ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
29 Nisan 2024, Pazartesi 15:18   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<1...100...200...300...400...500...586587588589590591592593594595596 597598599600601602603604605606...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:35:52
fiogf49gjkf0d
İskenderiye Feneri


Mısır da İskenderiye Limanı nın karşısındaki Pharos Adası üzerine yapılmıştı. Romalılar Mısır ı ele geçirdikten sonra burada Ptolemaios (Batlamyus) olarak anılan bir devlet kurmuşlardı. İnşaası M.Ö. 285-246 yılları arasında süren Fener, bu devletin ilk iki kralı Ptolemy-Batlamyus-Soter ve Ptolemy tarafından yaptırılmıştı.

Kaidesi ile birlikte 135 metre yüksekliğinde olan fener, beyaz mermerden yapılmıştı. Tepesinde bulunan, tunçtan yapılmış büyük bir ayna 70 kilometre uzaklıktan görülüyor ve limana giren gemilere rehberlik ediyordu. Üç bölümden oluşan fenerin mimarı Knidos lu Sostratus tur. Alt bölümü dikdörtgen şeklinde ve yaklaşık 55 metre yüksekliğindeydi. Orta bölüm, yukarıya doğru giden rampası olan bir silindir şeklindeydi. Yaklaşık 27 metre yüksekliğindeydi. Üst bölüm ise silindir şeklindeydi ve üzerinde alevin bulunduğu bir odası vardı.

İskenderiye Feneri, antik çağın yedi harikası içinde günlük yaşam için kullanılan tek eserdir. Ayrıca yedi harikanın ve gelmiş geçmiş deniz fenerlerinin en yüksek olanı da bu fenerdir. Üst kısmı M.S. 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302 de başka bir depremde yıkıldı. 1500 yılında ise bu yapıya ait kalıntılar tamamen yokoldu.

Üzerinde inşaa edildiği adadan dolayı Pharos olarak anılmış ve bu kelime bir çok dile yerleşmiştir. İspanyolca, Fransızca ve İtalyancada Pharos, deniz feneri anlamına gelmektedir. Yıkılmadan önce yapılan resimleri, dünyadaki deniz fenerlerine yüzlerce yıldan beri örnek olmuştur.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:32:22
fiogf49gjkf0d
Rodos Heykeli


Rodos un ilk sakinleri olan Dor lar, Argos tan gelen denizci bir kavimdi ve güneş ilahı olan Helios a taparlardı. Dor lar Rodos ta en parlak devrini M.Ö. 3. asırda yaşayan bir medeniyet kurdular. Mısır ve Fenike nin ürünlerini alıp satarak zengin oldular. Adayı kültür-sanat merkezi, güzel konuşma ve felsefe okulu haline getirdiler.

Dor lar, Makedonya Kralı Demetrios la yaptıkları bir savaşı kazandıktan sonra, zafer anıtı olarak ve ilahları Helios a şükran borçlarını ödemek için, Rodos limanının girişine büyük bir Helios heykeli yaptılar. M.Ö.281-280 yılında yapılan 32 metre yüksekliğindeki bu tunç heykel, elinde bir meşale tutuyordu. Bu haliyle Newyork limanındaki Hürriyet Heykeli ni andırıyordu. Rodoslular bu heykelin kendilerini ve adayı koruduğuna inanırlardı. Bu nedenle her yıl "Helicia" denilen şölenler düzenler, bu heykelin dibinde dört atlı bir arabayı denize atarlardı. İnanışlarına göre, Helios böyle bir arabayla dünyayı dolaşarak insanları gözetlerdi.

Rodos heykeli ancak 50 yıl ayakta kalabilmiş ve M.Ö. 223 yılında bir depremde yıkılmıştır. Rodos Kolossosu da denilen bu anıtın heykeltıraşı Lindos lu Khares ti. Lindos, Rodos adasının üç büyük kasabasından biridir.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:30:44
fiogf49gjkf0d
Zeus Heykeli









Eski zamanlarda Yunanlılar ın en büyük festivali, "Tanrıların Kralı Zeus" onuruna düzenlenen Olimpiyat Oyunlarıydı. Bugünkü Olimpiyat oyunlarına benzeyen bu müsabakalarda Anadolu, Suriye, Mısır, Yunanistan ve Sicilya dan atletler yarışırlardı. Olimpiyatlar ilk kez M.Ö. 776 da başladı. Oyunlar 4 yılda bir düzenleniyordu ve Yunan şehir devletlerinin bütünlüğünü sağlamaya yardımcı oluyordu. Yunanlılar, Yunanistan ın batı kıyısında Peloponnesus denen bölgedeki Olimpos ta Zeus adına bir tapınak yaptırmışlardı. Kutsal oyunlar süresince, şehir devletleri arasındaki savaşlar kesiliyor ve oyunlar için Olimpos a (Olympia) gidecekler için güvenli bir geçiş imkanı sağlanıyordu.
Oyunların yapıldığı yerde bir stadyum ve kutsal bir koruluk vardı. Yunanlılar ilk zamanlarda basit bir yapısı olan tapınağın yerine, zaman içinde oyunların öneminin artmasıyla, yeni ve tanrıların kralının adına yaraşır bir tapınak yapmak istediler. Bunun için Elis li Libon yeni bir tapınak yapmaya başladı ve M.Ö. 456 da Zeus tapınağı bitirildi.

Tapınak dikdörtgen bir platform üzerine inşaa edilmişti. Binanın yanlarında yeralan 13 adet büyük sütun, tavanı destekliyordu. Her köşede 6 adet sütun vardı. Üçgen şeklindeki tavan heykellerle doldurulmuştu. Kolonların üzerindeki pedimentler, Heracles in heykelleriyle süslüydü. Tapınağın içerisinde tanrıların kralı Zeus un görkemli bir heykeli yeralıyordu.

Heykeli, Atina daki Parthenon tapınağı için Athena heykelini yapan Phidias yapmıştır. Heykel tapınağın batı ucuna yerleştirilmişti. 7 metre genişlikte ve yaklaşık 12 metre yüksekliğindeydi. Zeus, özenle hazırlanmış tahtında oturur şekildeydi. Başı neredeyse tavana değiyordu. Sağ elinde zafer tanrıçası Nike ı tutuyordu. Sol elindeyse üzerinde çeşitli metallerden kakmalar olan ve üzerinde kartal olan bir hükümdar asası vardı. Altın, abanoz, fildişinden yapılmış olan ve değerli taşlardan kakmaların bulunduğu Zeus un oturduğu taht, heykelin kendisinden daha etkileyiciydi. Üzerinde, Yunan tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvanların oyma figürleri yeralıyordu.

Heykelin derisi fildişinden, sakalı, saçları ve elbisesi altındandı. Tasarım, bir ahşap çerçeveye altın ve fildişi levhaların tutturulmasıyla yapılmıştı. Olimpos un havası çok fazla nemliydi. Bu yüzden fildişi levhaların çatlamaması için tapınağın altındaki özel bir havuzda bulundurulan bir yağ ile sürekli yağlanıyordu.

Roma imparatoru Theodosius I, M.S.255 yılında, bir dinsiz adeti olduğu gerekçesiyle olimpiyatları durdurdu. Daha sonra zengin Yunanlılar, heykeli Bizans a taşıdılar. Heykel, M.S.462 yılında çıkan bir yangında yokoldu.

Olimpos ta 1829 da Fransızlar tarafından burada bulunan bazı heykel parçaları Paris te Louvre müzesinde sergilenmektedir.

Bugün, bölgedeki stadyum restore edilmiştir. Zeus tapınağıyla ilgili birkaç sütun haricinde hiçbir şey kalmamıştır. Heykel ise tamamen yokolmuştur. Ancak, o döneme ait bulunan paralar üzerindeki resimlerden, mabedin şekli hakkında ipuçları elde edilebilmiştir.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:27:34
fiogf49gjkf0d
Yerebatan Sarayı


İstanbul da eskiden kalma büyük sarnıçtır. Yerebatan Sarayı adıyla anılan Bazilika Sarnıcı, İstanbul da Ayasofya ile Cağaloğlu arasında bulunan büyük bir sarnıçtır. Günümüzde de içinde su bulunan bu büyük kapalı sarnıç, kentin su ihtiyacını karşılamak üzere îlkçağ da yapılmıştı.



İstanbul, tarihin bütün çağlarında güçlü devletlerce hep ele geçirilmek istendiği için Bizans imparatorları kentin birçok yerinde sarnıçlar yaptırarak kuşatma sırasında halkın su ihtiyacını karşılarlardı. Yerebatan Sarnıcı, VI. yüzyılda imparator İustinianos tarafından yaptırıldı. Sarnıcın suyu 19 km uzaklıktaki Belgrat ormanından Cebeciköy Kemeri ile getiriliyordu. Sarnıç, Osmanlı devrinde de uzun süre hizmet görmüştür.

80,000 Metreküp Su

Yerebatan, oldukça büyüktür: uzunluğu 140 m, genişliği 70 m, yüksekliği 8 m. Bu boyutların içi yaklaşık olarak 80,000 metreküp demektir. Sarnıcın üstü kapalı olduğu için tavanı tutmak üzere 12 sıra halinde 4 er metre aralıkla dizilmiş 336 sütun bulunmaktadır. Sütunların boyu 8 metredir.

İstanbul da, Yerebatan dan başka iki önemli kapalı sarnıç daha vardır. Bunlardan biri Sultanahmet le Çemberlitaş arasındaki çocuk parkının altında bulunan Binbirdirek Sarnıcı, diğeri Büyük Postahane nin arkasında Acımusluk Sokağı ndaki İsa Sarnıcı dır. Her ikisi de bugün depo olarak kullanılmaktadır.


Açıkhava Sarnıçları

Eskiden İstanbul da açıkhava sarnıçları da çoktu. Bunların en önemlileri Aetius,
Mocius ve Aspar sarnıçlarıdır. Aetius Sarnıcı Edirnekapı dadır; boyutları 244x85x8 metredir. Şimdi Çukurbostan denen Mocius Sarnıcı, Kocamustafapaşa dadır; boyutları 170x147x10,5 metredir. Aspar Sarnıcı, Sultanselim Camii nin yanındadır (152x152x10,8 metre).

Binbirdirek

İstanbul da Divanyolu nun arkasındaki çocuk parkının altında bulunan eski bir sarnıçtır. Ne zaman yapıldığı kesin olarak belli değildir. Kullanılan tuğlalara bakılırsa İustinianos devrinde veya daha önce yapıldığı söylenebilir. Uzunluğu 64 m, genişliği 56,4 m, yüksekliği 14,5 m dir. içinde 14x16 sıra halinde 224 sütun vardır. Yüksekliğin fazla olması nedeniyle sütunlar iki kattır. Sarnıcın su sığası 325,000 metreküptür. Yol düzeyindeki 10 pencere sarnıca aydınlık verirdi. Osmanlı döneminde burası ipekçilere verilmiş, içine ipek ve iplik tezgâhları kurulmuştu.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:26:11
fiogf49gjkf0d
Kral Mausoleus un Mezarı


Halikarnas Mozolesi, Dünyanın Yedi Harikası olarak kabul edilen eserler arasında, Türkiye’de bulunan iki harikadan biridir. Halikarnas’taki (Bugünkü Bodrum) bu mermerden yapılmış dev mezarda İÖ.353 te ölen Pers İmparatorluğu’nun ünlü ve uzak krallarından Mausolus ve eşi Kraliçe Artemisia’nın yattığına inanılır. Bugün birçok dilde benzer bir ses yapısıyla kullanılan “mozole” kelimesi de bu kralın adından türemiştir. Heykeli yaptıran Kraliçe Artemisia’nın kendisidir. 135 foot yüksekliğindeki mezar, Yunan mimarlar Satyrus ve Pythius tarafından biçimlendirildi. Mezarı çevreleyen frizlenin yapımında ise dönemin dört ünlü heykeltraşı çalıştı. Dikdoörtgen prizma biçimindeki mozolenin üst kısmı da piramit biçiminde bir çatıyla kaplıdır. Mozolenin en tepesinde ise dört atın çektiği bir araba bulunur. Arabanın içinde oturanlar ise elbette kral ve kraliçedir.

Mezarın kaidesi 25 x 30 metre idi ve İyon stilinde sütunlarla süslenmişti. Tepesinde 4 atlı bir zafer arabası bulunuyordu. Basamaklı bir piramit görünümündeydi. Anıtın, araba heykeliyle birlikte yüksekliği 45 metreyi geçiyordu. Duvarları kabartmalarla süslüydü. Sütunlar arasında birçok güzel heykel vardı.

MÖ 353 yılında mozolenin yapımı tamamlandığında, büyüleyici beyazlıktaki mermer eserin ünü tüm antik dünyaya yayıldı. Ancak, 15. yüzyılın başlarında gerçekleşen bir depremde büyük hasar gören eser, zamanla yıkıldı. Bugün sadece temelleri ve frezeninin bazı parçaları bulunuyor. Frizlerin önemli bir kısmı, ait oldukları topraklardan koparılmış ve Londra’daki The British Museum’a götürülmüştür.




manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihi Eserler>
  24.Eyl.2008 Çar 17:24:57
fiogf49gjkf0d
Artemis Tapınağı



Artemis Tapınağı nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356 da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.




manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Çanakkale Savaşı Albümü>
  24.Eyl.2008 Çar 17:08:38
fiogf49gjkf0d



14 Ekim 1915 günü Mustafa Kemal in milletvekillerine savaş alanında bilgi verdiği geziden bir başka görünüş










Kaiser Wilhelm II nin Sultan Reşad ı ziyareti. Kaiser in solundaki Enver Paşa.










Çanakkale Boğazı nın Anadolu yakasında Fransız mezarlığı. Fransız birliklerine ilk çıkarma alanı olarak boğazın Anadolu yakası gösterilmişti









.

Mayıs 1915 te yapılan anlaşma gereğince çarpışmalarda ölen askerlerin gömülmesine başlanmıştır. İngiliz, Anzak, Fransız ölülerinden 11.000 i resimde görüldüğü gibi özenli mezarlıklara gömülmüş, önce ölen 30.000 asker ise Türk şehitlerle beraber toprağa karışmıştır.










İngiliz zırhlısı ateş halinde










Majestik zırhlısı batarken (27 mayıs 1915)










29 Nisan 1915 te Anzak ları takviye için W kumsalına çıkarma yapan İngiliz birlikleri










"Nile" gemisi ile çıkarma sahasına getirilen İngiliz askerleri











Swiftsure, Helles Burnu önlerinden Türk Mevzilerini bombalarken










Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar da yaptığı başarılı savunma savaşlarıyla savaşın kaderini değiştiren komutan Kur. Alb. Mustafa Kemal Çanakkale de Siperde (1915)






Çanakkale de savaşan komutanlardan bir grup:Önde oturanlar (sağdan); Hulusi ve Nazmi Beyler, Ayaktakiler (sağdan); 3. Kor. K. Esat (Bülkat) Paşa, Anafartalar Grubu K. Kur. Alb. M. Kemal Bey, Rüştü Bey. Arkadakiler (sağdan); Güney Bölge K.lığı danışmanı Kur. Alb. Kannengiesser Bey, soldan bozyakalı Wilmer Bey, daha geride Kor. Kur. Bşk. Yb. Fahrettin (Org. Altay) Bey, kalpaklı şahıs Kur. Kemal (ohri) Bey, yüzünün yarısı görülen Grup. Kur. Bşk. İzzettin (Org. Çalışlar) Bey.






Çanakkale deki Türk birliklerinden 3. Kolordu ve Kuzey Grubunun komutanı Tuğg. Esat (Bülkat) Paşa Gelibolu Yarımadası ndaki karargahında (1915)





.
Başkomutan Vekili Enver Paşa komutanlarla Çanakkale de denetlemede (1914 sonraları






Çanakkale cephesini yöneten 5. Ordu karargah subahları: Ayaktakiler (sağdan); İkinci Ordu Kur. Bşk. İsmet (İnönü) Bey, Yaver Ütğm. Asım Bey, Liman von Sanders in yaveri süvari Bnb. Perike, 5. Ordu Kur. Bşk. Alb. Kazım Bey, 1. Ordu Kur. Bşk. Alb. Şükrü Bey, 2. Ordu Sıhhiye Bşk. Dr. Refik Münir Bey, Oturanlar (sağdan); Bahriye Nezareti Kur. Bşk. Yb. Rauf (Orbay) Bey, Güney Grubu K. Tuğg. Vehip Paşa, 5. Ordu K. Müşir (Mareşal) Liman von Sanders, Çanakkale Kor. K. Tuğg. Esat Paşa, Sıhhiye Dairesi Bşk. Tuğg. Dr. Süleyman Numan Paşa, İstanbul Merkez K. Tuğg. Cevat Paşa






General Hamilton (İng.) ve General Gouraund (Fr.) durum değerlendirmesi yaparlarken (1915). Fransız general ülkesine Çanakkale de bir kolunu kaybederek dönecektir.






Alman ve Türk Paşalar Gelibolu Yarımadası ndaki tabyaları denetliyor (1915)






18 Mart 1915 Çanakkale deniz savaşlarında 215 okkalık (275 kg) top mermisini sırtında taşıyan er Edremit-Havranlı Mehmet oğlu Seyit






Anafartalar Grup Komutanı M. Kemal muharebe arkadaşlarıyla (1915). Soldan; Kur. Bşk. Yb. İzzettin (Org. Çalışlar), arkasında Kur. Yzb. Tevfik (Kur. Alb. Bıyıklıoğlu), Grup K. Kur. Alb. M. Kemal, Dr. Hüseyin, Süvari Yzb. Pertev, Kur. Yb. Neşet (Bora), Süvari Ütğm. Saim (Korg. Önhon), Yzb. Hamit, Ütğm. Zeki (Org. Doğan)

Çanakkale de kullanılan Torpil Toplarından biri.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Bir Doğa Harikası Camili Köyü>
  24.Eyl.2008 Çar 16:55:29
fiogf49gjkf0d


Artvin deki Camili Köyü, UNESCO İnsan ve Biyosfer Programı koruma ağına alındı. Bitkileri, hayvanları, ormanları ve çevreye duyarlılığıyla dikkat çeken köy, Türkiye den bu ağa dahil edilen ilk ve tek yer.



Karar, UNESCO nun haziran ayı toplantılarında alınmıştı. Toplantıda Camili ile birlikte, 17 ülkeden 22 yer daha koruma altındaki biyosfer rezervi içeren bölge ilan edilmişti.



UNESCO bu projeyle dünyadaki biyolojik çeşitliliği korurken ekonomik kalkınmanın ve kültürel değerlerin devamlılığının da sağlanması için temel bir yaklaşım oluşturulmasını hedefliyor...



Camili Artvin ili Borçka ilçesinin kuzey doğusunda Türkiye Gürcistan sınırında yer almaktadır.Borçkaya uzaklığı 45 km Artvin e uzaklığı 75 Km dir. Borçka ilçesi ,Trabzon havaalanına 230 km Erzurum havaalanına 280 km uzaklıktadır.



Havza içerisinde ekoturizm amacı ile gelenlerin konaklayabileceği yer olarak pansiyonlar ve küçük oteller vardır.



Yürüyüş yolları ve doğa gözlem noktaları mevcuttur.




manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Doğanın Mücevherleri>
  24.Eyl.2008 Çar 16:46:04
fiogf49gjkf0d
































































manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Jindo Denizi Gelgit Festivali>
  24.Eyl.2008 Çar 16:34:57
fiogf49gjkf0d
Deniz Ortadan İkiye Ayrıldı !! Hz Musa mucizenin aynısı bugün yaşanıyor Deniz ikiye ayrılıyor ve insanlar denizin içinden karşıya geçiyor? Bakın nerede



Hazreti Musa nın Kızıldeniz i ortadan ikiye ayırdığı mucizenin bir benzeri Güney Kore de yaşanıyor



Güney Kore de bulunan Jindo adası dünyanın en şaşırtıcı doğal olaylarından birisine tanıklık ediyor



Denizde yaşanan Med-Cezir sırasında deniz iki taraftan çekiliyor ve kara ortaya çıkıyor



Ortaya çıkan kara 28 kilometre uzunluğunda ve 40 metre eninde Görüntü aynen Hazreti Musa nın Kızıldeniz i ortadan ikiye yardığı olayı hatırlatıyor



Med- Cezir tarihlerinde adada artık geleneksel olarak bir festival düzenleniyor



Güney Koreliler festivale adeta adaya akın ediyor



Milyonlarca insan denizin çekilmesiyle birlikte ortaya çıkan bu yoldan adaya yürümek için burada toplanıyor
Milyonlarca insan denizin çekilmesiyle birlikte ortaya çıkan bu yoldan adaya yürümek için burada toplanıyor Ancak Güney Koreliler e göre bu olayın med cezir olduğuna inanmıyorlar



Efsaneye göre Jindo Adasında yaşayan köylüler sık sık kaplanların saldırılarına uğruyorlardı



Günün birinde kaplanlar bütün köyü kuşatınca köyde yaşayanlar can havliyle adanın komşusu olan Modo adasına yüzdüler



Bu arada köyün en yaşlı kişisi olan bir kadın yüzme bilmediği için Modo Adasına gidemediSahile kadar yürüyen bu kadın, adaya geçemeyeceğini anlayınca Allah a dua etti



Duası kabul olan bu kadın için o gün denizden bu yol açıldı



Yüzme bilmeyen yaşlı kadın bu yoldan yürüyerek karşı adaya ulaştı ve kaplanlardan kurtuldu



O günden bu yana bu efsane için adada toplanan Koreliler, aynı yolu yürüyerek geçerek Allah a dua ediyorlar



Jindo Denizi Gelgit Festivali organizatörleri ise Guiness Rekorlar Kitabı na kaydettirmeyi amaçlıyorlar
<<1...100...200...300...400...500...586587588589590591592593594595596 597598599600601602603604605606...700...800...900...983>>