ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
manolya41> Forum Mesajları | | manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
|
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Elveda İstanbul> 23.Kas.2008 Pzr 16:41:01 | | fiogf49gjkf0d
Elveda İstanbul Bir gün daha şafak sökmeden Alıp başımı gideceğim bu yerlerden İşte o zaman bir sevenini daha kaybedeceksin istanbul İşte o zaman silineceksin yüreğimden
Yağmurlarınla birlikte ağlayanın olmayacak artık Denizlerinle bir olup coşmayacağım deli deli Nasılda vermiştin ellere sevdiğimi Yerle bir etmiştin hayallerimi ümitlerimi
Ey deli gönül sevdadan pay almak senin neyine Sevdalar satılır olmuş birkaç dirheme.. Aldandım istanbul um aldandım onunda güzelliğine Bir kız kulesine birde o masmavi gözlerine
Kalırdım belki buralarda çekerdim sineye Lodosun poyrazın onun kokusunu getirmese Yalanda olsa bir maske takardım yüzüme Gecelerin bir yığın hasret ekmeseydi yüreğime
Sevenlerin duası olurmuş kabul Belki böylesi hayırlıdır böylesi makbul Elveda sultanlar diyarı ey şehri istanbul Elveda gölümün kahırı ey vefasız kul |
|
Ragıp Turan Çelik | | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 16:23:51 | | fiogf49gjkf0d
Evet Vurgunum var mı ötesi Nasıl anlatacağım şimdi bu nefesin çilesini
Yârin Sineme nakşeden sevgisi Bitmez be, asla bitmeyecekte verdiği neşesi
Sorarım Sevmek ayıp mı, kayıp mı İlanı aşk ediyorum be nedir söyleyin hakikati
Gerekirse Varlığım cananına feda olsun Onun yolun da her cefa aşkla solunsun kurusun
Aşk, Alandır, bağlayandır, yakandır Aşk, verendir bir sahavettir ve himmeti nimettir
Aşk, Kalbi merkez içinde kaybolmaktır Aşk benliğinden de uzaklaştıran devranı hakikattir
Sevgi Neşet ediyor sevda hak ediliyor Sevda yakıyor ve yandırıyor Hakka sürurla uzanıyor
Can ise Canan da dem buluyor onu kokluyor Dünya varmış, mekân yokmuş bahaneler terk ediyor
Bilinmelidir Feda olmak, ram olmaktır anlamaktır Fedakârlık sevda yolunda aşkı ilahiye hep uzanmaktır
Fedailik Nizamiliktir hilm bahtında kül olmaktır Kulluk gerekçesinde hanifliği soluyarak ihsana akmaktır
Verende O, Alanda o sevdiren de ve her şeyde O Zerrenin bahtında, hayatı bahşeden, mağfireti bildiren
Nizam eden Maziyi bildiren hikâyeyi ibretle dillendiren Nihayetin sahibi, hidayetin membaı vuslatın tahtıdır O | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 16:11:45 | | fiogf49gjkf0d
Ne güzel şey seni seviyorum demek Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel... Her baharda, gece gündüz, her saniye SENİ SEVİYORUM SENİ SEVİYORUM SEVİYORUM SENİ Diyebilmek ne güzel..
Çünküsü yok, nedeni yok sevmenin Zamanı hiç yok, Dakikalar zaman üstü... Utangaç bir gecenin kucağında Yağmurlar vuruyor pencereme, Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında Aşkın ayak seslerini duyuyorum yüreğimde Ve hasretini içimde, SENİ SEVİYORUM
Sesini duymak istiyorum uyumadan önce Sabahlara kadar konuşmak, Hiç kapatmamak telefonu... Aynı düşlere uyumak sonra Ve uyanmak aynı güneşe SENİ SEVİYORUM
Daha bir güzelleştim son günlerde Gözlerimin içi parlıyor Kabına sığdıramıyorum aşkı. Gülmek geliyor içimden Sokaklarda koşar adım yürümek Tanıdık, tanımadık herkese selam vermek, Merhaba ülkemin güzel insanları, Hepinize, hepinize merhaba sizi de SEVİYORUM
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağımın Gök mavisinde güvercinleri, martıları, Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı Bindallılarıyla köy kızlarını, Ve elleri hamur kokan anaları Hepsini sende seviyorum SENİ SEVİYORUM
Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı, Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime Ve daha çok seviyorum limonlu çayı Senin sevdiğin her şeyi seviyorum Türkülerini memleketin, feneri, kara kartalı senin için, Davamızı ve şiiri sende seviyorum. SENİ SEVİYORUM
İyi ki doğdun iyi ki varsın. Doğum günün kutlu olsun SENİ ÇOK SEVİYORUM SENİ ÇOK SEVİYORUM Yaşamaksa seni sevmek, Ben hiç ölmedim... SENİ SEVİYORUM! | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 16:02:58 | | fiogf49gjkf0d Dilimde Sevda Buketi Şarkılar seni söyler
Şarkılar seni söyler ben yanarım hasretinle yokluğun pamuktan bir bebek ağlar içimde gömülsün sineme özlemin ateşten bir gömlek giyerim üstüme kırış kırış ütüsüz bir biçimde süzülen gözyaşların yüreğime inen yakıcı bir kor
satarım anasını sensizliğin üç kuruşa o ne kadar benimleyse ben o kadar seninleyim sensiz olmak çok zor
Şarkılar seni söyler şiirler birkaç kelime bahseder bense seninle uyurum seninle uyanırım seninle yürürüm kaldırımlarda seninle karnım doyar seninle huzur bulurum
Dedim ya şarkılar seni söyler her dümbelek vuruşunda senin adın her uçan kuşun getirdiği selamında ve esen yelin her debisinde sen varsın her can atımımda kalbimi varlığınla avutansın
Şarkılar seni söyler ben seni haykırırım seni düşündükçe hasretinden hıçkırık olur gözyaşlarım gözlerimin kıyılarını sel basar denizlerimde yokluğunu yüzdürürüm gülümser dudaklarım ben senin varlığına şu dünyanın bütün ışıklarını söndürürüm karanlık olur her yer ve bir paranaaain içinde senin şarkını taş bir plakta sabah akşam döndürürüm
yeşil bakışlarım bir şarkıysa bir bahar gününde bir gitar kırık bir melodiyle söylüyorsa söz yazarı bensem bestecisi de sensin sevgilim
Şarkılar hep seni söyler dilimde sevda buketi
‘’ Seni Seviyorum ‘’
Güllerin en tazesi | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 15:40:49 | | fiogf49gjkf0d
Yüzünün hangi oylumuna takılsam Uçsuz uçurumlara düşüyorum Ağlayınca şişen göz kapaklarında Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam? Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur Gözyaşına mı karıştı yoksa? Fazla değil mi bu sessizlik ikimize; Beni susarken bölme!
Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum Ben sana, seni gösteren bir aynaydım Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin Ben ki kendimi yine sırlardım Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın Buldun mu yüzüne en uygun olanını? Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına? Kulaklarıma sağır sesler peydahladım Beni susarken bölme!
Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik; Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha… Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda Meğer suskunluğumun dibi karaymış Ben kuyu sanmışım Ben susarken bölme!
Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden Zulamdaki sardunya suskuları Beni susarken bölme!
Ellerin büyükken ellerimden Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları? Bana do minör bağırma Uslu bir su kuşuyken bünyemde Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece! Ben sana ne yaptımların kaldı bak Bu ucube caddelerde Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede
Beni susarken bölme!!! | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:32:49 | | fiogf49gjkf0d
Buğulu Camlarda Kaldı Adın
Sendin hayatımın kaynağı saçlarıma dolanan aydınlık papatyanın akı, karanfilin alı algülüm, gülgüzelim, gözgülüm umudum, özlemim, vazgeçilmezim seninle uçardım güvercin kanatlarında her sabah
bir ipekböceği sabrı bir güvercin aklığı bir anne sıcaklığı ve bir kumru saflığıyla severdim seni bilmezdin
dudağımda bir ıslıkla bir sevda masalında beklerdim seni gelmezdin her gece sevgimi göğe yıldız diye serperdim görmezdin
gülüşün bahar buğusu olurdu gülüşün bir avuç su gülüşün gül gülüşün karanfil kokusu
seni görmediğim gün iki damla özlem iki damla hasret çiçeği olur düşerdin yüreğime tane tane kirpiklerimin kıyısında martı olur uçardın susardı bütün denizler seni özlediğimde gelmezdin
bir sevda masalında arardım seni bir gülün alında, bir çınarın dalında saçlarını koklardım tel tel dudağına en güzel şarkılar yakıştırırdım ayışığı dökerdim bakışlarına her gece bilmezdin
güz biter kış gelir giderdi yaz biter bahar gelir geçerdi gelmezdin buğulu camlara yazardım adını yüzünü gözlerimde sesini ruhumda saklardım bilmezdin
İsterdim ki, baharda toprak olayım rüzgarda yaprak olayım kırmızı balonlara yükleyip yüreğimi her gece sana yollayayım
isterdim ki, en güzel aşk öyküsü olsun aşkımız yüreklere yazılsın şiir şiir dünyada bütün sevenler, sevmeyenler gelenler, geçenler hep seni okusun
isterdim ki, seni sevmek gülüm, gülaydınım, sabahım olsun seni sevmek yeşil bahçem, nazçiçeğim, baharım olsun İçtiğim her suda seni bulayım sana dökülsün yüreğim damla damla umudum, ekmeğim, cançiçeğim zülfü yarim olasın. serin bir meltem gibi saçlarıma soğuk pınar gibi. umutlarıma dolasın
isterdim ki, kokladığım her çiçekte seni koklayayım saflığın aksın içime damla damla hayatın kaynağı sevginin bağı olasın gökyüzü kadar mavi bulutlar kadar beyaz, en güzel aşk hikayesi olsun aşkımız
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:32:01 | | fiogf49gjkf0d
Yüreğim Dağlarda Kaldı
Bir dağ başında olmalıydık şimdi seninle uzanıp çimenlerin üstüne şiirler okumalıydık mavi ırmaklara öpüp güneşi alnından sevdiğimizin sisler aralanınca çekip gitmeliydik
şimdi bir dağ başında olmalıydık seninle oturup bir gönül sofrasına, dostluğa kadehler kaldırıp içimizdeki yangını bölüşmeliydik bir pınarın soğuk buğusuna daldırıp ağzımızı, çatlayan dudaklarımızla hayatı öpmeliydik sular aydınlanınca çekip gitmeliydik
bir dağ başında olmalıydık şimdi seninle türküler söylemeliydik esen yellere unutup acıyı, ayrılığı, gurbeti hasreti içimizin yangınına gömmeliydik kapılar kapanınca karanlığa yollar aydınlanınca çekip gitmelidik
bir dağ başında olmalıydık şimdi seninle ıssızda bağrını döven bir ırmak gibi dizleri kanamış bir çocuk gibi doyasıya ağlamalıydık çıkarsız dostluklar, kirlenmemiş sevgiler ve dünyadaki tüm güzel şeyler adına çirkinliklere, çirkefliklere dayanmalıydık obalar sıralanınca karşı sırtlara gün aydınlanınca çekip gitmeliydik
sen gülünce ne güzelde gülümserdi beyaz gül nasıl da sevinçle gelirdi dağlara bahar dallar tomurcuklanır, kuşlar öter, sular çağıldar muştular bölüşmeye koşardı ardından çocuklar bir kervan alıp giderdi başını bilinmeyen diyarlara
şimdi ne yana baksam gözlerin doluyor usuma ah gelincikleri okşuyor ellerin gülüşün ki, çiçeklerin bir başka adıydı karlı yamaçlarda yitik bir mevsimin kıyısında kaldı anılarımız savrulmuş ömrümüzün her yaprağında bir şiir sarardı
şimdi yoksun, rüzgarlar seni üşür, türküler seni söyler her bahar gelişinde bir çiçek büker boynunu bir menekşede açar gözlerin büyür yüreğimin kıvrımlarında sular ağıtlarla çağlayıp gider
mavi ne de çok yakışırdı gülüşüne ah kardeşim en çok da papatyalar yıkıldı gidişine bir de alnı munzur işlemeli kızlar
şimdi hangi ırmak soğutur yürek yangınımı hangi dağ bölüşür acımı, hangi pınar, hangi bahar efkarımı hangi rüzgar dindirir ırmağım sendin pınarım sen, dağım rüzgarım sen, baharım sen
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:29:46 | | fiogf49gjkf0d
Cançiçeği
Erişilmez bir uçurumun kıyısında, senden başka kimsenin farkında olmadığı bembeyaz bir çiçektim ben. Sen ise, dört mevsim özlemini çektiğim yağmur. Üstüme yağışını severdim, yapraklarımdan aşağı akışını, her damlanı içime çekişimi severdim. Bedenimde seni hissedişimi. Her damlan alıp götürürdü beni adını bilmediğim, tanımadığım yerlere...
Sen yağınca susuzluğum dinerdi, biterdi kimsesizliğim, dağılırdı ürpertilerim. Serin bir meltem değip geçerdi yapraklarıma. Dünyalar benim olurdu, uçardım sevinçten. Günlerime, gecelerime; hiç kimsenin bilmediği, fark etmediği sıcak bir sevgi dolardı. Sıcak bir sevgi dolardı yüreğime. Her çocuğa gülümserdim; her kuşa, her kelebeğe, her arıya gülümserdim...
Erişilmez bir uçurum kıyısında rüzgarlara ağıt yakan, yalnız ve boynu bükük, bembeyaz bir çiçektim ben. Sen, bakışlarında sevdalar gizleyen, sevdalandığım, gözleri menekşe rengi küçücük bir kızdın.. Adına Seher demiştim, adına sevda, adına umut. Sevdam, umudum her şeyimdin. Günüm, günaydınım, gülaydınlığım seninle başlardı. Tek sevenim, tek sevdiğimdin. Yağmurumdun sen; kurak günlere, ayaz gecelere inat. Hiç bitmeyen bir umut, özlem ve hazla beklerdim seni. Gelmediğin zaman boynumu büküp, kapar gözlerimi seni beklerdim. Özlemin umudum olurdu, umudum özlemin. Beklerdim, beklerdim bıkmadan, usanmadan... Çünkü seni seçmiştim ben, sevdam, arkadaşım olarak. Sevdanı yüreğime nakış nakış işlemek için. İşlemeliydim ki, fırtınalar, boranlar içinde bile olsa kardelenler gibi açmasını öğrenmeliydim...
Umudumun bitip tükendiği anlar da oldu elbette zaman zaman. Seni beklerken, bekleyişin işkenceye dönüştüğü zamanlar da olurdu. Günlerin yıllara döndüğü zamanlar da. Ama hiç şikayet etmedim, şikayet etmedi yüreğim. Çünkü seni delicesine seviyordum ve bu sevgimle mutluydum. Özlemine zor da olsa katlanıyordum bir umutla.
Sen beyaz bulutlarla gelirdin, bembeyaz gelinlikler içinde. Hayran hayran bakardım sana. Sen gelince ardından gökkuşağı gelirdi. Gökkuşağına dönüşürdün rengarenk. Her renginde umutlarım vardı, hayallerim vardı. Canlı, cansız tüm varlıklar kıskanırdı güzelliğini... Sen, hayatıma kattığım canım, gözbebeğimdin. Ben de senin cançiçeğindim. Gözlerime dolan bulut, üzerime yağan yağmurdun sen. Toprağa saçtığım umudumdun. Havaydın, hayattın, suydun, sevgime bandığım gülaydınlığımdın, günaydınımdın...
Yıllar sonra şimdi yine bekliyorum seni, bir umutla. Ama artık azalan hatta tükenen bir umutla... Ömrümün bütün dilimlerine kar yağıyor şimdi. Kar da beyaz ama ben yine de direniyorum. Çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bir zemheri mevsimiydi ayazda bırakıp gitmiştin hayallerimi. Bak yine zemheri. Dağlara kar yağıyor ama sen yoksun. Sen yoksun, acılara özlem yağıyor... Bak, kar yağıyor üstüme, iliklerime dek üşüyorum. Yine de yüreğimde ateşler yakıyorum. Dönersen ellerini ısıtırsın diye...
Unutmuşum, içimdeki umutların beyazlığını... Unutmuşum mavi, yeşil, al renkleri... Ne zaman bir yağmur sesi duysam, ne zaman bir su sesi, içimde sevgiler kanar, pınarlar kanar benimle. Sonra sen gelir dökülürsün içime, sen gelir dökülürsün gözlerime, kirpiklerim dökülür yollara. Gülaydınlığın doğar üstüme. İşte o zaman dağ dağ özlem kesilirim, bulut bulut, hüzün hüzün..
Gel... Gel ki, sarı papatyalar açsın, kır gülleri, kır menekşeleri, kırkkanatlılar açsın. Yol alsın umuda nazlı cerenler, ceylanlar, karda boranda yolunu yitirenler. Gel can gelsin solmuş anılara. Boşalsın sicim sicim gözyaşları, ırmak olsun susuz kalmışlara; kardeş olsun dostluklara, yüreğimdeki merhamete... Gel... Gel ki, sevginle anlam bulsun duygular, gözlerimden toprağa düşen damlalar....
Gelmeni istiyorum biten umutları, yiten sevdaları diriltmen için, solan yaprakları yeşertmen için.
Tüm ümitlerin tükendiği anda çıkıp gelmeni, üzerime yağmanı bekliyorum. Bu sitemdir sanma. Bil ki, gelmezsen solup gideceğim, bitip tükeneceğim. Bir daha bir daha hiç bir mevsim açmayacağım çiçeklerimi, gülümsemeyeceğim gül yüzlü çocuklara, gül desenli baharlara, kırlara, ceylanlara... Gel!... | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:28:59 | | fiogf49gjkf0d
Kar Yağıyor bu Şehire!.. Ve Sen Yoksun
Senden ayrılalı kaç yıl oldu, kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kış, kaç gün, kaç ay..? Saymadım.. Sen giderken ardında bir dağbaşı yalnızlığı bıraktın bana. Bir çöl ıssızlığı, yokluğun kimsesizliğim oldu, yokluğun kederim, söyle şimdi ben nerelere giderim… Yağmurlar bu şehre kızgın artık, yağmıyor sokaklara… Şimdi kar içinde bedenim, buza döndü dünya...
Sen gittin kar yağıyor bu şehire! Ve ben üşüyorum, gökyüzü yere dökülüyor sanki, bembeyaz bir gülücükle, nazla... Gözlerimin içinde bir eski hikaye geziniyor sokakları... İnsanlar farkında değil, bilmiyorlar bu hikâyeyi…
Hani hayallerimiz vardı geleceğe dair, mutluluk dolu. Rüzgarlar savurdu, ulaşamayacağımız yüksek dağlara yağdı. Öyle de olsa koynumda hala mavi mavi hayaller taşıyorum sana dair... Sen gideli yüreğim yangın, gözlerim buğuludur benim...Kar yağıyor bu şehire ve sen yoksun, üşüyorum!.. Yoksun!.. Gözlerime, dudaklarıma, yüreğime yağıyor kar!..
Giderken ardından son bir çığlığımı ekleyebilmiştim sadece... Giderken "beni de al" diye bağırabilmiştim sadece... Ama nafile duymamıştın...
Yıllarca hayalinle yaşadım bu kahrolası yerde, hayalinle avundum senden uzaklarda da olsa, bir tatlı sözüne, bir tebessümüne hasret kaldım…. Sen bir serap gibi yıllardır içimin çöllerinde; yaklaştıkça uzaklaştın benden, uzaklaştıkça yaklaştın... Bilki hayalin bile serinliktir kavrulan ruhuma, üşüyen yüreğime sıcaklıktır…
Gel ey sevgi meleğim, cangülüm, bir bahar sabahı toprağıma can olmak için gel!.. Damarlarıma kan olmak için gel!.. Hasretlik boyu uzayan raylarda, gönlünün sıcaklığına muhtacım...
Bilki, kaynağı sendedir mutluluğumun, çaresi sendedir yüreğimin. Uzaklığın çekilmiyor, uzaklığın işkence… Ne zaman seni düşünsem şiirler dökülüyor kar gibi kaldırımlara, şarkılar ağlıyor yokluğuna..
Uzak dağbaşlarının serin seherlerinde, gökyüzünü süsleyen gözlerini aradım kaç kez. Seni ararken ırmaklara döktüm derdimi, rüzgârlara döktüm. Bin âh la iniledi dağlar, bin âh la aktı pınarlar, âh ımdan kan damladı gül yapraklarından, yaralı bülbüller figan etti…
Özlemin bir bulut gibi sardı beni, bir yağmur gibi üstüme yağdı her gece. Damlalar yüreğime vurdukça, seni sevmek her gün biraz daha büyüdü içimde...
Gel ey gül-i rana; gel ey cangülüm, ayakların kanasa da dikenlerden, binbir pusu kurulsa da yollara, prangalar vurulsa da ayaklarına, kırıp zincirleri gel… Gelmezsen yok olurum, tükenirim. Gelmezsen bil ki, ölüme savurur beni hayat…
Geceler boyu hayalinin peşinden koşarken şaşırdım yolumu... Bir uçuruma düştüm, canım yandı, kanadı her yerim...
Gel ki, uzak dağyollarında küçük bir su olup, sevda pınarı gönlüne akayım… Ürkek ceylanlar gibi sokulayım yanına. Gel koru beni zamanın zulmünden, merhametinin gölgesine al… Kucakla beni şefkatinle, yüreğime bıraktığın o kutsal ışık için, aşk için kucakla…
Her gece ismini anarım gecenin en ıssız saatlerinde. Korkuyorum senden uzaklarda sensiz, yüreğim sensiz dağbaşı ıssızlığı, yüreğim sensiz en karanlık gece... Sana doğru kayıyor gönlümün bütün yıldızları, sana doğru akıyor gönlümün ırmakları…
Uykusuzum her gece böyle, yorgunum sensiz. Hani diyorum bir gece hasretini yüklenerek çıkıp gelsen, ısınsa üşüyen duygularım. Sonra başımı koysam dizlerine kapansa kirpiklerim; uyusam, bir daha hiç uyanmasam… | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Uçurumlardan Atamadığım Kalbime> 23.Kas.2008 Pzr 03:28:00 | | fiogf49gjkf0d
Gecede Keman Hıçkırıkları
Akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gözlerimde mavi gecelerin yıldızları yüreğimde özlemin ince sızıları yorgun güvercinlerin kanat çırpınışlarında soluğum bakakalırım her akşam öyle dalgın, dargın ve ıraklardan ırak yalnızlığımdır damlayan karanlığın kirpik uçlarında her gece her sabah bir çocuktur içimde alıp başını gider uzak dağların doruklarına yıllar var ki tek bir çiçek açmadı gönül bahçemde kabr-i hanemde tek bir yolcu geçmedi çöl oldu gülüstanım şiiristanım, düşistanım
oysa hep yolculuklardı sakladığım kendime, keşifsiz denizlerdi yıllarca bir ayrılığı biriktirdim deltalarda, bir yalnızlığı kendimden kaçıp kaçıp kurtulmak isteyen bir gemiydim belki belki bir deliydim herkesin akıllı olduğu bir dünyada oysa yıllar varki tek bir gemi gecmedi denizlerimde göğümde tek bir martı uçmadı yaşlı ve yalnız bir ağaç gibi sürgün kaldım yüreğimin içinde bilirimki, her akşam gözlerimde akıp giden o çağıltı avuçlarımda taşıdığın ateşle sudur uzak dağların ardında kalan menekşe gözlü bir kızın kokusudur her dizede yüreğime kanayan sözcüklerle yazılan
akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi yüzümde sınırları çizilmemiş bir hüznün camları parçalanıyor depremler başlıyor her gece, şehirler çöküyor içimdeki çukura ve her sabah yeniden yüreğimde sızılarla uyanır bir dağçiçeği bakarım öyle uzaklara kanayan gülüşlerle, kırık düşlerle ki, metropol duvarlara yapıştırılmış boynu bükük bir resim karesi gibiyim sanki hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla
Akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gecede keman hıçkırıkları, başımda gam belki analar ağlamaktadır uzak bir kentte yittik çocuklar, yorgun babalar ve yüreklerinde ezikliği çaresizliğin belki herkes bir yarayı sarmaktadır kendi içinde kimbilir kimsesiz bir ölümü karanlığında
yıllar varki, ayrılıklar yaralı bir nehir gibi akmaktadır içime rüzgarlar eserken alnımın sahillerinden, uzak denizlere savrulur düşlerim kirlenir mavi gülüşlerim, yaralanır martılar, havada asit ve kir kalır simsiyah bir bulut gölgeler yüzümü her gece, gecelerki, yaslandığım tek sığınak
akşam olmakta yine ey geceden gelip geceye giden trenler bir gün yanlış saatlerin gözlerimde buluştuğu bir noktada bir damla su gibi düşünce hayatın uçurumundan son isyanını çekince yüreğim, alıp götür beni buralardan insanın uğramadığı uzak kıyılara bir derviş gibi ıssızda yanmak için, kendi içimde sarmak için yaramı ...
| |
| |