuarlarda da zarafetini sergileme imkânı bulur. Sanatçılar, özgün olarak biçimlendirdikleri yaklaşık elli çeşit bıçak ve benzeri alet çeşidiyle lületaşı üzerinde her türlü bezeme hünerini şekillendirebilirler. Taşın en az fireyle değerlendirilmesi için doğal biçimine ve cinsine en uygun model seçilir. Bedenine kavuşan lületaşı dolaylı ısıtmayla uzun sürede kurutulur ve en küçük kusuru gösterecek mükemmellikte çok ince zımparalanır. Beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalandıktan sonra yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır. Sonunda ışık ve gölgenin, üzerinde en cilveli oyunlarını oynadığı lületaşı, tüm görkemi ve benzersiz fildişi görünümüyle kendine yaşam ortağı bulmaya hazırdır.



Dünyada Lületaşı Üretimi

Bugün aralarında ABD, Avusturya, Hollanda, Belçika ve Almanya nın bulunduğu birçok ülkeye yılda en az 1-1.5 milyon dolarlık lületaşı ihracı gerçekleşiyor. Türkiye dışında Yunanistan, İspanya, Rusya, Fransa, Fas, ABD, Madagaskar ve Kenya da da lületaşı ve benzeri minerallerin üretimi yapılıyor. Dünyanın beyazlık, hafiflik ve verimlilik yönünden en kaliteli sepiyolit mineraliyse Eskişehir dedir. Bu sebeple deniz köpüğü ya da lületaşı adı kullanıldığında, anlatılmak istenen mutlaka Eskişehir taşı dır. Eskişehir den geçen fay hatlarının ve buna bağlı kaplıca oluşumlarının bu bölgedeki taşın kalitesini artırdığı düşünülüyor. Eskişehir civarında Nemli, Yakaboyu ve Karatepe bölgeleri başta olmak üzere yerin 380 metreye kadar muhtelif derinliklerinden lületaşı çıkarılıyor.



Çoban ile Lületaşı Efsanesi

Pipoları kadar meşhur bir de efsanesi vardır lületaşının. Bu nadide taşı ilk bulan ve bu taşın yeraltı yolunu ilk ortaya çıkaranın bir köstebek olduğu söylenir. Bir gün genç bir çoban, Karatepe yöresindeki köylere gider. Yorgun düşünce oturup azığını çıkarır ve yemeğini yemeye başlar. O anda, bir köstebeğin beyaz beyaz taşları delikten dışarı çıkardığını görür. Çoban taşlardan birini çakısıyla yontmak için elini alır. Ama ilk çakı darbesiyle taş birdenbire ay parçası gibi güzel bir kıza dönüşüverir. Dile gelen güzel kız "Ey ademoğlu! Bana nasıl kıyarsın!" diye kızarak köstebeğin açtığı delikten içeri girip gözden kaybolur. Büyülenen genç çoban, kızın peşisıra deliğe dalar. Günler geçer ama çobandan bir daha haber alınamaz. Köylüler onu yerin yedi kat altında bir daracık kuyuda elinde sımsıkı tuttuğu bembeyaz taşlarıyla bulurlar.



O günden beri her lületaşı parçasında, çobanın ölümüne sürüklendiği sevdanın izlerini görürmüş köylüler. Lületaşını işleyenler, yedi kat yerin dibinden deniz köpüğünü çıkaran köstebeği sanatlarının öncüsü ve piri olarak kabul ederler.



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Legolas photoshop>
  13.Kas.2008 Per 16:08:44
fiogf49gjkf0d




manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Çizgi kahramanlar da yaşlanır>
  13.Kas.2008 Per 16:05:51
fiogf49gjkf0d

















<<1...100...200...300...400...500...508509510511512513514515516517518 519520521522523524525526527528...600...700...800...900...983>>