ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
9 Mayıs 2024, Perşembe 02:04   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler > Aşk ve Sevgi üstüne
forum sohbet oyun basliklari
   Hasretler Ayrılıkla Başlar....
 <<1...1011121314151617181920 21222324252627282930...41>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  22.Oca.2009 Per 13:17:16sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Ömrün gecesinde sükun..

                 Aydınlık boşanan bir seldi avuçlarından..

Bir masal meyvası gibi paylaştık Mehtabı kırılmış dal uçlarından..

BURSA DA ZAMAN

Bursa da bir eski cami avlusu ,
Küçük şadırvanda şakırdıyan su ;
Orhan zamanından kalma bir duvar ...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü .
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden .
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilâhisi ..

Bir zafer müjdesi burda her isim :
Sanki tek bir anda gün , saat , mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın .
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle .
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası ,
Muradiye , sabrın acı meyvası ,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer ,
Türbeler , camiler , eski bahçeler ,
Şanlı hikâyesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Nakleder yâdını gelen geçene .

Bu hayâle uyur Bursa her gece ,
Her şafak onunla uyanır , güler
Gümüş aydınlıkta serviler , güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin .
Başındayım sanki bir mucizenin ,
Su sesi ve kanat şakırtılarından
Billûr bir âvize Bursa da zaman .

Yeşil türbesini gezdik dün akşam ,
Duyduk bir musiki gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur an sesini .
Fetih günlerinin saf neşesini
Aydınlanmış buldum tebessümünle ..

İsterdim bu eski yerde seninle
Başbaşa uyumak son uykumuzu ,
Bu hayâl içinde ... Ve ufkumuzu
Çepçevre kaplasın bu ziya , bu renk ,
Havayı dolduran uhrevî âhenk ..
Bir ilâh uykusu olur elbette
Ölüm bu tılsımlı ebediyette ,
Belki de rüyâsı bu cetlerin ,
Beyaz bahçesinde su seslerinin ...

                                      Ahmet Hamdi Tanpınar 

Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin..

                         Sen ülkemin yaz geceleri gibisin..

Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında,beni unutma..

  Ahh!Saklı gülüm..

Sen hem zor,hem güzelsin..

       Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın..

Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi..

                               Sen memleketim kadar güzelsin..

                                                       Ve Güzel Kal..

 

 

 

                                                                                        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

llllTuGRuLllll

llllTuGRuLllll resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  22.Oca.2009 Per 13:37:27sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Bir dilin, bütün Sözcüklerini kullansam seni Tarif Edemeyeceğimi biliyordum...                                                                                     Ulaşılmaz oldun hep dokunmak hissetmek ve doya doya yaşamak isterken seni...                                                                         Sen bir uçurumun gülüydün, ellerimi Her uzattıgımda binnn kırıkla geri döndüm...                                                                    Yasaların bile tarif edemeyeceği birşeydin sen...                        Şimdi Bildiğim Tek Şey İse;                                                               ASLA AMA ASLA                                                                                                        VAZGECEMEYECEĞİMDİR                                                            SENDEN...
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  23.Oca.2009 Cum 13:04:25sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Şimdi gittiğin gibiyim bu şehirde..

      Sancılanır sensiz her saat yüreğim..

           Bir düş gibi büyürsün ıslak gecelerimde..

                         İnadına SEVER İnadına ÖZLERİM..

Şimdi yaslı dağlar gibi şu yokluğun..

     Baktığım yolda kaldı yorgun gözlerim..

        Sen benim birtanem gönlümde efsanem..

                        İnadına SEVER İnadına ÖZLERİM..

Ben, bu yaşanılanları hak etmedim"...

Elimizde kalan kırık dökük her öyküye bakıp da başka öykülere öykündüğümüz anlarda, hiç tereddütsüz ve bir o kadar telaşsız bir şekilde dökülür dudaklarımızdan: "Ben, bu yaşanılanları hak etmedim"...

Çocukken kurduğumuz hayallerin hiçbirinde kötü kalpli cadı veya prensesi öldüren hain avcı rolünü kendimize layık görmediğimizdendi belki, en temiz, en masum, en beyaz hayatların bizimki olacağına dair inancımız...

Hiçbirimiz, hayatın bizi getirip bırakacağı bu noktayı öngörmedik kendimize.

"Biliyor musun" diye başlamıştı söze, gözlerime hiç bakmadan elindeki bir demet papatyanın yapraklarında gezdirirken gözlerini: "İnsan, en büyük yalanlarını hep kendine saklarmış"...

Elindeki kitabı masanın üzerine koyup orta sayfalardan birini açtığında, sanki kendi sözlerini satırlarda yineliyormuşçasına fısıldadı: "Yalan, iki türlüdür. Birincisi; başkalarına söylediğimiz yalanlar. O kadar tehlikeli değildir bu. İkincisi; insanın kendine söylediği yalanlar. Öyle inanırız ki kendi yalanlarımıza, kendi yalanımızın gelip bizi kuşattığını, boğduğunu fark etmeyiz bile. Asıl tehlikeli olan budur!"

Düşündüm...

Bizi, kendi kendimize yalan söylemeye iten öykünün kapağı aralandığında, hangi göz değmemiş satırlarla karşılaşılabileceğini düşündüm...

Aslında hiçbirimiz fark edemedik; bize en büyük kötülüğü, büyük bir inançla sarılıp sahiplendiğimiz masallar yapmıştı.. Biz, fark edemediğimiz en büyük yalanımızı, kendimizin bir masal kahramanı olduğuna inanmaya başladığımız an söyledik. Ve yine biz, yani ki denizkızlarının varlığına inanarak büyüyen talihsiz çocuklar, büyük bir yanılgıyla okyanusları arşınlamaya başladığımız noktada düşmüştük en büyük yanılgıya. Bütün bir ömrü beyhude yere hayalindeki denizkızını bulmak için uçsuz bucaksız sularda tükettikten sonra limana dönen gemici misali, ömrümüzün en beklenmedik zamanında fark ediverdik; denizkızları, çocukluğumuzun o sıcak masallarında kaldı.

Gerçekle yüzleşmenin ne kadar soğuk ve bir o kadar yakıcı olduğunu bilenler anlarlar, yitirilen düşlerin bir anda nasıl hem buz kestirip hem de kavurduğunu ellerimizi, gözlerimizi, diz kapaklarımızı...

Çocukluğunu masallara inanarak geçirmiş şimdinin yetişkinleri, yüzlerine vuran o soğuk rüzgarlarla sıçramanın düş dünyasından, nasıl da simsiyah bir inançsızlığın ortasına sürüklediğini iyi bilirler.

İşte tam da o an, denizkızlarının sadece masallarda yaşadığı gerçeğiyle yüzleşip de okyanuslarda boşa tükettiğimizi gördüğümüzde ömrümüzü, iki avucumuza ağlamaklı gözlerle bakıp fısıldıyoruz kendi kendimize: "Ben, bu yaşanılanları hak etmedim"...

Oysa ne güzel yazıyordu o satırlarda: "Hayatın yüzde onu başıma gelenler, yüzde doksanı bunlara verdiğim tepkidir" diye...

Ve ömrümüzün bol yıldızlı bir gecesinde (yine bir anda) anlayıveriyoruz ki; "Ben, bu yaşanılanların hepsini hak ettim"...

Kendi seçimlerimizin bizi getirip bıraktığı noktaysa eğer isyan edişimiz, en büyük isyanımız kendimize olmalı; kendi yalanlarımızda boğulup gittiğimiz için.

Şimdi yeni öyküler yazmak yerine, oturup kendi öykülerimizi gözden geçirmeliyiz belki de.

Hastayım...

Yorgunum...

Seni bekliyorum...

Zaman, akışta...

Fırtınalı deniz gibiyim..Kabardıkça kabarıyorum..Acılarla boğuşuyorum..

                            Beni sevmek cesaret ister..

Bazen bulut gibi dolarım..Bazan barut gibi olurum..Bazan volkan gibi kaynarım..

                            Beni sevmek cesaret ister..

Sanırsınki kaf dağı benim..Sanırsınki kalpsiz biriyim..Sanırsınki sevmeyi bilmem..

                            Beni sevmek cesaret ister..

Çılgınlık var benim kanımda..Ferhat,Mecnun neki yanımda..Leylam olmak istiyorsunda..

                            Beni sevmek cesaret ister..

Saçak altına sığınmış
göçmen kuşun
kar tanecikleri arasında
düşen beyaz tüyünü de
görebilmek

İşte
sevmek

 

 

                                                                                        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  24.Oca.2009 Cmt 00:57:33sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

constantinopolis, ta ki VI. yuzyilin kenti…hagi sophia’nın parıldayan yıldızı Dogu Roma’nın heryerden kıskanılan kalbi,1453 ile birlikte Osmanlı’nın ortadoguya yonelttigi ışıltılı mucevheri.anlamaz sokaklarnda gezmeyen senin ne oldugunu. ve anlamaz sokaklarına usumeyen senin ne manalar gizledigini…sen istanbul’sun…hayallerin istanbulu ve istanbulların hayali...

 

 

Hadi git bana biraz İstanbul getir .

.. ve paylaştır her bir semtini her bir güzele ..

Hadi git bana bir avuç İstanbul getir .

Fatih denince akla Fatih Sultan Mehmet gelsin . Sadece onun , sevgililer sevgilisinin iltifatlarına nail olabilmek için henüz on üç yaşında yastığına İstanbul un haritasını çizen Sultan Fatih gelsin akla . Sonra yavuz gelsin . Dünyalara meydan okuyan , kul gibi yaşayan ve bu dünyanın velvelesinden sıkılıp Mevla ya kanat açan Sultan Selim gelsin akla .

Eyüp denince hemen o gelsin akla . Sevgilinin gül cemalini görmüş , gül hatırını almış , onu evinde misafiri yapmış , İstanbul için savaşmış biri çıksın ortaya . O gelsin aklımıza ve Rasulüllahın mihmandarı Eyüp sultan gelsin meydana ..

Üsküdar dan yükselen ezan sesleri kaplasın sahili . Bir sevdalılar beldesi olarak üsküdar gelsin akla ve onun bir zamanlar kadı Mahmut u , sonra derviş Mahmut u , daha sonra ise Üsküdar ın bir tanesi olarak Aziz Mahmut Hüdayi gelsin aklımıza .. Hani bir keresinde hocasının abdest suyunu göğsüne basarak aşkının ateşiyle ısıtmıştı ya suyu .. İşte o su kadar sımsıcak Üsküdar bir başkadır gönüllerde ..

Ah İstanbul ...

Hadi git bana kendini getir .. Bana bir aşığın gözyaşlarıyla ıslanmış dudakları kadar temiz ve sıcak kendini getir . Bir dünya harikası Sultanahmet inle , Mimar Sinan denince akla gelen onca tarihinle , türbelerinle , caddelerinle , sokakların la ve her şeyinle gülerek gel .

Ama Hayır ! ..

Böyle geleceksen hiç gelme . Kendine gel sonra gel .

İstanbul kendini anlat bana . Niçin mahzun gibisin ? Neden eskiden olduğu gibi gülmüyorsun ? Yakışmıyor sana gülmemek . Yakındığın şey nedir ? Bu kadar elem ve kederin neden ?

Söyle İstanbul ..

Biliyorum insanların yüzünden . İnsanlar olarak kirlettik seni ve layık olamadık güzelliğine . Caddelerin şehvet kokuyorken , sokakların beton yığınları arasında kaybolmuşken , hepsi birer şaheser değerindeki camilerinde üç beş ihtiyar huzura dururken , sahibin fatihin türbesi yanında zamanın güya delikanlıları ve hanımefendileri sarmaş dolaş sevişirken , kimileri ezan sesini duymamak için pencerelerini sıkı sıkı kapatırken , içinde pisliğin ve rezaletin en alası işlenirken gülemezsin elbette .

Fakat içindeki bir kaç iyinin hürmetine , sabah namazlarında ışıkları yanan bir avuç cennet sevdalısının hatırına ve sırf seni sevdiği için , İstanbul sırf senin için gecenin zifiri karanlığında semaya dönen kalplerin döktüğü gözyaşları için Sen Ağlama ..

Onlar ağlar senin yerine .. Biz ağlayalım ağlayamadığımıza ..

Affet bizi İstanbul ...

Haydi gül

GÜL İSTANBUL ....

 

 

İSTANBUL U DİNLİYORUM

İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul u dinliyorum.
                    
                                         Orhan Veli
 
 
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  24.Oca.2009 Cmt 14:19:36sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince.. 

      Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün..

           Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine..

                 Ve usulca akmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün..

aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da.

Uzun bir hastalık gibi.

Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi.

Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı,

Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi.

Bitti.



Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da..



Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi.

Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır.

İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım.

Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim.

Belki bir yağmur yağar akşama doğru.

Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım.



Aşk da bitti diyordu ya bir şair

Aşk bitti işte tam da öyle ..

                                        Ahmet Telli..

Aşk donuklaşmış..
  Pencereler yağmura hapsolmuş..
Uzaklardaki sesin, ya da yanıbaşımdaki sesin.. 
      Yağmuru bölüyor..
Belki beni çağırıyor, belki katı ruhumu.. 
               Sarhoşluk bu olsa gerek, Ya da okyanusun dibi gibi birşey..
     Tek fark aşk donuklaşmış...

Aşklar mı diyordun,Anladım.. Senin incindiğin,
   Benimse.. 
                  Yollara düştüğümdür yeniden..

 

 

 

                                                                                        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2009 Pzr 13:03:25sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Yoldan geçen yabancı..!

      Sana nasıl istekle baktığımı bilemezsin..Sen aradığım erkeksin,ya da aradığım kadın (Sanki bir düş görüyorum)..Bir yerde,tatlı bir yaşam geçirmiş olacağız seninle..Her şeyi hatırlıyorum,hepsi yeniden canlanıyor gözümde..Yan yana yürüyoruz,akıcı,sevgi dolu,içi dışı tertemiz,olgun..Benimle büyüdün sen,küçük bir oğlan ya da küçük bir kızdın benimle..Ben yemek yedim seninle,ben uyudum seninle..Seninle konuşmasamda bir şey değişmiyor,tek başıma oturduğum,ya da gece tek başıma uyandığım zamanlarda seni düşünüyorum..Bekliyorum,seninle gene buluşacağız,kuşkum yok bundan..

                 Seni Hiçbir Zaman Yitirmemeye Bakıyorum..

O çocuk ben çocuk..

    Memleketimiz O Deniz Ülkesiydi..

                Sevdalı değil Karasevdalıydık..

Ben ve Annabel Lee;Göklerde uçan melekler bile kıskanırdı bizi..

Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.

O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.

                                                     Edgar Allen Poe..

 

Sen beni sevdikçe eyy yar..Derdim artar daima..

     Çünki beni sevsende güvenmezsin bana bilirim..

Ama artan herşeyle birlikte yanlışlıkta artar..Mesela..!

          Her su gözyaşı olur..

              Her dönem bir hazin geçiş..

Suya boşversem yanılsama,aya baksam bir bulut..

                     Sevgisizlikle Birlikte Yanlışlığın Hükmü Başlar..

Ve..Deniz,benim eskiden yaptığım gibi..Aynasını odamın tavanında dolaştırıp..Beni kızdırmaktan Hoşlanır..

 

 

 

                                                                                        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Oca.2009 Pzt 00:36:00sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Büyük bir kelimedir. Oysa...
İçinde açıklama, kırgınlık, pişmanlık,
hayret, küskünlük ve daha bir dolu duygu barındırır.
Bazen tek başına koca bir paragrafı açıklamaya bile yeter...

"Oysa" dersiniz...

Oysa;

"böyle değildi başlangıçta,"
"beni sevdiğini söylüyordu,"
"başaracağından emindi,"
"çok güveniyordu kendine,"
"yağmur yağmayacak, bir değişiklik olmayacak, verilen sözler tutulacak demişlerdi,"
"burada olacağını söylemişti;"
"yapabilirim, yetişebilirim, toparlayabilirim sanıyordum,"
"çok uzak değil diye düşünüyordum,"
"başka türlü hayal ediyordum,"
Başına getireceğiniz her "oysa" anlaşılır bir burukluk taşımaktadır okuduğunuz şu cümlelerde...

Ölüm oracıkta duruyor, kapının kıyısında.
Kimine 80 yıllık bir renkli ömür veriyor,
kimini yirmisinde alıyor.

Oysa...

Oysa herkes hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor.
Bu yüzden hiçbir yere götüremeyecekleri "taşınmazlar" için diş biliyor, tırnak bileyliyorlar.

Bu yüzden hiç sakınmadan nefret ve öfke kusuyorlar.
Bu yüzden sadece kendilerine bakıyorlar, "iç" lerine hiç göz atmadan...

Oysa kısacık hayat.
Kendisine verilenin nasıl alındığını anlamıyor bile insan...

Bugün bir düşünsenize; üç ay önce, beş yıl önce, yirmi yıl önce ne düşlemiştiniz?..

Neler kurmuştunuz, ne çiçekler sipariş etmiştiniz ömrünüzün en güzel bahçesi için...

Görüyor musunuz "oysa" ne yaptınız kendinize?


                                                                                                                   
 
 
                                                                               İclal Aydın
 
 
 
 
 
Artık yüreğinin yalnızlıklarına karşı koyma vaktidir
Rotanı hayatın yönüne çevirme vakti
İsteyeceksin,bir asi rüzgar olsaydım diyeceksin
Tüketilmiş,gözden düşmüş seçimlere inat
Hayallerini,rüyalarını bütün iyi niyetlerini gözden geçireceksin
Masumdur oysa en başında hayat öylesine saf
Erken diyoruz oysa "şimdi tam vakti!"
Teselli arayan bahanelerle
İsteksiz yalanlar uyduruyoruz kendimizin bile inandığı
Can diyor ki ben bedenden çıkmadıkça ümit kesilmez
Sen diyorsun ki kumdan kaleler yaptım hepsi yıkıldı...

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Oca.2009 Pzt 23:06:28sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

İstanbul da doğdu(1914).Ankara Gazi Lisesi ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü ne girdi. Öğrenimini tamamlamadan ayrıldı. Ankara ya dönerek PTT Umum Müdürlüğü nde, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu nda çalıştı. Yaprak dergisini çıkardı.. Orhan Veli, sanat hayatının en verimli zamanında, bir beyin kanaması sonucu 36 yaşında öldü(1950).

 

 

“Bütün güzel kadınlar zannettiler ki

 Aşk üstüne yazdığım her şiir

 Kendileri için yazılmıştır.

 Bense daima üzüntüsünü çektim

 Onları iş olsun diye yazdığımı

 Bilmenin.”

 

    Dediği için daha çok seviyorum Orhan Veli’yi. Seviyor ve onun şiirlerinde özgürleşiyorum. Ayrılmak, gitmek istiyorum bir yolculuğun peşi sıra.

   

 “Duyduğum yoktu ne vakittir

 Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede;

 İçime gene

 Yolculuk mu düştü, nedir?

 Nedir bu yosun kokusu,

 Martıların gürültüsü havalarda;

 Nedir?

 Yolculuk olmalı, yolculuk.”   

 

       Giderken yüksek bir dalga üzerinizden geçince durup düşünüyorsunuz nerede olduğunuzu ve nerede olmak istediğinizi.

 

“…Ne kâğıt yeter ne kalem,

 Mesut sanmam için kendimi.

 Bunların hepsi… hepsi fasafiso.

 Ne takayım, ne tekneyim.

 Öyle bir yerde olmalıyım,

 Öyle bir yerde olmalıyım ki,

 Ne karpuz kabuğu gibi,

 Ne ışık, ne sis, ne buğu gibi…

 İnsan gibi.”       

     

    Gidemesek de güzel bir coğrafyada yaşamanın tadını açık havada çıkarırız.

 

“Çayın rengi ne kadar güzel,

 Sabah sabah,

 Açık havada,

 Hava ne kadar güzel!

 Oğlan çocuk ne kadar güzel!

 Çay ne kadar güzel!   

 

    Ciğercinin kedisinin sokak kedisine verdiği cevabın günümüzde de geçerli olduğunu görürüz.

 

“Açlıktan bahsediyorsun;

 Demek ki sen komünistsin.

 Demek bütün binaları yakan sensin.

 İstanbul’dakileri sen,

 Ankara’dakileri sen…

 Sen ne domuzsun, sen!

 

    Şairler… Kavga ve dövüşlerinde bile yumruk, bıçak değil şiir çıkartıyorlar karşılarına. Ve bölünmüyorlar. Bir şenlikte buluşup, en son geçen yıl olduğu gibi bir ölümde birleşerek ortak bir şiir yazıp seslerini en güzel şekilde duyuruyorlar.

    Ne kadar güzel iki ya da daha çok şairin bir şiir için buluşması tıpkı Orhan Veli ve Oktay Rifat  gibi…

 

“Ağaca bir taş attım;

 Düşmedi taşım,

 Düşmedi taşım.

 Taşımı ağaç yedi;

 Taşımı isterim,

 Taşımı isterim!”

 

    İzmir’e yakışmaz mı duvarlarında Orhan Veli’nin şiirlerinin yer aldığı “Garip” adlı bir kahvebahane? “Gün olur”, “İstanbul’u Dinliyorum” , “Hürriyete Doğru” , “Ayrılış” , “Pireli Şiir” adlı şiirlerinin melodilerle buluşan yorumlarını dinlemek… Yalnızların, kadınların, denize, açık havaya, doğaya, gitmeye sevdalı yolculuk tutkunlarının, İstanbul’u özleyen kişilerin, kısacası kendi halinde, sıradan insanların uğrak yeri bir mekan. Ama mekana gelip de Orhan Veli’nin şiirlerine dalıp gittiğimizde bulabilir miyiz acaba evimizi? Ama en güzel yalnızlıkları kalabalıklarla yaşayacağız orada. Biz de onu gibi hiç durmadan ararız. Aradıkça buluruz. Hepimiz bu dünyada bir garip değil miyiz?

 

“YAŞAMAK

Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.

Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.

 

 

 

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2009 Sal 13:11:05sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Ninemin dilindeki masallarda tanıdım aşkı..

                      Öyle yalın öyle içten anlatırdı ki..

Anlamasamda bir yanım hep isterdi..Çocuk halimle hayaller kurardım masallara dair..

    Masalımsı aşklara dair..!

              Gel gelelim zaman büyüdü:)

Anneye babaya duyulan masalın sevdalı büyüsü..

                           Bir genç kız kalbinde ÇİÇEK açtı..

Kırdı bir başka el filizlenen çiçeği..Bir yeni filiz..Bir yeni çiçek..

        AŞK sanırım masallarda güzel..

Gökten üç elma(düşmesin ne olur)..

Gökten üç sevgi “elma”sı düştü...
Birisi sapasağlam kaldı,
insanlar birer parça koparmak için
birbirlerini ezdi o elmadan...
Bazıları ise dönüp gitti,
arkasına bile bakmadan....
Bir diğer elma..Yere çarpınca,
“Yer kırılmasın ben kırılırım” diyecek kadar nazikti..
Düştü, paramparça oldu kimse yanaşmadı yanına...
Diğeri...Üçüncüsü...
Ben aldım onu ..Havada tuttum...
Çekirdeklerini aldım, diktim tekrar toprağa...Üç çekirdek...
Kırmadılar beni, filizlendi bahar geldi tomurcuk oldular...
Üç tane elma filizim hayat oldu...
Güz oldu, sadece ama sadece üç elma
düşürdü her biri dalından aşağıya, üç sevgi elması...
Yıllar boyu böyle sürüp gitti..
Ve ben her sene havada yakaladığım sevgi “elma”sından
Üç yeni filiz, dokuz yeni elma büyüdüğünü gördüm...
Nasıl anlatılır ki...Sevgi büyütmek..
Sıcak ve içten bir şey..Mutluluk verici bir şey...
Bölüp parçalayanlara inat korumak...Güzel bir şey..
Ve bu cümlelere şahit olan sen...
Eğer ki yardımcı olursan, hani bir umut...
Eğer ki düşürüp yaralamayacak, koparıp atmayacaksan...
Eğer ki çekirdeklerini çıkarıp kırmayacak,
sevgiyle toprağa katacaksan ;
Ben o bütün elmaları havada yakalamaya razıyım...
...
Gökten üç elma düştü..
Birini şeytan aldı götürdü,
diğerini satamadan getirdi...
Üçüncüsü...
Onu ben aldım, sevgisini yitirmesin diye
yüreğimde yalandan uzak bir yer yaptım...
Ve sahte gözler görmesin diye,
yüreğine sevgimi de katıp bu kuytuda sakladım...
...
Sahte bir çift göz gelsin de alsın bakalım...

Bu aşkın izini hangi deli rüzgâr silip süpürdü..
Hangi iklimin susuz yazında kuruyup gitti akıtılan gözyaşları..
Hangi bahçenin gülüydü kokusu çocukluğuna kazınan..
En çok hangi mevsimde kanardı yürek kesikleri..
Hangi çağda yaşadı Leyla ile Mecnun..
Pamuk prenses ne kadar güzeldi..
Hepsi unutuldu..
Çünkü aşk bir masaldı ve
Büyüdü o devrin çocukları..

Ama olmadı..Gidilecek çok yol vardı,çekilecek çok acı,Mutluluk bir masaldı..Çok eskilerde kaldı..

 

 

 

                                                                                        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

deprave

deprave resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2009 Sal 23:43:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir..

      Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir..

           Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir..

Yalnız ben biliyorsam bu aşktır..

                  Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır..

Belki de sen hiç farketmedin;
Katrana kesmiş gecelerin kayıp zamanlarında, yolunu şaşırmış bir minik yıldızı arar gibi gözlerinde ışık aradığımı...
.....
Ve hiç farketmedin belki;
Umuda koktuğunu!..

Yoo, bilmen gerekmiyordu aslında...
Belki güzelliği de işte buydu geçen zamanın!..
.....
Belki bilseydin veya ben söyleseydim; bozulacaktı bişeyler...
Eğer bilinseydi; bu ufka batmış en sivri tepenin karşı ufuktaki tepelere doğru "niye sızlandığı" anlaşılacaktı!..
"Yeni doğduğu zannedilen" bebeklere isimler konulacaktı!..
.....
Umut yeni doğmadı ki aslında;
Ümitlerim hep vardı...

Sen, bana; okunmamış bütün şarkıların bir gün okunacağını hissettirdin...
Sen bana anlatılmamış bütün masalların anlatılacağını...
Yazılmamış bütün şiirlerin yazılacağını...
Söylenmemiş bütüüün ninnilerin bir gün söyleneceğini hissettirdin...
.....
Sen, benim için hiçbir şey yapmadığını mı zannediyorsun?..
.....
Veya şöyle de söyleyebilirim;
Senin bu "yapmayışların" yani hissettirişlerin olmasaydı, benim ne halde olacağımı bilmiyorsun!..

Belkisi yok, hiç farketmedin...
Üstelik, katrana kesmiş gecelerimde, "senin de bazı gecelerinin zifte boyanmış olduğunu" görebiliyordum...
Ama sen varken de, görünürken de, karanlığa düştüğünde de zihnimdeydi ışığın, ve ben hep gidiyordum ardından!..
.....
Çünkü sen umuda kokuyordun...
Bütün ümitleri "hayalin" fısıldıyordu kulağıma.

Ve şimdi;
Teşekkürlerimin ifadesi olarak sevgini ekiyorum bütün saksılara...
Bahçelerim sen kokuyor!..
Ve hayalin hep "umuda" kokuyor.

Düşünürken kendimden başkasına inanmam..

      İnanırsam ben senden başkasına inanmam..

İnanınca düşünür,yönelir sana doğru..

     Seninle ikimizden başkasına inanmam..

 

 

                                                                                        

CC sohbet icin buraya
 <<1...1011121314151617181920 21222324252627282930...41>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir