ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
manolya41> Forum Mesajları | | manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
|
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Eski ParaLardan KoLaj CaLismasi> 22.Kas.2008 Cmt 20:19:52 | | fiogf49gjkf0d | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Türkiye Sunumu...> 22.Kas.2008 Cmt 16:20:55 | | fiogf49gjkf0d Haliç Rotariy Kulübü tarafından hazırlanan Türk ler ve Türkiye yi önemli özellikleriyle anlatan güzel bir sunum..Haliç Rotariy Kulübüne teşekkürler...
https://www.goldenhorn-rotary.com/erc...FLASH_tur.html | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Bu Şehri Renkli Kağıttlardan Yapmışlar...> 21.Kas.2008 Cum 19:54:33 | | fiogf49gjkf0d | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Morocco> 21.Kas.2008 Cum 19:44:12 | | fiogf49gjkf0d Morocco (fas); Kuzey Afrika da bir Arap ülkesidir. Başkenti Rabat tır. Fas ın komşuları Batı Sahra ve Cezayir dir, İspanya ile arasında Cebelitarık Boğazı yer alır. Hem Akdeniz e hem Atlas Okyanusu na kıyısı olup, Afrika nın Avrupa ya yaklaştığı uçta yer alır. Afrika nın en ucundaki Tanca şehri Fas a ait ise de Fas topraklarındaki Ceuta ve Melilla İspanya ya aittir. Yönetim şekli krallıktır.
ASILAH - PLACE ABDELLAH GOUNNOUN
ASILAH - THE WALLS
ASILAH - THE WALLS AND THE MUJAIDIN CEMETERY
ARCOS - MADRAZA BOU INANIA
MARRAKECH - MUSEO FACHADA
MEKNES - MAUSOLEO MOULAY ISMAIL
Rabat - Chellah Walls
TANGER - ATARDECER EN TANGER CON GAVIOTA
TETUAN - PALACIO REAL MOHAMMED VI
Casablanca - Mosque of Hassam II - Hamman - Pool
Casablanca - Mosque of Hassam II - Great Square
Casablanca - Mosque of Hassam II
Rabat - Chellah
ASILAH - KOUBAH SIDI MAMSUR
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Mustafa Dedeoğlu : Lirik Fotoğraflar> 21.Kas.2008 Cum 18:01:46 | | fiogf49gjkf0d
Yüzlerce yılın bilgeliğiyle adımlanan koridorlar…
Duvarlar, çizikler, sesler, sözler; usulca gökyüzüne yükselen…
Gördükleri kavrıyor izleyeni ve içe baktırıyor ta içe...
Karşıdan gelen aydınlık her şeyden haberli oluşun ışıklarını yakıyor;
bütün o kasvet ve karanlığın içinde umuda yakın duygular var, unutmamalı diyor...
Asırlardır, tüm zamanlarda yapılan törenler.
Bereketin içinde, toprağa dokunarak, gökle bütünleşerek…
Rüzgar bütün gücüyle döne döne eser, güneş ve ay dairesel hareket eder.
Mevsimler değişirken bir çember çizer ve başladıkları yere dönerler.
Çocukluktan yaşlılığa ve tekrar çocukluğa giden yaşam gibi.
Bu dönüş evrendeki her sesle, ritimle, ahenkle bir olmak, bütünleşmek için…
Beklemek bazen böyle büyüyüp sarıp sarmalar insanı;
merak ve beklenenin gelmeme olasılığıyla beslenen kaygılar beden diline yansır.
Akar gibi uzayan dakikalar bekleyene sonsuzluk gibi gelir...
Bulutlardan süzülen ışık zamana dokunmakla eş..
Hafif bir esinti havada, en derin karanlıkların içini gören göklerin tek efendisi güneş, uzaklaşmış…
Şimdi gecenin zamanı, ışığın değil karanlığın hızını kullananların…
Gün ışığında durdurulan duyguların, korkunun, öfkenin, rahatlamanın, uykunun zamanı…
Kuşlar, geceyi selamlıyor, karanlığın kıyısına tüneyip…
Taşlarla, kemerlerle, iplerle, adım adım emekle kurulan köprüler..
Altından sular, üstünden hepsi birbirine benzeyen hepsi birbirinden ayrı insanlar, çevresinden asırlar geçip giderken hayatın izleyicileri…
Mutluluğun dayanıksızlığını anımsatıyorlar.
Ne kadar narin, kırılabilir, değişken, her an yok olmaya yakın olduğunu.
Öte yandan göz yaşartacak yakınlık ve kararlılıkta, masum ve bembeyaz duruyorlar sessizce...
Bir geminin yavaşça uzaklaşması ayrılığı çağrıştırıyor.
Uzaklaşırken küçülen gemiler gibi uzaklaşırken küçülür sevilenler de.
Ufuk çizgisini oluşturan puslu çizgi, fotoğrafı da, taşıdığı anlamı da ikiye ayırıyor.
Giden ve kalanın farklı öykülerini düşündürüyor...
Ve kuş suya uçabilmenin anlamını öğretir…
Denize yakınlaşınca akla düşen çocukluğun o hiç bitmeyen uzun yazları…
Boşluğa bırakmak bedeni, uçmak boşlukta sonsuz gibi gelen bir an…
Ve suyun her yanını sardığını hissetmenin derin hazzı… Sonra işte her yer mavi!...
Dünyada ki en kötü yalnızlık türü,
sizi tam anlamıyla tanıyıp anlayan bir dostun varlığından yoksun olmaktır…
Böyle kısa ve eşsiz anlardır bizi çocukluğumuza, dostluğun ve yaşamın güzelliğine su damlacıklarının aracılığıyla dokunduran, dokunurken hatırlatan…
İstanbul’un sevgili Kızkulesi.
Eski bir dost, önünden geçip gittiğimiz ama orada olduğunu hep bildiğimiz.
Efsanelerin, şarkıların, şiirlerin, aşıkların kulesi..
Bilgelikle, deneyimle, kutsayan, okşayan, severek bakan;
şehrin tarihin zamanın tam orta yerinde duran, asırların tanığı…
Işıklandırılmış sessiz, derin bir hüznün sembolü…
Su…
Yalın, kadim, güçlü, sakin, öfkeli, uysal, serin, ılık…
Yaşamı başlatan, yaşamı sürdüren, döne döne gelip geçen başladığı yere dönen…
Su...
Bir yıldırım düşer yaşamın ortasına, önce ışık sonra karanlık gelir, boşlukta kalır herşey, dünya değişir…
Çok uzak olmayan gelecekten gelen ve kederli haberler taşıyan bir telgraf gibi...
Gerçeklikten tamamen kopuk ama bir yandan da kimsenin bozmak istemeyeceği bir sessizlik, huzur ve kaygısızlık var.
Acı, kaçış, içe dönüş, çaresizlik, çözümsüzlük gibi duygulardan uzaklaşmak için ıssızlığın suskun koynuna sığınmak gibi…
Mavinin mistik ve buğulu tonu da destekliyor taşıdığı anlamı.
Suyun yüzeyinde belirsiz olan ve açıkça görünen yan yana duruyor…
Huzur var mı yok mu emin olunamıyor.
Geçiş, değişim, dönüşüm anları... Sonra ardından gelen alışmayı öğrenmek…
İnsan gizeme dair engelleri kaldırınca, orada en zor olanla karşılaşıyor, kendisiyle…
Güneş, su ve rüzgarın yüzlerce yılda oluşturduğu uğultulu kayalar.
Rüzgarlar, yıldızların arasındaki karanlık geçitlerdir.
Bizi, dönüp duran kayıp boşluğa götüren.
Düşüncenin tohumlarıyla çevrelenmiş ve hayatın yaradılışının gücüyle…
Yazan : Neşe ŞAHİN Fotoğrafçı : Mustafa DEDEOĞLU | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Not Defteri...> 21.Kas.2008 Cum 17:52:38 | | fiogf49gjkf0d
Hangi yolcunun günlüğünde yazar böyle şeyler bilmiyorum ama Mülteci hayallerin kurbanıyım tamamen
Aslımı teslim etmeye giderken çaldırdım fotokopisini Manşet aldım bütün gazetelerde geri vermemek üzere
Kaybettim bendimi Bu yüzden ne zaman aynaya baksam Kendimden başka herşeyi görürüm
Ve ne kadar kimliğim varsa bu yaşama ait O derece yalnızlık çekiyorum kendi içimde
Çok yolculuklar tanıdım Çok insanlar, çok otobüsler, uzun trenler, saçma sapan nehirler Kırıkdökük evler, koltuklar, insanlar, yollar, insanlar Yollar, yollar İnsanlar ahh insanlar
Tek kişilikti benim biletim Sahip olduklarım yansımadı kimliğime 9-15 vapurundan daha vahimdi notalarım Ve koltuğum ucuz bir dış hatların kurbanıydı
Alıntı | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Renklerin Bir Ustanın Elindeki Dansı> 21.Kas.2008 Cum 17:49:17 | | fiogf49gjkf0d
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Ol Doinyo Lengai Yanar Dağı> 21.Kas.2008 Cum 17:45:00 | | fiogf49gjkf0d
gerçek renkler: Uzun süreli bir poz, volkanik zirveden akan lavların oluşturduğu kırmızı halıyı gözler önüne seriyor. Püskürük akıntılar olarak bilinen bu patlamalar genelde kötüye işaret değil; çünkü dağın içindeki buhar ve gerilmeyi yavaş yavaş dışarı bırakması anlamına geliyor. Ama Ol Doinyo Lengai,1966 ve 1993’de oldukça güçlü patlamalar da yaşadı.
lavlar ülkesi:
Natrocarbonatite lavların sertleşmiş girdapları Tanzanya’nın Ol Doinyo Lengai volkanındaki krater zeminini oyuyor. Taze siyah lavlar 24 saatten kısa bir süre içinde sertleşip önce gri sonra da beyaz renge bürünüyorlar. Bu dağ –bilim adamları Venüs’te de benzer akıntılar gömüş olsalar da- dünya üzerindeki tek aktif natrocarbonatite volkanı.
Dağın Yaşam Sıvısı: Ol Doinyo Lengai’nin kraterinden akan lav dereleri insan gözüne siyah ya da kırmızımsı siyah olarak görünür ama fotoğraf makinesinde –uzun süreli pozlarda- canlı kırmızıdır. Natrocarbonatite akıntılar (özellikle sodyum karbonat) yaklaşık 1000 derece Fahrenheit’ta yüzeye çıkarlar; yani sıcaklıkları sık rastlanan bazalt lavlarının neredeyse yarısı kadardır.
Kabarcık:
İkinci sınıf bir filmdeki canavarlara benzeyen, erimiş kayalar volkanın ağzından dışarı püskürüyorlar. “Lavların gaz tarafından püskürtülmesi, iyice sallanan bir teneke kutudaki sodanın köpürmesine benzer” diyor jeolog Barry Dawson; Dawson bu dağın lavlarını inceleyen ilk kişi. Kabarcıklar, gazların köpürmesi bittiğinde ya da lavlar sertleştiğinde yok olacaklar.
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Kitaplarla Harikalar Yarattılar..> 21.Kas.2008 Cum 17:34:41 | | fiogf49gjkf0d | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Süper Helezonik Fotolar...> 21.Kas.2008 Cum 17:32:10 | | fiogf49gjkf0d | |
| |