ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2008 Per 22:40:56 |
| fiogf49gjkf0d | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2008 Per 22:45:15 |
| fiogf49gjkf0d | |
deprave
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2008 Cum 02:56:09 |
| fiogf49gjkf0d SENİ SEVMEK SEVMELERİN EN GÜZELİ..
SANA GELMEK GELMELERİN..
SENLE OLMAK OLMALARIN..
SENLE ÖLMEK ÖLMELERİN EN GÜZELİ..
EN GÜZELİ..!
Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına.. Kizdığım oldu zamanında ama inandığımda.. Ömrümde her şarki başka bi kapi açti.. Bu sarkinin ardinda sen.. Bu kapinin ardindaysa benden önce söylenmiş sözler vardi..
Haklıydın ne söylesen haklıydın kabul ediyorum ... Kızmıştım aslında haketmediğimi düşünmüştüm ama sen bana az bile söyledin .. Evet her şarkı ayrı bir rüzgar gibi savurdu aşktan aşka .. Artık istemiyorum başka bir şarkı benim şarkımda ezgim de melodim de sen ol ...
Çok zor günler geçirdim vaktiyle.. Alemde savaşlar çirpinişlar nihayetinde.. Asik olmak kismetmis yar, sana.. Asik olmak kismetmis yar..
Çok zor günler geçirdim ...Ne gecemi ne gündüzümü gördüm dünyamda ..Kapattılar sandım beni zindana ... Ama SeN ... Sana aşık olmak kısmetmiş....
Seçtiğimiz hayatlar mi bunlar? seçtiklerimiz mi ? Bunca yokluk, bunca kiriklik, bunca aci Seçtiklerimiz evet ! Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli.. Senin askinsa bi dönem ödevi..
İster miydim ben böle olmayı ? Aylarca gözümden yaşı dindirmemeyi .. Bunca acıyı .. dargınlğı .. kırgınlığı yaşamayı .. İstemezdim ama kabul ediyorum BeN seçtim .. Hayat işte herşeyi yaşamak gerekir ..Ben yaşıyacaklarımı yaşadım .. Dargınlığı .. kırgınlığı .. acıyı .. kötü olan herşeyi öğrendim .. Şimdi SeNdeyiM ..Son durağım ol istiyorum .. Senden başka bir yere gitmiyeyim ..
Bir gece cikip gelsen olmezsin yar Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar Bir aksam çikip gelsen ölmezsin yar Ölümlerden ölüm beğen öleceğim yar
Bir gece çalsan kapımı .. Kaybolsam kollarının sıcaklığında .. Ayrılmamacasına kenetlensek birbirimize ... Hani bir gece çıkıp gelsen ?!... Hangi hata affedilmemiş ki bu dünya da ... Bir şans versen ölmezsin ya..hani diyorum bir gece çıkıp gelsen ?!...
Bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize.. İkimiz çokmuşuz meğer bu resme.. Kapatmadan bu kapıyı yinede.. Bu yaralar bereler sanadır bileler ...
Ben sildim geçmişi .. Bugün Sendeysem yeni bir sayfaya tarih atmışım demektir.. -Geçmişim yok- BeN mutluluğun fotoğrafında ikimizi istiyorum aynı kareye sarmaş dolaş .. Sen istemesen de .. Hani bir şans diyorum ?!.. Her aşk bir kere affedilmez mi ?..Ben sana geldim ..Kapatma kapını ...
Bu yaralar bereler sanadir bileler.. Göreler askimi.. Sahidim gök kubbe.. Asigim bekletme..
Bu pişmanlığım sana yaptıklarıma ...Büyük bir aşkı mahvedişime ... Ama geldim ... Affetsen ?... Gitmek kolaydır da ...Gidipde dönmek yürek ister bilirsin .. Ben onca yaptıklarımdan sonra gururumu hiçe sayıp döndüysem affedilebilirm ... Gerçekten sevmesem dönmezdim .. Kapına geldim .. -Bekletme-
Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden.. Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bi tek.. Benim de kanattıklarım vardı elbet.. Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar hala gölgeni taşıyorlar.. Hani demiştim ya en başında.. Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye.. Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle..
Zor günler geçirdim .. Çocukluğumun verdiği bir güven vardı kendime .. bilmiyordum yaptığımın bu kadar kötü bişi olduğunu ... Benim kanattıklarım var /Benim kanattıklarım şimdi beni kanatıyor/..Oysa ben ne zor günler geçirdim yaptıklarımın bedelini fazlasıyla ödedim ..Ne aşk lar ne ayrılıklar geldi geçti bu hayatımda .. En çok sen kanattın beni / sana yaptıklarım
Çok zor günler geçirdim vakiyle kalbimde.. Firari endiseler nihayetinde.. Asik olmak çok zormus yar sana.. Asik olmak çok zormus yar..
Çok zor günler geçirdim ..Ayrılıklar ..Aşk lar ..Pişmanlıklar..Nefretler ..Toz gibi uçuştu havada ... Bana en çok acı veren ise -Pişmanlığım- oldu ..Aşık olmak zormuş sana ..Seni herkes taşıyamazmış..Ben kendime bakmadan girdim bu sevdaya...Sana aşık olmak çok zormuş.../Beni Affet/
Bir gece çikip gelsen ölmezsin yar.. Ölümlerden ölüm begen gelmezsen yar.. Ölecegim yar.. Bu şarkı sadece benimdi sevgilim.. Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize.. Yazmışsın ya onu sevebilecegimi düşünmüştüm diye.. İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece.. Bu yaralar bereler sanaydı aşkı bileler.. Göreler aşkımı şahidim gök kubbe..
Eğer ortada gerçek bir aşk varsa gurur unutulur .. Ben sevgime inandım sana geldim /gururumu unuttum/.. Bir gece çıkıp gelsen ?!..Sarılsak yağmur altında ayrılmamacasına..Isıtsan beni sıcaklığınla ... Hiç ayrılmasak ... Bir gece çıkıp gelsen ?!.. Bu yaralar bereler sanadır bileler.. Göreler aşkımı Şahidim gökkubbe.. Aşığım bekletme...
Açtığım yaraların ilacı olmaya geldim .. Yaptığım hataları affettirmeye geldim .. Sana sevgimi göstermeye geldim ... Aşığım sana bekletme .. Eğer sen inanmazsan sevgime şahidim gökkubbe..
Çocukki tatlı ve narin..
Karanlıklardan süzülen saçları öylesine siyahki,geceyi oluşturur..
Zerafetinin temaşası,insan gözünün hiç görmediği bir şenliktir..
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2008 Cum 14:53:40 |
| fiogf49gjkf0d
MASALLARIN MASALI
Su basında durmuşuz, çınarla ben. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana.
Su basında durmuşuz, çınarla ben, bir de kedi. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim, bir de kedinin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana, bir de kediye.
Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, bir de güneş. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, bir de günesin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
Su basında durmuşuz. Önce kedi gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra ben gideceğim, kaybolacak suda suretim. Sonra çınar gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra su gidecek güneş kalacak; sonra o da gidecek...
Su basında durmuşuz. Su serin, Çınar ulu, Ben şiir yazıyorum. Kedi uyukluyor Güneş sıcak. Çok şükür yaşıyoruz. Suyun şavkı vuruyor bize Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....
Nazım Hikmet Ran
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2008 Cum 15:25:39 |
| fiogf49gjkf0d | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2008 Cum 23:08:42 |
| fiogf49gjkf0d | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2008 Cmt 00:40:35 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Ne kadarınız gerçek sizin, kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki kilitler altında sakladığınız gerçek duygularınızla, gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor hayatınıza, söylenmeyen neler var kuytularda, hani kendinizden bile sakladığınız, bir sinir kriziyle ya da büyük bir acıyla yahut da muhteşem bir sevinçle kabuğunu çatlatıp da ortalara dökülecek neler biriktiriyorsunuz içinizde...? ? ? Ne kadarınız kendi sahtekarlığınızın esiri? Sevip de söyleyemediğiniz, özleyip de açıklayamadığınız ya da sevmeyip de sevginizin eksikliğini içinize gömdüğünüz oluyor mu, korkaklıklar var mı, kalleşlikler var mı, yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir işaret mi bekliyor...? ? ?
Göründüğünüz insan mısınız siz, yoksa bir define arayıcısı hazineler mi bulur içinizde ya da yıkılmış bir kentin harabelerini mi taşıyorsunuz? Derununuzda neler saklıyorsunuz? Ne kadarınız gerçek sizin?
Ülkenizle ilgili düşüncelerinizi söylüyor musunuz, yoksa başınızı belaya sokmayacak kadar akıllı mısınız, gerçek düşüncelerinizi başbaşa konuşmalara mı saklıyorsunuz, açıkça konuşanları biraz aptal buluyor musunuz?
Günahlardan yapılmış hayaller var mı içinizde, günahtan korktuğunuzdan bunları saklayıp Tanrı yı mı kandırmaya uğraşıyorsunuz? Günahları sevmiyor musunuz, seviyor musunuz yoksa...? ? ?
Uzun bir yolculuğa çıkar gibi duygularınızla düşüncelerinizi denklere sarıp da içlerinizde bir yerlere mi yerleştirdiniz,
bir gün yolculuk bitince açmayı mı düşünüyorsunuz aslında yolculuğun hiç bitmeyeceğini ve denklerinizi hiç açmayacağınızı bilerek... Bir gün çıldırsanız da bütün duygularınızla düşüncelerinizi açıkça söyleseniz, neler duyacağız sizlerden, gizli palyaçolar mı çıkacak ortaya, yoksa korkaklığın altında, bir istiridyenin içinde büyüyen inciler gibi büyümüş yiğitlikler mi?
Kızgınlıklarınız yok mu sizin, öfkeleriniz, isyanlarınız? Aşklarınız yok mu?
Kendi sahtekarlığınıza ne kadar esirsiniz? Esaretten kurtulsanız da gerçekler dökülse ortaya, kendinize şaşar mısınız, hiç düşündüğünüz oluyor mu kırkıncı odada neler var diye, hangi unutulmaya çalışılmış sevgililer, dile getirilmeyen özlemler, söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler, hangi boşvermişlikler, hangi inkar edilmiş arzular yatıyor diplerde?
Ne kadarınız gerçek sizin?
Kimselerden korkmadığınız kadar korkuyor musunuz kendinizden? Şehrin ışıklarının bulutlara yansıdığı turuncu pırıltılı külrengi bir gecede, şimşeklerle boşanan yağmur başladığında şatonuzun odalarında bir gezintiye çıkıyor musunuz, ağır ağır yaklaşıp o kırkıncı odaya açıyor musunuz kapıyı usulca, gördükleriniz ağlatıyor mu sizi,
bu kadar gerçeği o odada saklayıp, hayatı yalandan yaşadığınızı farketmek nasıl bir sarsıntı yaratıyor? yoksa, ne gökyüzüne vuran ışıklar, ne yağmur,
ne de ıssız gece, sizin kırkıncı odaya yaklaşmanızı sağlayamıyor mu, korkuyor musunuz kendi gerçeklerinizden, kırkıncı odanız size de mi kapalı, kendi kendinize bile mahrem misiniz?
Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir? Bıktığınız olmuyor mu kendi yalanlarınızdan, hiç kendinizden sıkıldığınız olmuyor mu, kendinizi bir yerlerde terkedip de gitmek istemiyor musunuz, bütün yalanlarınızdan uzak bir yere?
Şöyle rahatça bütün duygularınızı, bütün düşüncelerinizi söyleyebileceğiniz bir diyara, kendinizi bile yanınıza almadan.
Ah aslında ben onu seviyordum diye ağlayacağınız kimleri saklıyorsunuz koynunuzda, yüksek sesle eleştirip de içinizden hak verdiğiniz hangi düşünceler var, kendinizi akıllı bulurken aslında gizlice kendi korkaklığınızdan utandığınızın itirafını nerelerde gizliyorsunuz?
Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir?
Bunu hiç düşündüğünüz oluyor mu yoksa bunu düşünmek bile yasak mı size? Neler var kırkıncı odada? Otuzdokuz odadan yapılmış hayatınızı, kırkıncı odanın kapısını açmamak için yalandan mı yaşıyorsunuz? Niye yapıyorsunuz bunu? Açsanıza kırkıncı odayı yağmurlu bir gecede belki... Belki de hiç açmazsınız, kapalı bir odayla yaşarsınız bütün ömrünüzü, kendinizden sıkılarak...
Ahmet ALTAN | |
deprave
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2008 Cmt 02:58:24 |
| fiogf49gjkf0d DÜNYANIN EN GÜZEL GÖZLERİNE..
“Çocuklar neden cesurdur bilir misin? Bilmedikleri için.. Bir çocuk susadığı zaman su ister annesinden, Oturup da bir köşeye ağlamaz, Sen ise bana susadığın halde, Beni benden isteyemiyordun.. Oturup bir köşeye ağlıyordun”
Ama artık farklı herşey… Biliyorum ki o gözler benim için yaşıyor artık, O yürek kendisine susayan bu yürek için çarpıyor artık… Ve ben..Ve ben….
Aşıklar neden ağlar bilir misin? Bahar için.. Sevdikleri için.. Sevip de kavuşamadıkları için.. Kavuşup da sarılamadıkları için.. Ve bazen de mutluluktan ağlarlar, Sarılıp da baharı getirdikleri için… Ben de ağlıyorum şimdi biliyor musun.. Çünkü sevdalıyım ben de, Ve sevdalılar hep ağlar,gerçek aşıklar hep ağlarlar, Hem de yalansız, Hem de riyasız , Lekesiz ağlarlar..
Bugün bir başka güzel hiç sevmediğim sonbahar, Bugün başka güzel ağaçlar,tükenmiş olsa da yapraklar, Bugün herşey bir başka güzel… Sen başka güzelsin bugün PRENSESİM.. Ve güzel olmayan iki şey kaldı hayatımda, Yıllarımın boşa geçmesi birincisi, Seni daha önce tanımamam… Ve ikincisi yanımda olmaman be SEBEBİM.. Yanımda olmaman…
Yağmur başladı duyuyor musun? Sevda yağıyor gökyüzünü yararcasına.. Ve ben ıslanıyorum.. Delicesine, Doya doya ıslanıyorum hasret kaldığım yağmurlarla.. Ve hiç üşümüyorum artık, Gözlerinin sıcaklığı yetiyor dünyamı ısıtmaya, Bazen yakıyor taa içimi, Yanmak hiç bu kadar güzel olmamıştı be SEVDAM… Bir iki haftadır işlerle ilgilenmiyormuşum, İyice umursamaz olmuşum, Bugün ortağım sitem etti daha önce hiç kızmadık birbirimize… Bilmiyor ki tam aksine umursamak kelimesini yeni öğrendiğimi, Yeniden doğduğumu anlamaz ki anlatsam sabahlara kadar, O hiç sevmedi ki böylesine, Sarmadı ki yüreğini hiç kaybetme korkusu, Yanmadı ki be SEVDİĞİM, Yanmadı ki hasret ateşiyle,delicesine…
Yeni bir kalem aldım bugün, Ve çöpe attım kırık kalemimi.. Seni daha güzel yazayım diye, Ama olmuyor, Anlatamıyorum o güzel gözlerini, Yok ki anlatacak, Dünyamı aydınlatanı ifade edecek iki kelime… Ama yüreğimden kopan bir iki kelime var sadece haykırmak istediğim, Ve bir gül.. Seni seviyorum PRENSESİM… Seni seviyorum SEBEBİM… Seni seviyorum SEVDAM… Seni seviyorum SEVDİĞİM.. Seni seviyorum HERŞEYİM..
Göz kapakların iki nergiz taç yaprağıdır..Gülüşün şafak gibidir..
Ağzın iki yakuta benzer leziz dudaklarınla mühürlenmiştir..
Tüm cennet bahçeleri giysilerinin altında nefes alır..
Kirpiklerin büyük kılıçlardan ve çifte suverilmiş çelik mızraklardan daha keskindir..
Geceyi bile kıskandıran gözlerinde aşkın şehveti parlar..
Senin saçların öyle siyahki..
Bembeyaz boynuna değdiğinde acaba bu aşkımızı selamlamak için gelen gecemidir diye kendime sorarım..
Gece sana selam durmak..
Güneşin altın ışıkları sevgimizi aydınlatmak için yaratılmıştır..
(Çok sevdiğim iki insana)
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2008 Cmt 16:22:06 |
| fiogf49gjkf0d
Dostlar ırmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl gibi... Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi. Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı.... Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz; Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus... İlk anda ürkütür, korkutur sizi. Derinliklerinde saklıdır gizi, Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız; Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu... Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler. Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler! Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz; Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere... İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere. Yanında olmak başlı başına bir mutluluk. Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip. Her biri başka bir karaktere sahip. Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı. Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz. Boşa gitmez ne kadar güvenseniz. Dibini görürsünüz her şey meydanda. Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda. İçi dışı birdir çekinme ondan. Her sözü içtendir, her davranışı candan...
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2008 Cmt 22:26:41 |
| fiogf49gjkf0d
| |
| |