ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
manolya41> Forum Mesajları | | manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
|
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:07:40 | | fiogf49gjkf0d
Düş Yorgunu
Düşünki, sevdiklerinden, doğup büyüdüğün topraklardan çok uzaklarda bir yerdesin. Akşam olur kapanırsın dört duvarına... Konuşursun... Ağlarsın... Anlatırsın... Bağırırsın... Sesin yankısını yitirir duvarlarda... Halini bir soran, sesini bir duyan olmaz...
Sonra ey der susarsın... Kıvrılıp yüreğinin içine büzülürsün bir köşede... Kıvranırsın... Kanarsın... Geldiğin yerler gelip çakılır usuna... Düşünürsün... Düşünür üzülürsün. Üzülür Düşünürsün...
Acılar ki, zemheri kadar karlı, uzak bir yol gibi uzanır ömründe. Kimseler görmesin diye gözlerinde sel sel taşan yalnızlığı. Kimseler duymasın diye sesini, ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömersin hasretini. Hey der susarsın, ah der susarsın, vay der susarsın, oy der susarsın.Unutur yollar seni, unutur güvercinin...
Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır... Gözlerin tavanda, sözlerin ağzında çaresiz kalır... Uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip saplanır, burgulu bir bıçak gibi kalbinin tam orta yerine, ... Ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman, ne kadar özlem varsa yanar... Oturup ağlamak istersin şöyle doya doya ama akmaz bir damla yaş gözlerinde... Yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişinin de ağladığını...
Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın, durduramazsın kanamayı... Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın... “Hayat ki, hakkını hep başkalarına vermiştir ama yinede haklı çıkan hep başkaları olmuştur”. Anlatamazsın derdini kimselere hep içine atarsın. Acıların dehşetli dalgalarında yolunu yitirmiş bir gemi gibi kalakalırsın tanımadığın denizlerin ortasında, şaşkın bitkin, bir o kadar da yorgun ve çaresiz...
Unutursun içindeki ışıkların beyazlığını, bütün renkler siyaha çalmıştır artık. Dalgın dalgın bakarsın sulara, Umut yaralı bir kuş olmuş, uçmuş elinden...
Ayrılık sözleri su olup sızı sızı akar dilinde, içindeki bütün pınarlar kanamaya başlamıştır... Kar yangını bir gecedir zaman artık, kahrolası ıssıs sokaklarda... Akşam, şehire her gelişinde hüzünle gelir. Acılarını alıp gitmez... Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın...
Ve sessizce solursun bir hazan yaprağı gibi. Önünde çocukluğun geçer, ilk gençliğin geçer yıl yıl. Gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine... Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar. Yalnızlık ölüm kokar...
Bazen karanlıkta kalır tükenir nefesin.... Bazen gözpınarlarından akan damlalar, bir nehir gibi süzülerek Ren’in kirli sularına karışır. Daralırsın, çıkıp bir dağbaşına haykırmak geçer içindeki ateşi, yankılı kayalara... Koşarsın doruklara, ayakların kırık, dikenler acımasız, yüreğin kanrevan... Hasretle sarılmak gelir son bir defa sevdiklerine...
Hüznün yırtık gömlek gibi durur sırtında, kırılgan bakışlarında hüzün sızar aynalara her gece. Ne kimselere anlatacak bir öykün var, mutlulukla başlayan. Ne de bir sevinç, gözlerinde bahar yeşili umutlar taşıyan. Suların ötesinde bir çiçek büker boynunu her akşam. Adı gül, kokusu gül, rengi gül, gözyaşı gül, iki gözü iki çeşme. Mutsuz avuntusuz ve suskun.
Ey der susarsın, susar yürürsün yüreğinin yollarına sererek hıçkırıklarını, yağmur yağmur tomurcuklara yağar gözyaşları. İçindeki kör karanlık patikalarda yolunu bulmaya çalışırsın ama nafile, kaderindeki hoyrat rüzgarlar bir yandan bir yana savurur incinen ince ruhundaki incinmişlikleri...
Gecelerinde kahrolduğun, sokaklarında sırılsıklam ıslandığın şehirde artık bu yerlere sığamazsın. Gökyüzünde katar katar turnalar göçüp gider sılana, turnalar gider sen kalırsın. Uyku tutmaz geceleri, yitik düşlerinin gölgesine sığınınırsın, gölgeler gider sen kalırsın. Bilirsin ki, göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa...
Hasretin ince bir yol olur uzanır yangınlara, kırılır kendine saklaya saklaya içindeki gül. Ardına saklanacak ne bir gölgen ne de duldan kalır. Sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşudur şimdi ömrün, ömrünki saçların kadar karlı ve puslu.
Hüzünlü bir ırmaktır şimdi yanaklarında yüreğine akan, bilirsin ki, artık hiç bir şey avutmaz seni, şefkatine sığındığın sıcak bir kucak bile. Vefasız dünyanın ihaneti yiyip bitirir seni,.
Ezilmiş gelinciklerin çığlığına gizlersin sesini ve gözyaşını, kırların ürperişi gibi dökülür dudağında sözcükler. Hıçkırıklar boğazına tıkanıp kalır her defasında, her defasında dudağında binlerce şiir kanar; binlerce şiir yanar yüreğinin içinde her defasında...
İhanetin, kalleşliğin, göğsünden vurulmuşluğun acısını taa iliklerinde duyarak yürürsün ıslak caddelerde.
Ne şarkıların, ne de şiirlerin bir tadı kalır dilinde. Yanıp kavrulursun hasretin ateşiyle, bir çöle döner yüreğin. Bir yanın Leyla’dır artık kıyılarının bir yanın Mecnun... Bir yanı Ferhat’dır dağlarının bir yanı Şirin...
Başını eğer önüne yürürsün...Bir hüzün yağmuru tepende, adım adım ölüme götürür seni adımların ... | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:06:51 | | fiogf49gjkf0d
Kalbim Kalbine Düğümken
Seni nasıl unuturum usul boylum nasıl unuturum deniz yeşili gözlerini ipek sarısı saçlarını kalbim kalbine düğümken
yaşamak bir türkü seninle yediveren tomurcuk gidersen, boynu bükük kalır bu şehir ölür kahrından bu içli çocuk yokluğuna nasıl alışırım dudağın dudağıma mühürken
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:06:11 | | fiogf49gjkf0d
İnsanlardan ve Küçük Hesaplardan Anlamıyorum Kahretsin
Yüreğimi İncitiyor İhanetler
Dudağımda güz türküleri birikiyor, şiirler dökülüyor kaldırımlara sonbahar seslerinden. Ürküyorum… Oysa mevsim bahar mevsimi, gül mevsimi, umut mevsimi. Göç etmiş hüzünler, acılar, başka alemlere. Çiçekler selam gönderiyor yeni yetme sevdalara…
Ama ben sevinemiyorum, bütün ihanetler iz bırakıyor yüreğimde… Mutsuzum, kalabalıklar içinde yalnız ve avuntusuz, hiç bir neden derinliğimi doldurmuyor… Hep bir yerlere gitmeleri özlüyorum… Özledikçe ıssızda kendini arayan ve kanayan dervişler gibiyim…
Renkleri solmuş güz yapraklarıyla saklıyorum yüzümü, inadına kimsesiz sözcüklerle yürüyorum. İnadına kesmiyorum saçımı sakalımı… Yabancı bir ülkenin sokaklarında hayatı adımlarken, üzgün kuşlar üşüşüyor saçlarıma. Soğuk, ıssız ve eğreti bir gülüşle hayatı anlamdırmaya çalışıyorum, olmuyor…
Bütün acılar eskise de yerine yeni acılar yeşeriyor. Yağmur yağıyor sokaklara, yüreğime gözlerim yağıyor, ıslanıyor duygular… İnsanlardan ve küçük hesaplardan anlamıyorum. Anlamak da istemiyorum. Bazen öfkeleniyorum iki yüzlü, içtenliğini yitirmiş dostluklardan, çıkarcı ilişkilerden kaçıp kurtulmak istiyorum… Rüzgar esiyor, üşüyor gözlerim… Herkes kendi acısını taşıyor yarınlara. Kimse dönüp bakmıyor yureğimdeki acıya…
Yıldızlı geceler kayboldu artık. Kirli düşünceler, onursuz davranışlar, insanın yüreğini incitiyor. Her ihanet kan oluyor ciğerime… İnsanların kirlenmiş nehirlere benzediği bir iklimde temiz ve onurlu kalmak ne kadar da zor. Nereye gittimse kahpe ilişkiler kesmiş yol başlarını, ne yana döndüysem ihanet…
Susmanın sınırını tüketiyorum artık. Haykırmak geliyor içimden var gücümle, tüm kahpeliklere. Tiksindiriyor beni ucuz çıkar ilişkileri… Durmadan bir öfke büyüyor içimde, bunalıyorum bazen, hiç bir tarafta esmiyor rüzgar, çağıltısı uzak düşüyor suların. Anlıyorum ki, ben bu çağın insanı değilim…
Günlerim hep tek düze geçiyor, alabildiğine boş ve anlamsız. Bir incinmişlik alıp gözlerimi benden taa uzaklara götürüyor. İnsanı ve kahpeliklerini iyi tanıyorum artık, kirli, aşağılık şeyleri unutmuyorum. Bir ihanet gününde ikiyüzlülük hançeri nasıl saplanır yüreğe onu ögrendim, ögrendim bir ihanet ne kadar kırar insanı…Bir ihanet faslında bir bıçak ne kadar işler kalbe biliyorum artık…
Uykularıma acılar sızıyor, içim sızlıyor, küle dönüyor, karabasan oluyor rüyalarım. Düşündükçe yabancılaşıyor duygularım. Öfkeleniyorum…
Unutmak istiyorum gördüğüm bütün ihanetleri, acıları unutmak istiyorum… Unutmak istiyorum bana edilen bütün kötülükleri, haksızlıkları. Ama kırgınlıklar kolay iyileşmiyen yaralardır, her anışta kanar içimiz, hele de yakınımızda duranlarsa ihanet eden…
Ama yinede insan umudunu terketmeden, dişiyle, tırnağıyla mücadele edip, tüm acılara ve ihanetlere rağmen, inadına, inadına yaşamalı diyorum…
Darda Kaldım
Derler ki insan bir kez ölür ben bin kez öldüm yaşarken elimde kalbimin kırıkları
ekmeğim yok diyen herkese ekmeğimi verdim sevgisiz kaldım diyen herkese sevgimi kimsesiz, ekmeksiz, sevgisiz kaldım...
insan oğlu nankör insan oğlu hain vefa yalandır balam dostluk yalan yaşamak yalan boşa gitti emeğim, alınterim, ekmeğim.
derler ki insan bir kez ölür ben bin kez öldüm yaşarken
bir umut gönder ay balam bir düş bir ses bir ışık bir nefes darda kaldım... | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:05:22 | | fiogf49gjkf0d
Aşk; üç harfli bir sözcük
Mavi gözlerin derin bir nehirdir her gece kalbimin üzerinden geçer
Dudaklarda mühür mühürde giz gizde aşksın
Aşk; üç harfli bir sözcük sihir ve ayna ayna ve sihirden yazılır kalplere
Aşk; bir ütopya evrensel ruh gönül bilimi sevgi ülkesi tılsımlı bahçe goncagül sessiz bir menekşe dört mevsim bahar kokan
Sonbahar da olsa ömrüm bir umut yitiminde de kalsam koyma beni acılar içinde baharım sensin pınarım sensin
Bir dağ rüzgarı arıyor şimdi dudağımdaki sessiz şiir duygularımdaki derin nehir gönlümün düş bahçesi
Düşler, gülüşler şarkılar, şiirler hepsi senin olsun ipek mendilde sakladığım ümitler de
koyma beni acılar içinde boğma hüzne yaşıyorsam nefesim sensin baharım sensin | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:04:32 | | fiogf49gjkf0d
Aşk Bir Masal mıydı?
Ey pecereme konan kınalı kuş rüzgarda ürperen dağlı gelincik nazlı nazlı akan ırmak alıp götürün yüreğimi bırakıp gitmeyin beni burda bir başıma bırakıp gitmeyin n olur anlayın işte ben onu çok seviyorum
Biz onunla birer martıydık aynı denizde umuda savrulan gemide aynı yolcuyduk aşk bir masal kavuşmak hayal miydi? anlayın işte bir çöl kadar yalnızım şimdi ben onu çok özlüyorum
İstedimki toprak olayım yaprak olayım rüzgarın önünde beyaz bulutlara yükleyip sevgimi her sabah ona yollayayım bir rüzgara açayım kalbimi bir de sulara
Biz onunla bir tomurcuktuk hayatın nazlı kollarında birer çiğ damlasıydık aynı gül yaprağına düşmüş anlayın işte çok yalnızım şimdi bir hasret çölünde kan ağlar gözlerim
istedim ki, onu sevmek gülüm, gülaydınım, sabahım olsun istedim ki, onu sevmek yeşil bahçem, nazçiçeğim, baharım olsun İçtiğim her suda onu bulayım kokladığım her çiçekte onu koklayayım ona dökülsün yüreğim damla damla
istedim ki, umudum, ekmeğim, cançiçeğim zülfü yarim olsun serin bir meltem gibi saçlarıma soğuk pınar gibi. umutlarıma dolsun her sabah sevgisi aksın içime damla damla
ey pecereme konan kınalı kuş rüzgarda ürperen dağlı gelincik nazlı nazlı akan ırmak bırakıp gitmeyin beni burda bir başıma bırakıp gitmeyin n olur anlayın işte ben onu çok seviyorum
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:03:36 | | fiogf49gjkf0d
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:02:43 | | fiogf49gjkf0d
En Haykırdığım Yerden Sustur Beni Ey AŞK
yağmursuz bir çöl, susuz bir göl yolcusuz bir yolum ey aşk durmadan akrepler sızıyor içime ihanet yüklü kamyonlar geçiyor üzerimden.
İçime acı yağıyor, dışıma kahır kan kusuyor duvarlar her öksürdüğümde dikiş tutmayan en ince yerinden yırtıldı kalbim solgun gelincikler sızıyor yaralarımdan şimdi durmadan kan kaybediyor ömrüm durmadan can kaybediyor ömrüm
Ey! ömrümü verdiğim aşk, ey sebebi çilem bir bahar sevdasına koşarken kelebekler dallar bir rüzgar masalını anlatırken kuşlara duygulardan yapılmış bir darağacına asıyorum ömrümü dudaklarımı sonsuza mühürlüyorum aşkla öldür beni ey aşk öldür beni kırılgan düşlerime kar yağmadan düşmeden mahşer ateşi çocuk sevinçlere öldür beni ey aşk öldür beni ki, hüzün kokulu gidişler kalsın ardımda
Yüreğim, gün be gün erirken hasretlere hayatın gri rengine ürperirken yapraklar kör bir bıçak mı zaman kırılmış aynalarda? söylenmemiş sözlerin ağrısı mı içimdeki fırtına? bu hüznümde taşıdığım, kırılgan duygular oteryosu nedir söyler misin?
Kirlendi hayalimdeki uçuk mavi ey ömrüm vuruldu en güzel düş martısı denizlerin konuşmak artık bir şey anlatmıyor kimselere ey dünya varsın sessiz kalmış çığıklar örtsün bedenimi en haykırdığım yerden sustur beni ey aşk ey sebebi ezam, cennetim, cehennemim solgun bir gül gibi sustur beni
varsın susuşum kendime küsüşüm dünyaya isyanım hayatın sancısına olsun anla Anla ve Öldür beni teneşirlere yatır son arzumu
ölümsüz aşklara, adsız sevgilere kalsın sevdam... | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:01:07 | | fiogf49gjkf0d
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:00:15 | | fiogf49gjkf0d
Bir gül bahçesine gömün beni öldügüm zaman
Hayat bu sevdiğim, bir varmış bir yokmuş gibi sürükleyip götürdü ömrümü işte bazen kırılmış dallarda ince bir sızı bazen ağlayan gözlerde süzülen bir gözyaşı oldum ne hayat anladı beni, ne ben hayatı
Yağmurlara gömün beni öldügüm zaman ayazlar vurmadan yürek kırgını gülüşlerimi savrulmadan dudağımda şiirler rüzgarlara, baharlara, karanfillere gömün rüyalara, hülyalara gömün, gözlerimi yumunca güneşe sevdalı bir çocuğun hayaline bir söğüt dalının yaprağına gömün beni bahar gelince, umutlar yeşerince sevişince kumrular sevgiyle öpsün alnımdan seher yelleri
Gözlerimdeki şiir yaralarıyla kalbimin en ağır depreminde yaşamın en ince yerindeyim şimdi hangi güle uzansam dikenler yağıyor umutlarıma bir çocuğun gülüşüne gömün beni öldügüm zaman bir genç kızın düşüne bir martının süzülüşüne gömün sevginin kundağına sarın gözlerimi yumunca üşümesin yüreğimdeki incinmişlikler
Bir gül bahçesine gömün beni öldügüm zaman bir bülbül sesine gömün gözlerimi yumunca bağban bilmesin havayı, güneşi, bulutları, yıldızları özlemlerimi ve bütün düşlerimi verin çocuklara çocuklar sevinsin
Dağ başlarına gömün beni gözlerimi kapayınca yürek vuruşlarına yürek yanışlarına bir babanın gözyaşlarına bir çocuğun avuçlarına gömün beni kalbime gömün acılarımı ölüm bilmesin
Bahar kokulu sabahlara gömün beni kuşlar uçarken bir suyun akışına, bir gülün kokusuna rüzgarın soluğuna gömün beni gözlerimi yumunca durmadan şarkılar söylesin kalbim, şiirler okusun baharlara
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 02:59:19 | | fiogf49gjkf0d
gülümse güneşe umut yeşersin
Türküler söyle dost yüreğine gülümse güneşe umut yeşersin merhaba diyerek yaşama her sabah yeniden...
.../ Kır çiçekleri kırılmasın kirpiklerinde saçlarını savuran bu rüzgar esmesin şafaklar umut açmıyorsa yastığında yaslandığın gecelerin yak kül olsun, seni üzen ne varsa gönlünün ocağında…
Ser önüne yoz akşamları küflü gurbet gecelerini de al yanına tutuşturalım bir ucundan içimize batan bu hayatı
Ömürki, nazlı bir bahçedir kınalıkuş kimi gün çicek açar, kimi gün yaprak döker unut geçen sonbaharları, yeni baharları selamla her bahar say ki, sen de varsın bu dünyada bırak uyusun kollarında nilüferler baharlar tadında kalsın sarmalında umut bir sonbahar yaprağına da yazılı olsa adın sende oyna hayatını acılar karşısında
Bırak dönsün dünya sende dokun bir ucundan hayata aldırma sedası sarsık keman iniltilerine mutluluk dediğimiz ulaşılmaz bir dağ da olsa demirden bir kale de olsa içimizi kuşatan aşk hiç bir kervan geçmese de düştüğümüz kuyunun kenarından aldırma, herkesin hayatında acının solduramadığı günlerde vardır elbet
bırak hayatın hangi burgacında dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama hangi uçurumun kıyısında olursan ol her zaman heybende biraz umut yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun
| |
| |